32.BÖLÜM

1.3K 32 6
                                    

32.BÖLÜM

Benim yerimde başka biri olsaydı eğer, gördüğü manzara karşısında ağlayarak oradan uzaklaşırdı. Benim tek yaptığım şey ise karşımda duran kızı umursamayarak, kaşından hafif hafif kan süzülen sevgilimin yanına gidip kollarımı boynuna dolamak olmuştu.

Ellerini belimde hissettiğimde rahatlamanın verdiği cesaretle geri çekilerek yüzünü ellerimin arasına aldım.

"Rüzgâr ne oldu?" Bir sulu göz olarak gözlerimin dolması çok şaşırtıcı değildi ama gözyaşlarımı içeride tutmayı başarabilsem çok hoş olurdu.

"Şşt, bir şey yok." Gözyaşımı başparmağı ile sildikten sonra elmacık kemiğinin üzerindeki kızarıklığın üzerinde parmaklarımı gezdirdim.

O sırada arkamdan gelen kapının kapanma sesi ile karşılaştığım ve kim olduğu hakkında en ufak bir fikrim olmayan kızın hala orada olduğu aklıma gelmişti.

Rüzgâr'ın tek eli hala belimde dururken gözlerimi hızlıca ellerimle sildim ve geriye çekildim.

Kıvırcığa doğru döndüğümde bir açıklama beklediğimi anlamış olacak ki konuşmaya başladı.

"Pardon tanıtmadım ben kendimi," Pek de kibarız. "Arzu ben. Rüzgâr'ı yolda böyle görünce," cümlesine devam ederken 'Rüzgâr' kelimesine takılmıştım. Madem yolda gördün yardım etmek istedin, ne bu samimiyet?

Gerçi bir yanım da "çocuğun adı Rüzgâr başka ne desin?" diye beni sıkıştırıyordu ama o tarafımı görmezden geldim.

"Sen de kız arkadaşısın sanırım?"

Sanki kızın yüzünden olumsuz bir duygu geçer gibi olmuştu ama benim paranoyam da olabilirdi.

"Evet, Ada."

Kızla kısaca el sıkıştıktan sonra tekrar Rüzgâr'a dönerek beline sarıldım ve koltuklara doğru ilerlemesine yardım ettim.

Koltuğa oturttuktan sonra ben de yanına oturduğumda kıvırcık da yandaki koltuğa oturdu. İnsan bir yalnız bırakayım der.

"Ne olduğunu anlatır mısın?"

Uzanıp yanağımı okşadığında söylemek istemediğini anlamıştım ama bu sefer daha kötü hissetmeme neden oluyordu.

"Başka bir şeye ihtiyacınız yoksa ben gideyim."

Rüzgâr kafasını salladığında kibarlık gereği ayağa kalkarak çıkışa kadar eşlik ettim.

Kapıyı açıp çıkmasını beklerken eşiği geçmişken geri döndü.

"Ben kavganın birazını uzaktan gördüm," Rüzgâr'ın duymaması için fısıldayarak konuşuyordu. "İlk başta Rüzgâr hepsini hallediyordu ama sonradan gelen iki kişi arkasından yakalayınca bu hale geldi."

Tamam sandığım kadar kötü niyetli bir kız değilmiş, bunu anlamış oldum. Ama söz konusu Rüzgâr'dı ve kıskanıyordum, elimde değildi.

Kafamı salladığımda "Tekrar geçmiş olsun," dedi ve merdivenlerden indi.

"Biraz fazla geveze."

Tekrar koltuğa oturduğumda Rüzgâr'a tip tip baktım. Elmacık kemiğinin üzerindeki kızarıklıklar, patlak olan kaşından süzülen kan, daha çok yeni kanaması durdurulmuş olan dudağının üzerindeki yara bile ona küçücük de olsa tavır yapmayacağım anlamına gelmiyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 18, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İLK VE SONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin