25) SEZON FİNALİ

327 30 134
                                    


VAHŞET'TEN...

İki gün...

Lavinya'yı kaçırdığım günden bu yana tamı tamına iki gün geçmiş ve dördüncü kurban olarak Defne'yi öldürmüştüm. Defne'nin ölümünün üzerine Lavinya tek kelime dahi etmemiş sessizce tavanı izliyordu. Zaman artık benim aleyhimeydi. Çünkü Defne'nin ölümü ile birlikte Gölge de artık harekete geçmişti.

Bu kadar zaman boyunca neden beklediğini bir türlü anlayamamıştım ve bu umurumda da değildi. Gölge, Araf ya da Erol olacaklara engel olamayacaklardı. Yirmi sene önce olanın şimdi tam tersini yaşatacaktım onlara.

Şu an Gölge hem Araf'a hem de Erol'a zarf bırakarak onları bütün bu olayların başladığı yere siyah depoya çağırmıştı. Benim ise ihtiyacım olan tek şey bir adet mesajdı. Bütün her şey planlı tek eksik olan o mesaj geldiğinde harekete geçecektim ve o mesajın gelmesine de çok az bir zaman kalmıştı.

Artık Lavinya'yı izlemeyi keserek ona doğru birkaç adımda yaklaştım. Kollarım göğsümde birleşmiş duruyordu. Lavinya hiçbir şekilde şeklini bozmayarak duruyordu. Öksürüp konuşmaya başladım.

"Gölge, benden tamamen farklı birisi." İlgisini çekmemiş olmalıyım ki bana bakmadan tavanla bakışmaya devam etti. Ağzında bir bant yoktu ve gözleri kızarmıştı. Şu an boğazının da ağrıdığına kalıbımı basabilirdim. Çünkü iki gün boyunca ne bir yudum su ne de yiyecek bir şey vermemiştim.

"Yıllar önce bir katil değil bilim adamıydım ve çok önemli bir buluş yapmıştım." Gözlerimi yerde duran çantaya diktim. İçerisinde bugünü sonlandıracak şey vardı ve bu beni heyecanlandırıyordu.

"Gölge ile aslında arkadaştık ve o sadece bana yardım edebilmek için babanların yanında yer aldı. Normalde o da bir bilim adamıydı ve bir karıncayı dahi öldüremeyecek bir yapısı vardı. O sadece iyilik yapardı ama benim için babanların yanında durmayı göze aldı." Çantaya doğru birkaç adım atıp dibinde durmuştum.

"Yirmi dört yaşında evliydim ve eşim hamileydi. Bir çocuğumuz olacaktı. Çok heyecanlıydık ama beklenmedik bir şey oldu." Lavinya'ya döndüğümde gözlerim hafif puslanmıştı ve onunda artık dikkatini çekmiş olmalıyım ki bana bakıyordu.

"Bebeğimizin gelişimi ilerlemiyordu. Hücreler bütün hale gelmiyor ve yaşama tutunamıyordu. Her kontrole gittiğimizde doktorlar bebeği aldırmamız gerektiğini söylüyorlardı. Çok acı vericiydi ama eşim asla aldırmayacağını söyledi. Doktorlar doğum olsa bile bebeğin yaşamayacağına garanti veriyorken bir umut eşim bebeğimizi doğuracaktı."

Susup yeniden çantaya baktığımda cebimdeki telefonun titremesi ile beklediğim mesajın geldiğini anlamıştım. Yine de bu sefer işimi şansa bırakamazdım ve telefonu çıkartıp baktığımda suratımda bir gülümseme oluşmuştu.

"Peki, ne oldu?" Lavinya'nın sesi ile aşağıya doğru eğilip çantayı aldım ve doğruldum.

"Gece gündüz bu şey için bir çare aramaya başladım ve sonunda buldum. Bebeğimiz yedi aylık olmuştu ama karımın karnı büyümemişti. Onu bir çözüm bulduğumu söyleyerek sevindirmek istemediğim için bulduğum formülü eşimden gizli yemeklerine koymaya başlamıştım." Arkamı dönüp bir gün önce Defne'yi öldürdüğüm yatağın üzerine çantayı bırakıp fermuarını açtım.

"İlacın ilk başta eşime etki edeceğini düşünmemiştim. Eşimde büyük gelişmeler oluşmuştu. Bir anda daha iyi duymaya ve görmeye başladığında korkarak ilacı kesmiştim. Eşime bir şekilde bunu söylemem gerekiyordu çünkü eşim normale dönmüyordu. En küçük bir varlığın sesini duyduğu için delirecek noktasına gelmişti. Duymasını bir şekilde ameliyat ile durdurmuştuk ama görmesini durdurmak imkânsızdı ve durduramadık da."

VAHŞET / GÖLGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin