Nasha ile yatağımdan yatarken ikimiz de tavanıma baktık. Tavanımın tamanı yıldız parıltılarından oluşuyordu. "Hayatımda aldığım en kötü karar."
Nasha elini kaldırdı. "Beni işe aldıktan sonra."
Kafamı salladım. "Evet senden sonra."
İkimiz de kıkırdadıktan sonra Nasha söze girdi. "Bence fazla düşünüyorsun parton. "
Yatağa kıvrıldım. "Ailem benimle dalga geçecek. Yirmi iki yaşında bir çocuk getiriyorum!"
Nasha nefes aldı. "Dalga geçmeyecekler. Hiçbiri böyle birini beklemeyecek. Seni hiç tanımadıklarını düşünecekler. Yirmi iki yaşında müzik grubu olan biriyle berabersin!"
Ellerimi saçlarıma geçirdim. Nasha yeniden konuştu. "Sen bir kadın gururusun. Genç bir erkek ile beraber olan olgun kadın çok azdır. BAŞARDIN!"
Gülerek ona vurdum. Nasha yatağımdan kalktı. "Sabah 7'de koşun var. Kalkmaya çalış. 9'da toplantın var. Ben İtalya'ya gitmeden önce iş dağılımını verdiğin programa göre dağıttım. Ama yinede bı toplantıyı ayarladım. Son konuşmayı yap."
Nasha yerdeki ayakkabılarını giyerken yeniden konuştu. "Ayıca bu akşam valizlerini hazırla uçak biletini sabaha almışsın."
"Teşekkürler ajanda."
Nasha gülerek odamdan çıktı. "Bu arada,"
Kafamı kaldırıp ona baktım. Nasha gülmeye başladı. "Jartiyerin,"
Kahkaha atarak ona doğru yastık attım. Nasha gülerek elini havaya kaldırdı. "Tamam hiçbir şey demedim."
2 Gün Sonra
İtalya'ya geldiğimiz andan beri bacaklarım titriyordu. Michael araba kiralamaya gitmişti. Nasha bana baktı.
"Biliyor musun çok yakışıyorsunuz."
Onu dürttüm. "Dalga geçme."
Kıkırdayarak uzaklaştı. Michael'a baktım. Skinny jean, bot ve bol jean ceket giymişti. Ben ise deri pantolon, gümüş bantlı bir ince topuklu ayrıca omuzları düşük krem rengi bir kazağın uyumuna inanarak boynuma bordo bir fular bağlamıştım. Taba deri ceketimi çantama geçirerek bavulumu arkamdan sürükledim.
Nasha'da bavulunu benimle sürüklerken, Michael bavulu ile bize doğru geldi. "Tanrım, ingilizce bilmiyorlar."
Michael'ın yüzüne öylece baktım. Derin nefes alarak konuya girdim. "Ee, ne tuttun?"
Michael gülümsedi. "Pahalı bir şey."
Nasha'ya bakıp gülümsedim. Ben kazandım der gibi. Michael yeniden konuştu.
"Land Rover."
Birden suratıö düştü. Nasha bana bakıp kahkaha attı. "Dediğim gibi çok yakışıyorsunuz."
Michael gülümseyerek bana sarılmaya çalıştı. "Değil mi biz-"
Onun kollarından sıyrıldım. "HAYIR!"
Michael gülümseyerek Nasha'ya döndü. "Harika bir kadın değil mi?"
Nasha kaşlarını çattı. "O benim patronum. Hakkında söyleyebileceğim tek iyi şey bana para ödüyor oluşu."
Araba yerine doğru sinirle giderken hayatımda bir kez dahi binmediğim arabaya baktım. Michael gülerek yanımda durdu.
"Nasıl ama turuncu!"
Ona inanamayarak baktım. "Aldığım en kötü kararsın."
Bana döndü. "Lütfen sakin olur musun, ailen beni çok sevecek ve eski nişanlın seni kaçırdığı için sürünecek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Call Me Vogue
Fanfiction"Biz birbirimiz için kesinlikle yaratılmamışız." Şizofrenik bir kahkaha atarak ona baktım. "Ah! Bu konuda anlaşabilmemiz ne kadar güzel!" @lineofsight için her zaman senin için