Chianti

3.5K 285 88
                                    

Telefonda konuşurken Jeard benim için yemek yapıyordu. ''Hayır!''

''Bak anlamıyorsun, onun rengi ile ne uyuşuyor. Hayır bak yavru ağzını öyle bir kullanmalısın ki avangart, yenilikçi durmalı. Anlıyor musun?''

Telefondan ses geldi. ''Beyaz kullanalım.''

Birden sesimi yükselttim. ''PEDRO! BEYAZ KULLANAMAN BİZİ NASIL YENİLİKÇİ GÖSTEREBİLİR?''

Jeard kaşlarını çatarak bana döndü. Daha sonra telefonu çalmaya başladığında hızla balkona çıktı. ''Dinliyorum?''

Pedro salak saçma tüm yorumları yaparken elimi kafama koydum. ''Pedro, tatlım yarın sabaha kadar düşün taşın bunu sonra tartışalım.''

Telefonu kapattıktan sonra Jeard'ın balkonda sinirli bir şekilde iş halletmesini izledim. iPad'imi açtım ve daha sonra güncellenen tüm bilgileri gözden geçirdim. Maillerden herkese birkaç bir şey yazdım. Hatalarını düzeltmeleri için her şeyi yazmaya çalışıyordum. Jeard balkondan çıktı. 

''YEMEK!''

Dalgınlıkla döndüm. ''Ne?''

Fırından çıkan dumanı görünce anladım. Jeard hızla fırından yemeği çıkartıp bana baktı. Ellerimi yukarı kaldırdım. ''Bana bakma, yemek senin sorumluluğun.''

Jeard nefes aldı. ''Sadece birimizin işkolik olması gerekiyor.''

Kafamı salladım. ''Haklısın, evde kal ve çocuğa bak Jeard.''

Jeard gülerek telefonunu açtı. Bir yandan yemeğe bakıyordu. ''Bence o kadar kötü değil. Patatesleri yiyemeyeceğiz sadece.''

Kafamı sallayarak masaya geldim. ''Haydi yiyelim, ben çok açım.''

Jeard tabaklara yemeği koyarken ben de iPad'i kapattım ve Jeard'ın bilgisayarından kendi maillerime girdim. Oradan işlere devam ederken Jeard tabağımı önüme itti. 

Hiç durmadan yazarken bir anda Jeard bilgisayarı kapattı ve ellerimi çekmek zorunda kaldım. ''Gerçekten geldiğin çok iyi oldu Chianti.''

''O kadar meşgulüm ki! Bu sayıya güveniyorum ve çok çabalıyorum.''

Jeard gözlerimin içine baktım. ''Her zaman iyisin neden bu kadar kendine yükleniyorsun.''

Dudaklarımı yaladım. ''Çünkü çok çabuk tüketiyoruz ve o kadar arama yapıyorum ki, o kadar kişilerle iletişim halindeyim ki bazen kafam karışıyor. Bu yüzden bir şeyde öncü olmak zorundayız. Dergiler genellikle moda olanı söyler ama biz moda yaratmaya çalışıyoruz. Bu yüzden zor. Bu yüzden insanların sevdiği kişileri kafalamaya çalışıyorum. Her şeyi tasarımcılarımızdan, fotoğrafçılarımıza kadar her şeyi denkleşitiriyorum. Markaların kıyafetlerini ona göre onaylıyorum.''

Jeard ellerini kaldırdı. ''Anladım, filmi tek başı-''

Telefonu çaldığında ikimiz de birbirimizin gözüne baktık. ''Eğer telefonu açarsan bilgisayara uzanırım.''

Jeard telefonuna baktı. Nefes aldı. ''Hayır, açmayacağım seninle vakit geçireceğim.''

Mesaj sesi yükseldiği anda Jeard konuştu. ''Lanet olsun!''

Telefonu açtığı anda bilgisayara uzandım. Kahkaha atarak iş başına döndüm. Tabağımdaki yemekten bir çatal aldım ve kafamı salladım. ''Bebeğim yemek çok güzel olmuş.''

Jeard telefonunun hoparlörünü kapatıp balkondan konuştu. ''Sessiz ol.''

Balkonun kapısını kapatırken ona döndüm ve bağırdım. ''TAMAM!''

Call Me VogueHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin