5 Seconds Of Summer yazısına bakarak nefes aldım. Dergi taslaklarını onaylayarak Nasha'nın alacağı dosya yığının arasına koydum. Michaellar artık ünlü olacaklardı. En azından bizim kafamızda düşündüğümüz plana göre. Nasha odama hızla girdi. ''Elbisen gelmiş.''
Kahvemi elime alarak ayağa kalktım. Nasha kılıfı tuttu ve fermuarını yavaşça açtı. Nefesimi tutarak elbiseye baktım. ''Mükemmel.''
Nasha kıyafete baktı daha sonra bana baktı. ''Ben de gelmek zorunda mıyım?''
''Evet sana da elbise sipariş ettim.''
''Evet, onu gördüğüm için sordum zaten.''
Ona bakarak iç çektim. ''Sen zeki bir kadındın. Neden şimdi sınırları zorluyorsun.''
Kılıfımın fermuarını çekip koluna attı. Masama gidip dosyalarımı aldı. ''Her neyse, isim listesi çıkartmamı ister misin?''
Kafamı salladım. ''Elbette Nasha ben meşgul bir kadınım herkesin gereksiz isimlerini aklımda tutamam.''
Nasha kafasını salladı. Bugün bir değişiklik yapıp boru ispanyol paça ve beyaz askılı bluz giymiştim. ''Greffie buraya bakıyor.''
Hızla toparlandım. Kahvemi masama bırakıp masamdaki dosyamı aldım. ''Ah yerimde gözü olan birinin daha dikkatli olması gerekirdi.''
Nasha derin nefes verdi. ''Rezil mi edeceksin?''
''Evet.''
Nasha eşyaları nereye koyacağını bilemedi. ''Kameraya çekmemi ister misin, youtube'a koyarız sonra.''
Onu başımdan savarak ofisimin kapısına çıktım. Greffie çaylak bir editördü. Belli ki gözü benim yerimdeydi. Normalde arkamdan konuşulan şeyleri siklemezdim fakat başarılarım hakkında alaycı bir şekilde konuşuyorsa benden daha iyi olmalıydı. Yutkundum.
''Greffie, yazdığın bildiriyi daha bu sabah okuma şansım oldu.''
Sesim ile ayılan ofis halkı ilk bana sonra odasının yanında konuştuğu arkadaşlarıyla duran saf Greffie'e baktı.
''Bayan Tollear, bir şey mi oldu?''
Onun yanına doğru yürümeye başladım. Sadece onun duyabileceği mesafede konuştum. ''Yazdığın bildiri hakkında konuşacaktım.''
Greffie aptal egosu ile kendinden daha üstün bir şekilde konuştu. ''Sorun değil burada konuşabiliriz.''
Boğazımı temizleyerek odasının kapısını açtım. ''Odana geçelim seni ekip arkadaşlarına rezil etmek istemiyorum.''
Bir anda kafasını sallayarak odaya benimle girdi. Dosyasını masasına bırakıp kalçamı onun masasına dayadım. ''Sarf ettiğin emekten dolayı dosyanı yere atmadım.''
Boğazımı temizledim. ''Şimdi sus ve beni dinle. Eğer gözün benim yerimdeyse elinden gelenin daha iyisini yapmalısın. Benim üstümde olan patronum bana tuvaletini temizletmişti. Ben yaptım. Dahası sadece benim çıkardığım fikirle ilerleyip övgüleri almıştı. Ondan daha iyi olduğumu biliyordum bu yüzden işi devraldım. Ondan gizli fikrimi baş editöre beyan ettim. Sadece bir fikir ile mi buraya geldim? Elbette hayır. Çok çalıştım, en iyisi olmak için elimden geleni yaptım. Haftada kaç saat uyuduğumu tanrı bilir. Yediğim sözleri, çıkardığım işe yapılan saygısızlıkları...''
Üstümü düzelttim. ''Diyeceğim o ki, eğer benim yerimde gözün varsa bunu insanlara söylemek yerine harekete geçmelisin. Benimde zamanım burada dolacak ama benden daha kötü olan birine bu yeri vermeyeceğim. Bu yüzden kendini topla ve silik işi düzgün bir şekilde yap. İnan bana Greffie, tembelliğe ve saygısızlığa asla tolerans göstermem.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Call Me Vogue
Fanfiction"Biz birbirimiz için kesinlikle yaratılmamışız." Şizofrenik bir kahkaha atarak ona baktım. "Ah! Bu konuda anlaşabilmemiz ne kadar güzel!" @lineofsight için her zaman senin için