Jeard ve sahiplendiğimiz topal köpeğimiz Tuck'ın fotoğraflarını çektim. Instagram hikyesine koyarken gülümsedim. Jeard elinde dişlikler ile gelip bahçedeki koltuğa oturdu.
Bacağımı ısırıp koluma bir öpücük koydu. "Yemeğe Jeff ve eşini çağırdım."
Kafamı salladım. "Nasha'da gelecek."
Jeard mırıldandı. "Biz daha sonra iş konuşacağız."
Kafamı sallarken telefonumun ekranını kilitleyip Jeard'ın yanına doğru kaydım. Jeard kaşlarını çatarak bana baktı. Samimi bir gülümseme yaparak saçımı kulağımın arkasına attım. "Seninle bir şey konuşmak istiyorum."
Jeard saçlarımı okşayıp gülümsediği anda içimdeki o vahşi kadın harekete geçti. Bazenleri onu tamamen eve kapatmak ve delicesine sevmek istiyordum.
Bu duyguları harekete geçirmesi tamamen centilmen ve duygularıma saygılı bir adam oluşundan aynı zamada bana bakarken ki gülümsemesinin gerçekçiliğinden kaynaklanıyordu.
Bunu kimseye söylemem fakat Jeard beni nahif seviyordu. Hissettirerek seviyordu ve ben ona tutulmaktan başka hiçbir şey yapamıyordum.
"Ne oldu?"
"Oteldeki evlerimizi artık kullanmamaya mı başlasak?"
Jeard dudağını büzdü. "Güzelim, bazen iş yerinden buraya dönmek çok zor oluyor. Orada kalmak daha rahat."
Nefes aldım. "O zaman, en azından ben otelden çıkmak istiyorum."
Jeard kaşlarını çattı. "Chianti o zaman nerede kalacaksın? Başka bir yerden mi alacaksın ev?"
Saf salaklığı favorimdi.
"Burada kalmayı düşünüyorum. Şehir hayatı beni yormaya başladı."
Jeard nefes aldı. "Ama burada kalırs-" Bir anda durdu. Daha sonra gözlerini bana dikti ve genç kız havası ile dudağımı ısırarak güldüm.
"Bana, sen dolaylı bir şekilde beraber yaşamayı mı teklif ettin?"
Gülerek kafamı salladım. "Evet."
Jeard güldü. "Bunu yapabilir miyiz bilmiyorum."
"Senden sıkılacağımdan mı korkuyorsun?"
"Beni, kıyafetlerine yer kalmadığı için arabaya almayan bir insansın."
Dizlerimin üzerine çıktım ve dudaklarına dudaklarımı kapatarak onu yavaşça öpmeye başladım. "Zamanını çalmamak için de iç çamaşırı giymeyen bir kadınım ayrıca."
Kalçama vurup güldü. "Eğer sevişirsek akşam için yemek yapamayız."
Onun kucağına oturup eteğimi yukarı kaldırdığımda ellerini bacaklarıma sürttü. "Zaten herkes dışarıdan yemek sipariş ettiğimizi biliyor."
Gömleğimin düğmelerini yavaşça açtı ve işaret parmağını tam göğüsümün ortasına sürttü. Nefes aldı ve tek hareketi ile beni kaldırdı. Evin içerisine girip kumandaya bastığı gibi evin tüm panjurlarını kapattı. Beni mutfak tezgahına oturttu. Bacaklarımdan tutup öne çekti ve bu sefer vahşice gömleği yırtar gibi çıkarttı.
Tişörtünü çıkartıp sağa doğru fırlattı. Bacaklarımı beline doğru bağladım ve serte öpmeye başladım.
Önce göğüsümü daha sonra karnımı ve en son bacağımı öptü. Kalçamı biraz daha öne çekti ve tam orasını öptü. Sinsi bir şekilde bana gülümsediğinde elimi tezgaha vurdum.
"Her seferinde aynısını yapı-"
Birden belimden tuttuğu gibi kucağına aldı. ''Biraz sus.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Call Me Vogue
Fanfiction"Biz birbirimiz için kesinlikle yaratılmamışız." Şizofrenik bir kahkaha atarak ona baktım. "Ah! Bu konuda anlaşabilmemiz ne kadar güzel!" @lineofsight için her zaman senin için