Ailesinin yanından döneli iki gün olmuştu. Jeard masanın başında bilgisayardan bir şeylere bakıp defterine not alıyordu. Kulaklık ile Nasha'yı aradım ve bana gönderdiği modellere baktım.
''Nasha, iki sayfayı birleştirin ve ben sunulan parçaları beğenmedim.''
''Herkes giyiyor ama.''
Sinirle kaşımı kaldırdım. ''Herkesin giymesi bunun bir moda olduğunu göstermez. Onu çıkar. Yarın erkenden bir toplantı ayarla.''
Nasha homurtlu çıkardı. ''Eee, patron nasıl geçti.''
''Nasha işten başka her şeyi yapıyor gibisin.''
Kahkaha attı. ''Demek şu an yanında.''
Gözlerimi devirdim. Beni bu kadar iyi tanıması artık hoşuma gitmiyordu. ''Tamam söyleyeceklerimiz bittiy-''
''Bir dakika saat geceye doğru yaklaşmış ve sen onun evinde misin?''
''Hayır onun değil.''
Jeard bir anda bakışlarını masanın karşısından çevirdi. Hızla lafı çevirdim. ''Onun moda anlayışı olduğunu düşünmüyorum.''
''Ne oldu onun hakkında konuştuğumuzu anladı mı?''
''Nasha!''
Yeniden kahkaha patlattı. ''Bu adama gittikçe tutuluyorsun.''
''Nasha, konusu açılmışken kovuldun.''
Nasha sert bir kahkaha patlattı. ''DEMEK DOĞ-''
Telefonu kapatıp kulaklığı masaya attım. Jeard defterine bir şeyler yazarken konuştu. ''Her şey yolunda mı?''
''Evet, Nasha ve işini asla ciddi almaması.''
Jeard gülümseyerek bana baktı. Oturduğum yerde bir daha yayılıp topuklu ayakkabılarımı çıkarttım. Tül eteğimin açılmasını boşvererek masaya bacaklarımı uzattım ve şarabı elime aldım.
Şaraptan bir yudum alırken Jeard iç çekti. ''Benimde ciddiye almamı zorlaştırıyorsun?''
Ona baktım daha sonra bacaklarıma baktım. Gülümsedim. ''Ah onlardan mı bahsediyorsun? Elimden bir şey gelmez insan doğası, etkilenmemeye çalış.''
Jeard gülerek elini çenesine koydu. ''Biraz daha şarap ister misin?''
Kadehimi gösterdim. ''Daha şarabım bitmedi.''
Jeard şarap şişesini alarak ayağa kalktı. ''Yakından bakmamın sakıncası var mı?''
Gülümseyerek kadehimi kaldırdım. Bana doğru yaklaştığında hafifçe bacaklarımı okşadı ve kadehimi aldı. Kadehimin içindeki şarabı masamın ortasında duran çiçeğe boşalttı. Kadehimi gösterdi. ''Görmüyor musun Chianti bitmiş.''
Gülerek elimi çenemin altına koyup onu izledim. Kadehime yavaş yavaş şarap koyarken mırıldandım. ''Senin işin yok mu?''
''Var, ayaklarına masaj yapmak bacaklarına yakından bakmak ve biraz seni eğlendirmek. Her erkeğin hayali hedefleri işte.''
Kadehi ve şarabı masaya bırakıp derin nefes aldı. ''Rivayete göre bir bölge varmış.''
''Ne?''
Sağ ayağımı okşadı ve üç parmağı ile farklı yere bastırdığı anda kafamı arkaya atıp mırıldandım. ''Ahh!''
Şaşırarak ona baktım. O biraz önce ne yapmıştı? Jeard sahte bir şaşkınlıkla baktı. ''Ah, demek doğruymuş.''
Mırıldandı. ''Bunu öğrendiğime göre işime geri dönebilirim.''
Hızla atıldım ve elinden tuttum. Onu kendime çektim. ''Gidemezsin.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Call Me Vogue
Fanfiction"Biz birbirimiz için kesinlikle yaratılmamışız." Şizofrenik bir kahkaha atarak ona baktım. "Ah! Bu konuda anlaşabilmemiz ne kadar güzel!" @lineofsight için her zaman senin için