7

4.1K 318 152
                                    

Nasha bana baktı. "Seni ilk kez gülerken gördüm yani sarhoş aptallığın dışında."

Ona ciddi bir yüzle döndüm. "Yirmi iki dışında ciddiyetsiz biriyle çıkıyorum Nasha."

Nasha bir anda şarabanı bıraktı. "Çıkıyorum mu dedin?"

Gözlerimi devirdim. "Hayır, yani-"

Nasha bana gözlerini dikti. "Şaka yapıyordum patron. Kovuldun falan demen gerekiyordu."

Gülerek ona döndüm. Bir anda verandaya Meiro girdi. "İyi geceler hanımlar."

Kaşlarımı çatarak ona döndüm. "Ne yapıyorsun?"

Çikolata paketini alarak şaraplarımızın yanına koydu. "Centilmenlik."

Nasha ile ikimiz de birbirimize baktık. Nefes aldım. "Nasha'yı etkileyemezsin. Senin ne kadar başarısız ve aptal biri olduğunu biliyor."

Nasha bir anda güldü. "Ah beni etkilemek için miydi? Üzgünüm patronum Chianti Dolera Tollear, çikolatadan daha fazlası gerekirdi."

Geceliğimin iplerini bağlarken güldüm. "Teşekkür ederim Nasha."

Meiro gözlerini devirerek yanımıza oturdu. "Kız arkadaşımdan ayrılmış olabilirim."

Ellerimi dizlerime koydum. "Bu acıklı hikaye uykumu getirdi bu yüzden... iyi geceler."

Nasha, Meiro'ya baktı. "Beni tavlamak için uğraşma."

"Chianti'nin anlaştığı tek insansın. O yüzden kendimi ölüme hazırlamak gibi bir şeye kalkışmayacağım."

Nasha gülerek bana döndü. "Katlanılmazsın dedi."

Kafamı hayır anlamında sallayarak iç çektim. "Meiro imkanım olsa seni aileden kovardım."

Nasha kafasını salladı. "Evet yapardı."

Onlara el sallayarak eve girdim. Kırmızı duvarın üzerine yüzyıllar öncesiden kalma eski tabloların önünden geçerken Michael ile karşılaştım. Üst katta benim yatak odama giriyordu. Alttan bağırdım.

"Ne yapıyorsun?"

Michael ödü patlamış gibi kalbini tutarak kalbini tuttu. "YÜCE İSA!"

Merdivenlerden çıkarken göz temasını kaçırmadım. "Neden bağırıyorsun?"

Kaşlarımı çattım. "Odama giriyorsun."

Kafasını salladı. "Sana bir şey soracaktım."

Üst kata çıkıp ona doğru yürüdüm. "Sor."

Bana kızarak baktı. "UNUTTUM! MUTLU MUSUN CHIANTI!"

Şaşkınlıkla ona baktım. "Biliyor musun Michael,"

Birden bağırdı. "SUS HATIRLADIM!"

Ellerini dudaklarıma kapadı ve gözlerini yumarak konuşmaya başladı. "Yarın, İtalya turu yapalım mı diyecektim. Mesala Portofino'ya gideriz."

Elini dudaklarımdan çektim. "Tamam."

Michael kafasını salladı. "Yanına para almayı unutma."

Ona baktım. "İnanılmazsın."

Michael kafasını sallayarak güldü. "Biliyorum hayatım."

İğrenç bir göz kırpması yaparak yukarı kata çıkmaya başladı. Anlamasız bir şekilde onun yukarı çıkışını izledim. Bana salak saçma hareketler yaparken düşüyordu. Gözlerimi devirerek odama girdim.

Call Me VogueHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin