Ablamın aramasıyla şaşırdım.
Alayla konuştum. "Eski Tollear, nasılsınız?"
"Jeard Swing kim?"
Bir anda dikleştim. "O kim?"
"Benimle dalga geçme Chianti. Michael'dan sonra durulmaya mı karar verdin?"
Omuz silktim. Telefonu yanağımdan uzaklaştırıp biraz düşündüm. Yeniden kulağıma koydum. "Jeard Swing, Jeard Swing işte."
"Chianti! Beni deli etme, adamın elini tutmuşsun!"
Güldüm. "Evet, düşmek üzereydim."
"Chianti!"
"Tamam! Biliyorsun Michael, benim için bitmişti. Birden karşıma Jeard çıktı."
Bir anda sessizlik oldu. Kapı sesini duyduğumda ablamın başka odaya geçtiğini anladım. "Chianti, çok yakışıyorsunuz."
Güldüm. "Abartma sen de."
"Peki nasılsınız, yani ilerisi var gibi mi? Yoksa aşık mı oldun?"
Şaşırarak evimin manzarasına baktım. "Abla Tanrı aşkına! Öyle bir şey yok, sadece Jeard aklımı başımdan alan bir adam. Şu an iyi gidiyor."
"Chianti, her erkek arkadaş olayların aile masasında büyük gündem oluyor."
Sinirle konuştum. "ANNEM ÖĞRENDİ Mİ?"
Ablam bir anda sinirle küfür etti. "Sikik Meiro söyledi."
Bunu söylediği anda kapının açılma sesi geldi. Kaşlarımı çattım. Çünkü ablam benimle konuşmayı kesmişti.
"Meiro çık dışarı."
"Niye?"
"Meiro, defol git!"
"Kiminle konuşuyorsun fısır fısır? Metres mi yaptın yoksa? WOOWWWW GENÇ SEVGİLİN Mİ VAR?"
Ablam bağırarak konuştu. "Saçmala Meiro!"
Birden telefondan ilginç sesler geldi. Daha sonra Meiro'nun sesini net işitebildim. "Ah, Chianti!"
Meiro, benden iyi olmasada kız tavlayacak kadar konuşabildiği İngilizcesini benim üzerimde denedi.
"Naber, çılgın Vogue!"
"Yemin ederim, bu yıla kadar yaşaman büyük bir şans."
Meiro kahkaha attı. "Ah, seni çelimsiz çirkin suratlı çirkef! Seni hiç özlememişim."
"Aww, sevgi dolu."
Meiro birden neşeyle konuştu. "Ee, anlat bakalım çıtır sevgilini bırakıp nasıl iş adamlarına yine kondun?"
Birden durup yeniden konuştu. "Asıl benim anlatmam gerek. Anneme haberi gösterdikten sonra öyle bir tepki verdi ki!"
"Pisliğin tekisin! Sürün köpek! Yeteneksiz sanatçı!"
Meiro kahkaha atarak ablam ile konuştu. "Havasını yerine getirdim."
Ablam arkadan telefona bağırdı. "Öyle bir şey olmadı, annem 'bu eve gelene kadar bir şey söylemem.' dedi."
Birden şok geçirdim. "Ne?"
Meiro mırıldandı. "Neden hiçbir ilişkim aile masasında konuşulmuyor sanıyorsun? Hiçbirini siz iki gerizekalı gibi eve getirmiyorum."
"Ablama ver şu telefonu!"
Ablam telefonu aldıktan sonra konuştu. "Eve getirirse konuşmaya değer bulacağını söyledi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Call Me Vogue
Fanfiction"Biz birbirimiz için kesinlikle yaratılmamışız." Şizofrenik bir kahkaha atarak ona baktım. "Ah! Bu konuda anlaşabilmemiz ne kadar güzel!" @lineofsight için her zaman senin için