Kafamı arkaya attım. "Jeard, o kravat olmaz."
Jeard aynadan kendine baktı. "Bence çok güzel."
Kaşlarımı çattım. "Hayatım, sence. Sadece sence güzel, bildiğim kadarıyla modaya yön vermiyorsun o yüzden beni dinle."
Jeard kravatını çıkartıp bana göz attı. "Gerçekten bazen tek istediğim her yere iç çamaşırım ile gitmek."
Kalbimi tuttum. "Tanrı korusun."
Jeard ayndan gözlerini alıp bana döndü. "Tanrı korusun mu? Senin iç çamaşırdan daha az giyindiğin zamanı biliyorum ve buna moda diyorsun."
Kaşlarımı çatarak yatağa çok uzandım. "Canın kavga etmek istiyor sanırım?"
"Hayır, magazinlere çıktığımızda beni hep gölgede bırakıyorsun."
Kahkaha atarak yerden topuklu botlarımı aldım. Silver botlarımı giyip geniş ispanyol paça yüksek bel beyaz kumaş pantolonumu giydim. Nefes aldım ve sadece göğüslerimi kapadan beyaz büstiyerimi de giydim. Üzerime maskülen dizlerime kadar üç farklı yerden yırtmacı olan ceketimi giydim. Saçlarımı aşağıdan topuz yapmıştım sadece gümüş halka küpelerimi takmak kalmıştı.
Banyoya girip kırmızı rujumu büyük bir ilgi ile sürdüm ve ellerimi kremledim. Güzel bir yüzük takıp kendime baktım.
Mükemmeldim.
Jeard kravatını çıkartıp iç ceket giydi. Ona göz ucuyla baktım. "Evet bu daha iyi oldu."
Yakasını düzeltirken mırıldandı. "Değil mi?"
Gözlerini öylesine benden geçirirken birden bana döndü. "Chianti,"
Gözlerimi devirerek el çantamı aldım. "Bilmediğim bir şey söyle Jeard."
Kapıyı açtığım anda Jeard kalçama gerçekten ses getirecek şekilde bir şaplak attı.
Annemle bakıştık.
Jeard korkuyla elini havaya kaldırdı ve mırıldandı. "Bayan Dollear, merak etmeyin bu elimi ben kendim yakacağım."
Annem nefes aldı. "Haydi, geç kaldık."
Gülerek annemden gözlerimi alıp Jeard'a baktım. "Zamanlamaların gerçekten hep harika."
Jeard gülerek kafasını salladı. "Değil mi?"
Meiro gülerek önümde durdu ve onun kravatını düzelttim. "Nasha geliyor mu? Belki restorandın tuvaletinde hazine avına falan çıkarız."
Elimi tam karın boşluğuna çok sert bir şekilde geçirdim. Karşımda kıvranırken kravatından tuttuğum gibi kafasını boğulurmuşçasına yukarı kaldırdım. "Nasha, senin gibilerle sadece bir kez takılır Meiro."
Jeard gözlerini kısarak kafasını salladı ve Meiro'nun acısına ortak olur gibi yüzünü ekşitti. "Bebeğim, senden daha nasıl etkilenirim bilmiyorum,"
Meiro gözlerini kısarak bakarken elimi kravatından çektim. Jeard seke seke yürüyen Tuck'ın başını okşadı. Mırıldandım. "Hayatım üstün tüy olacak."
Jeard gülümseyerek Tuck'ın ağzını sıktı. "Gel sarıl."
Tuck iki arka bacağının üstüne çıktığında Jeard'a kocaman sarıldı. Ayağımı yere vurup bağırdım. "TUCK!"
Tuck Jeard'ı bırakıp oturur pozisyon aldı. Jeard üzgün surat yapıp bana baktı. "Baksana sadece oynamak istiyor."
"Jeard geç kalıyoruz haydi!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Call Me Vogue
Fanfiction"Biz birbirimiz için kesinlikle yaratılmamışız." Şizofrenik bir kahkaha atarak ona baktım. "Ah! Bu konuda anlaşabilmemiz ne kadar güzel!" @lineofsight için her zaman senin için