6. Dayak

21.4K 441 16
                                    

Resimdeki Dilan

Dilan di. Nerden gelmişti. Nasil gelmişti. Niye ortalıkta yoktu.

Sırtı dönük olan kız hizmetçilerle konuşuyordu.

"Dilan!"

Kız döndü ve ürperdi. Evet bu Dilandı. Niye geldi. Neredeydi bu zamana kadar. Dilanın gözlerinden korku seziliyordu. Peki neden korkuyordu.

"Sen burda ne yapiyorsun!" diye bağırdı tekrar Esin. Kardeşini görünce sinirden yüzü kızarmıştı.

"Hepiniz çıkın. Derhal! Dilan kalıyor" deyip cümlesini bitirdi. Sinirlendiği için derin derin nefes alıyordu.

Hizmetciler hem şaşkın hemde yeni gelini böyle tanımadıkları için korkuyla dışarı çıktılar.
Esin sinirden titriyordu. İlk defa kardeşine o kadar kızıyordu ki. Sevgiyle baktığı kardeşine düşman gibi bakıyordu. Nefesini derin derin çekip Dilana yaklaştı. Kendini tutamayıp ona açı dolu bir tokat yapıştırmıştı. Tokatı o kadar sertti ki, kendi eli bile yanıyordu.

"Kardeşmiş! Sen kardeş değil Hainsin ne işin var burda. Nasıl eziyet çektiğimi mi görmeye geldin"

Dilanın gözleri yaşlıydı. Ablasına bakıyorsun sadece ve birşey diyemiyordu.

"Susma konuş nankör!"

Dilan ağlamaya başlamıştı. İlk defa böyle bir tokat yemişti ablasından. Tokat acıtmıyordu. Ablasının söyledi sözler ona acı veriyor.

"Abla.. ben dağ evini hazırlamıştım. Sonra düğüne de gelecektik. Babam beni odaya kilitledi. Herhalde duydu bizi. Bilmiyorum. Abla özür dilerim"

Her söylediği kelimeyle ağlaması çoğalıyordu. O da ablasını burda görmek istemiyordu ama elinden birşey gelmiyordu.

"bu mu? Dilan böyle mi! İnsan camdan  kaçar! Birşeyler dener! Ablan burda ölüme gitmiş! Senin hiç birşeyden haberin yok ki" diye bağırdı Esin

Dilana doğru koştu. Kolunu sertçe tutup sürükledi.

"evimde işin yok senin. Defol!"

Kızı avludaki kapıya sürükleyip Konak'tan dişarı attı.
Dilan yere fırladı. Hemen dönüp ablasına baktı. Esin Dilanın üstünde tükürmüştü ve konağın kapısını kapattı.
Çok sinirliydi. Önce plan yapalım dedi. Ümit verdi. Sonrada ortalıkta yoktu. Esin kardeşi için herşeyi yapardı. Ama kardeşi onun için herşeyi yapmaz diye düşündü. Tüm Konak Esin Dilanı kapıdan attığını duymuştu.
Dilan ise ağlayarak evine dönmüştü. Bunu hakketmedim diye düşündü.

Esin odasına doğru ilerliyordu.
Birden Fatma hanım önüne çıktı.

"Esin sinirlisin herhal. Bak kızım. Niye tartıştınız bilmiyorum ama kendine hakim ol. Sen artık Taşkıran aşiretin gelinisin. Gözdesin. Hanım gibi ol. Ağa karısı gibi ol. Ağır başlı olursan herkes seni sayar. Hem kardeşine de yazık. Çok iyi bir kıza benziyor"

Bu kadın çok sevgi doluydu. Esin kendini tutamıyordu. Bu Konak'ta ona en iyi davranan bu kadındı. Esin ağlıyordu.

"sağol ana"

İlk defa bu kadına anne demişti. Bu Konak'ta sadece o ona iyi davranıyordu. Böyle bir kadindan nasıl bir canavar Bedir dünyaya gelebilirdi.
Tüm gününü odasınasında geçiren Esin akşam yemeğe aşaya indi.
Herkes sofrada oturuyordu. Bedir'in karşında olan sandalyeye oturdu.

"ah yeni gelin. Hayırdır odandan çıkabildin mi" dedi Seher.

"Allah Allah. Sana soracak değilim ya ne zaman inerim çıkarım" dedi Esin ve Sehere sinirle bakıyordu.

"Susun be! Bi ağız tatıyla yemek yiyemiyoruz!" Dedi Bedir.

Herkes sustu. Yemekler yenildi. Kimse konuşmuyordu. Böyle hayal etmemişti Esin bu konağı. Bu konağın sevilen gelini. Emirhanın eşi olarak gelmek isterdi. Herkesle iyi anlaşmak isterdi. Ama bu sadece Emirhanın karısı olsa olurdu. Ama öyle değildi. O artık Bedir'in karısıydı. Daha doğru kölesiydi. Sadece onun için burdaydı. Sadece onun zevki ve bebeği için.

Masadan kalkan Esin müsade istedi. Odasına yöneldi. Odasında sakladığı haplardan bir tanesini yuttu. Bu konağa geleli 1 hafta olmuştu . Şimdiden bıkmıştı ama . Nefret ediyordu herkesten. En çok ta kocası olacak Bedir'den.

Geç de olsa kocası da geldi odaya.
"Seherle konuştum. Bugün ona hakaret etmişin? Senin derdin ne lan" diye bağırdı Bedir.

Esin düşündü. Evet konuşmuştu Seherle ama hakaret edecek bir kelime söylememişti.

"Ben birşey yapmadım Ağam" diyebildi Esin. Bu adamdan korkuyordu.

Bedir sinirlenip Esinin sacından çekip yere attı.

"Haddini yerini bileceksin. Bu konağın en düşük konum sende. Yerlere layıksın. Susacaksın itaat edeceksin. Seher benim karım!"

Bedir Esini dövmeye başladı. Her yerini dövmüştü. Esin yalvarmıyordu. Bu adamın yanında ezik görünmek istemiyordu.
Anlamıyordu Esin. Bu kadın ne demiş olmalıydı ki kocası onu dövuyordu.
Bedir dövmekten yorulmuştu. Kendini yatağa attı.
Nefes nefese kaldı.

"Bu gece sana acıdım. Bebek yapmıyoruz" deyip güldü.

Sanki isteyerek dayak yedi. Sanki isteyerek bebek istiyordu Esin. Bide acıyordu.
Her yeri kan içindeydi. Ayağa kalkamayan genç kadın yerde yatacaktı mecbur. Bu adam canavardı. Çok nefret ediyordu Esin ondan.

Ertesi gün zor kalkmıştı Esin yerden. Her yeri acıyordu. Bedir yoktu odada. Kedini zor duşa soktu. Her adımı, haraketi acıyordu. Duşunu aldıktan sonra, beyaz kırmızı çiçekli elbise giyindi. Elbise uzun kolu olduğu için yaraları ve morlukları görünmüyordu.
Makyaj yapmayıp odadan çıktı.

"Bedir. anla artık. O kız aramıza girmeye çalışıyor. Yuvamızı yıkacak"

"Seher sus artık. Bıktım senden. Ne yuvasından bahsetiyorsun. Sanki Esin benimle severek evlendi de aramıza giriyor. Senelerdir aramız iyi değil. Evet seni seviyorum ama hep kavga ediyoruz. Artık bu kızı rahat bırak. Yoksa hiç gelmem yanına"

Bedir aşaya indi. Seher öylece kaldı orda. Peşinden gitmesi baya sürmüştü.

Ne duydum böyle. Bedir beni mi savunuyordu? Beni tecavuz eden adam. Daha dün gece ölümüne döven adam, hangi ara değişti ki beni savunuyor.
Esin şok oldu. Böyle birşey beklemiyordu.

Arkadaşlar ben bu ara baya hastayım. İşe bile gidemiyorum yinede bu bölümü sizelerle paylaşmak istedim. Yorumlarınızı bekliyorum ve şu küçük Yıldız'dan beğendi yapsanız sevinirim.

Ağanın karısı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin