8. Merhamet

18.7K 421 11
                                    

"Esin!"

Bedir Ağa geçe karanlıktan karısının bağırışını duydu.

"Birakın lan karımı" deyip koşarak Esin'in tutan iki adamla yöneldi.

Adamlar daha bakamadan Bedir yumruğunu vurdu. İkisinide çabuk ve acılı bir şekilde yere yapıştırdı.
Defalarca yerde yatanları tekmeledi. O kadar vurmuştu ki ellinden kan akıyordu. Bedirin gözü dönmüştü adeta.
Esinin gözlerinden yaşlar aktı. Canı yanmıştı ama kocası gelmişti artık.
Esin Bedir'i izledi. Güçlüydü. Bunun farkındaydı Esin ama nerden alıyordu bu adam bu gücü.

"Bedir dur" deyip yere çökmüştü. Çok korktu.

Kendini tutamayıp yere yığıldı. Gücü kalmadı artık. Nasil gelmişti. Burda olduğunu nerden biliyordu.
Bedir bir an Esin'e baktı. Karısı çok korkmuş olmalıydı. Yerde yatan adamlar haraket etmiyordu.
Bedir eşinin yanına yöneldi.

"Esin" dedi sessizce.

Yerde oturan karısını yavaşça ayağa kaldırdı.
Esin hala şoktaydı. Konuşmuyordu.

"Ağlama Esin. Ben varım yanında"

Esin'e sarıldı. Öyle sıkıca sarıldı ki. Esin nefesi bile zor alıyordu. Kendine laf geçiremiyordu ama Esin gitti gideli özlemişti onu. İlk defa Esinin kokusunu böylece içine cekti. Esin de ilk defa koçasına böyle sarılmıştı. İlk defa kocası ona iyi davranıyordu.

„Bedir... ben.. çok korktum. İyiki geldin. Nasil buldun beni"

"Karımsın bulurum. Hem kredi kartımla bir yerde ödeme yaparsan görüyorum zaten. Ama şimdi bunu konuşmayalım" dedi Bedir.

Kocasına sarıldıkça rahatlıyordu. Biraz öyle duran çift sakinleşmişti. Esin'i özledi Bedir Ağa ama yinede çok kırgındı. Nasıl evden kaçardı. Bu kadın artık onun namusuydu. Bilmediği bir şehirde kendine nasıl güvenirdi. Ya ona birşey olsaydı.
Hiç birşey demeden karısının kolundan tutup arabaya bindirdi. Mardin'e geri döneceklerdi.
Tüm yol boyu konuşmadılar. Yorgunluktan uyuya kaldı Esin ama kısa sürmüştü uykusu.
Mardin'e yaklaştıkça Bedir Ağa gaza bastı. Her geriye bırakılan kilometreyle içindeki merhamet öfkeye döndü. Ertesi gün gelebilmişlerdi anca konağa.

"Geldik!"

"Bedir. Ben giremem konağa. Kimsenin yüzüne bakamam" diyebildi Esin sadece.

Utanıyordu. Konak'tan ayrılırken daha buraya gelmem diye düşünmüştü. Ama şimdi buradaydı. Yine bu konağa gelmişti zorla. Bu Konak onun hayal ettiği yuvası değil cehennemiydi.

"Öyle de benim yatağıma nasil gireceksin. Benim odama? Arabama binebildin. Evden kaçıp namusuma laf söyletebildin. Şimdi aşiret toplanıp demez mi bize seni anca ölüm paklar diye"

Bedir sinirden direksiyonu sıkıca tuttu. Burası Mardindi. Burada kurallar başkaydı. Sanki dünya vardi bide Mardin.
Esin nefes aldı ve konuştu.

"Bedir. Sor niye yaptım! Beni zorla evlendirdiler. Tanımadığım birisiyle. Seni hiç bir zaman sevmedim. Hiç bir zaman bana iyi davranmadın. Dövdün, aşayaladın, bana zorla karılık yaptırdın. Zorla senin karın olup kuma oldum. Hemde..."

"Hemde ne Esin? Cümleni tamamla!"

Artik Bedir çok sinirliydi. Bu kadın onu delirtiyordu. Kahverengi gözleri daha da koyulaştı.

"Yok birşey ağam. Ölümse ölüm. Aşiret karaını versin!"

Ölmek istiyordu artık. Artık ne Emirhanla evlenebilirdi, nede Bedir'le mutlu olabilirdi.

Arabadan inen Esin direk avluya girdi. Herkes ona bakıyordu. Acıyan üzülen, hayal kırıklığına uğrayan yüzler.
Seher ise nefret dolu baktı.

"Ee Esin hanım. Kurtulayım derken geri döndün. Şimdi aşiretin kararından nasıl kurtulayacaksın" dedi Seher.

Esin hem üzgündü. Hem utanıyordu. Ama en çok da sinirliydi. Yine gelmişti bu sevmediği konağa. Yine görüyordu o nefret ettiği yüzü.

"Ölüm kararı gelse de keşke ölsem!"

Mutfağa koştu. Kimseyle muhatap olmak istemeyen genç kadın kendine çay döktü. Mutfaktan çıkmadı.

İki saat sonra tüm aşiret toplanmış ve avluda oturuyordu. Esin'i konuşmak için gelmişlerdi.

"Hasan Ağa, evden kaçma, kocayı terk etme bizim aşirette kabul edinilmez" dedi yaşla bir adam.

"hem ne malum. Belki başka bir erkekle kaçmış! Belki namusu bile hala sizin namusunuz değil" deyip ortaya laf koyan da olmuştu.

Bedir de orda oturuyordu. Çok sinirlendi. Kendini sıkıyordu. Bunu uzaktan Esin bile görebiliyordu. Onları izliyordu.

"Ağalar. Ağalar sakin olun. Olan olmuş. Biz hele bir çare bulalım" dedi Hasan Ağa gür sesiyle.

Evet gelini hata yaptı. Boyunlarını öne eğdirmişti ama çare bulmak istiyordu. Utanıyordu gelinin yüzünden. Bir an önce bir yol çizilsin istedi.

"Geliniz hamile mi" diye soruldu.

Kimse cevap vermedi. Aşiret anlamıştı. Esin hamile değil. O bu konağa bebek vermek için gelmişti. Onun vazifesi buydu ve aşiret bebek bekliyordu. Hala da hamile değildi.

"O zaman karar belli. Esin ölecek. Hem hamile değil. Hemde namusumuza leke sürmüş. Bedir Ağa bu da sana düşer! Kadin senindir" dedi yaşlı bir adam.

İşte bunu duymak istemeyen Bedir Ağa sinirlenip ve ayağa kalktı. Ellerine çoktan yumruğa sıkmıştı ve kendini zor tutuyordu. Önce aşiret zorla ikinci kadin diyordu. Şimdi üstünden 1,5 ay geçmiş ve ölüm mü diyorlardi. Bedir aşiretin her dediğini uygulamaktan sinirlenmişti. Evet Ağa olmak istiyordu ve bunun için aşiretin her kararına saygı duyup uyguluyordu ama artık kimsenin onun hayatına müdahale etmesine izin vermek istemedi.

"Hayır ben.. ben karımı öldürmen! Ben karimi seviyorum. Bu da böyle biline. Senelerdir kuma kuma dediniz aldım kadını. Şimdi de ölüm mü diyorsunuz. Bıktım artık sizden. Esini seviyorum" diye bağırdı.

Tüm aşiret şaşırdı. Aşirette kimse karımı seviyorum diye haykırmazdı. Bedir'den biraz daha saygı beklerlerdi. Neticede aşiret yakın veya uzak akrabaydı ve bu aşiret çok sert ve bazen de gaddar olabilirdi.
Bazıları şoktaydı, bazıları fısıldıyordu. Bedir herkesten sert ve sevgisiz olarak bilinirdi. Bu hareketiyle herkese şaşırttı.

"Tamam Bedir Ağa. Sana 6 ay mühlet. Ya bu konağa bebek müjdesi gelir. Yada ölüm haberi" dedi yaşlı bir adam. Herkes yaşlı adama hak vermişti. Bedir Ağa ama sustu. Daha çok konuşamazdı.

Bunu Bedir Ağa nasıl söylemişti. Gerçekten karsını bu kısa zaman içinde sevebilir miydi. Yoksa ağzından bu kelime nasil çıktı. Belki de Esini kurtarmak için böyle birşey ortaya atıyordu. Aşiret 6 ay demişti. Sinirlendi Bedir. Bide mühlet verdiler. Onun özel hayatına karşıyıyorlardı resmen ama başka bir çare de yoktu. Esin'in ölmesinden daha iyidi. Aklı çok karışıktı.
Bu sözleri ayni anda Esin de duymuştu. Mutfakta olan kadın, herşeyi duymuştu. Bedir'in dediklerini de duymuştu. Bu adam sevgi diyordu. Bedir ona aşık olamazdı. Bedir bu. Ona onca kötülük yapan adam sevgiden bahsetiyordu. Ya sevmese. Ya sevmese niye böyle birşey söyledi. Bedir sonuçta Seheri seviyordu.
Esin çok şaşırdı. Ölüm, ceza, dayak herşeyi bekliyordu. Ama Bedir'in söylediklerini ve hayata kalacağını aklından dahi geçirmemişti.

Aşiret toplanıp gitti. Bedir de yoktu ortalıkta.

"Gelin Ağam. Bedir Ağam sizi bekler. Sizi çağırdı odaya" dedi Esin'in yaşlarında olan hizmetçi.

Esin birden çok heyecanlandı. Kalbi bile hızlıca atmaya başladı. Korkumu, Şükran mi yoksa başka bir his mi vardi içinde. Bedir ona ne söyleyecekti. Merdivenleri çıkmaya başladı. Odasına giden her adimiyla nefesi biraz daha kısılıyordu. Adımları zor atan genç kadın kapısını açtı sonunda.

Uzun bir bölüm oldu umarım. Size Bedir Esin'e aşık mı oldu yoksa neden böyle birşey yaptı?

Ağanın karısı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin