18. Dilan

13.8K 376 16
                                    

"Baba ne diyorsun sen! Ben evlenmiyorum" diye bağırdı Dilan.

İlk defa babasına karşı sesi yükselmişti. Babası tanımadığı birisiyle evlendirmek istiyordu genç kızı.

"Baba daha küçüğüm. Lütfen beni de ablam gibi zorla evlendirme. Sizden uzak olmak istemiyorum" diye yalvardı.

"Hasan Ağanın oğlu Emirhanla evleniceksin. Başka çaremiz de yok. Evlenmelisin. Emin'im sana iyi davranacak. Mutlu olursunuz. Uzağa da gitmemiş olursun"

Kızını vermek istemiyordu. Eğer tedavi olmasa ölecekti ve bunu bilen Mahmut bey başka çözüm bilmiyordu. Kızı tek kalacaktı. Evlenirse ise gözü arkada kalmaz ve aynı anda tedavi olup kızların yanınca olacaktı.

Dilan hala inanamiyordu. Daha çocuktu. Evliliği, eş olmayı bilmiyordu. Hasan Ağanın küçük oğlu Emirhanı tanımazdı. Bedir'in kardeşi olduğunu ve ablasının eski sevgilisi olduğunu biliyordu. Emirhanı asla eş olarak göremezdi. Neticede ablasını seven bir erkekti. Niye onunla evlenmek istiyor diye düşündü genç kız. Aklı almıyordu.
Tüm gece ağladı. Ablasının yüzüne nasıl bakarım diye düşündü ve zor uykuya daldı.

Ertesi sabah geç uyandı. Bugün tanımadı adamla evlenecekti. Emirhanı ablası anlatırdı hep. Acaba nasıl birasıydı. Ablasının anlattığı gibi miydi yoksa yaşlı mıydı ve huysuz muydu.

"Beni affet Kızım, ya ölüp seni tek bırakacaktım, yada seni evlendirilip tedavi olup sizin için yaşayacağım" dedi Mahmut bey üzgün bir sesle.

Böyle en iyisi olduğunu düşündü.
Dilan ablası gibi güçlü değildi. Saf ve naif birisi. Hemen inanan ve kaderine razı gelen birisiydi. Savaşmazdı. Ne olursa olsun babasına darılmıştı. Para bulmak için muhakkak başka çare de vardı ama babası kolay ve acılı olan yolu seçmişti. Sadece kendisi için değil, kızı için de.

Kapısının önüne siyah bir araba geldi. İlk defa mahallesine böyle lüks araba gelmişti. Ne yazık ki onun için burdaydı.
Aziz Dilanı siyah arabaya görürdü.

"Ağam sizi bekliyor"

Korkuyordu genç kız. Hiç erkeklerle konuşmazdı. Şimdi de tanımadığı biriyle evlenecekti. O da ablası gibi para için satılmıştı. Kendini kötü hisseden genç kız son kez evine dönüp baktı. Belki mahallenin en kötü ve dökük evlerinden biriydi. Bazı günler aç bazı günler üşüyerek yatmıştı bu evde. Burda doğmuş burda büyümüştü. Babası ve Ablası hariç kimse yoktu bu dünyada. Derin bir nefes alıp arabaya döndü. Gözlerinde yaşlar birikti. Kendini bıraksa göz yaşlarını boşaltacaktı adeta.

Titriyerek arabanın kapısını açtı. Kapı açıldıktan sonra gözlerini yumdu. Derin bir nefes daha alıp arabaya bindi. İlk defa Emirhanı gören genç kız korkuyordu. Bu adam mı onunla evlenmek istiyordu. Gayet genç ve yakışıklıydı. Her kadını alabilirdi. Benim gibi küçük kızla ne işi olabilirdi acaba.
Kapıyı kapatan genç kız konuşmak istemedi. Burnuna tanımadığı erkeksi koku geldi. İlk defa bir erkeğin kokusu burnuna gelmişti. Ürperdi.

"Hoşgeldin Dilan. Şimdi nikahımızı yapaya gidiyoruz" dedi Emirhan sakince.

Dilan Emirhanın yüzüne bakamıyordu. Camdan dışarı bakarak aslında göz yaşlarını saklamak istiyordu.

Tüm yol boyu konuşmadılar. Dilan ağlıyordu. Ne kadar sessizce olursa olsun Emirhan bunu duymuştu. Gelmek istediği yere vardıktan sonra motoru kapatıp Dilana döndü. Eliyle Dilanın yüzünü kendine çevirdi. Ağlamaktan gözleri şişmiş ve kızarmıştı.

"Dilan İnan bana sana iyi eş olacağım. Tek istediğim bana ger koşulda sadık olman"

İlk defa Dilanın gözlerine bakıyordu. Gözleri Esin'in gözlerine benzesede Dilanın sarı sacları Mardin'de hiç bir kızda görmemişti. 15 yaşında olmasına rağmen güzel bir kızdı. Bunu Emirhan bile fark etmişti.

"Bana alışırsın. Seversin" deyip arabadan indi genç adam.

Akşam olmuştu ve Taşkıran ailesi yine salonda toplanmıştı.

"Ağam, Emirhan nerde" diye sordu Fatma hanım.

"Bütün gün şirkete yoktu" dedi yaşlanmış Ağa.

"Ana abimin Dubai gitmeden önce bir sevdiği vardı. Bana anlatmıştı. Evlenmek istiyordu onunla. Belki o kızladır şimdi" dedi Zöhre.

Fatma hanım kızına sert bir bakışla imalı baktı. Babasının yanında asla böyle konuşması doğru değildi. Uygun görünmüyordu.

Bunu duyan Esin üzüldü. O kız oydu. Elini karnına koydu. İkizleri daha 3 aylık olmasına rağmen karnı hafifçe büyümüştü. Sanki yemeği çok yemiş gibi duruyordu. Karnını okşadı.

O an kapı açıldı.

İçeriye Emirhan girdi. Gözüyle etrafı gezinirken gözleri Esin'de durmuştu. Esin de başını kaldırıp Emirhana bakmıştı. Utanarak gözlerini ondan ayırdı.

"Oğul nerde kaldın! Bütün gün haytalık mı yapıyorsun" diye sordu Hasan Ağa.

"Evlendim" dedi Emirhan sakin bir tonla.

Herkes şok içindeydi. Esin bile yüzünü kaldırmış ve Emirhana odaklanmıştı.

"Kiminle Emirhan. Biz burda eşek başı mıyız. Sormadan evleniyorsun" diye sordu Bedir.

Kardeşinin her hareketinde hata görüyordu. Ona göre o çocukla davranıp başlarını öne eğiyordu.

"Hayirdir abi. Sen evlenirken bana haber bile etmedin ki" diye bağırdı abisine. Sinirlenmişti. Abisin ne haddineyiki onun özel hayatına karışmak.

Emirhan kapıya yöneldi. Kapıdan çıkacak sanıldı lakin o elini uzatı.
Herkes şaşırdı. Acaba kim di bu kadın.

Emirhanın elini tutan kız korkarak Emirhanın peşinden geldi.
Sonunda salonun ortasında dikilen çift el ele yan yana duruyordu.

Esin gördüğü manzarayla şok olmuştu. Karşısında Dilan vardı. Sevdiği adam kardeşinin elini tutuyor.
Şimdi anlamıştı. O nasıl Bedir'in elini tuttuysa Emirhan da Dilanın elini tutuyordu. Ayni acıyı his ediyordu.

Ağanın karısı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin