Sabah olmuştu. Esin uyanıp duşa girdi. Sıcak su iyi geliyordu ve küçük kadın kendine gelebildi. Üstünü giyinen kadın kocasına yaklaştı.
"Bedir" dedi sessizce.
Karısının sesinden uyanan Ağa karısına baktı. Bedir'in uyandığını gören genç Kadın gülümsedi. Ne kadar da özlemişti Bedir Ağa Esin'in gülümsemesini.
"Ağam 3 Aylik Hamileyim ve doktora kontrole gitmiyorum doğru dürüst. Doktora gidebilir miyiz"
Kadın hamileydi ama kocası ona bakmadığı için doktora bile gidememişti. Bedir anladı. Esin yanlış birşey yaptığı için onu cezalandırmak istiyordu. Ama karısı hamileydi ve onun ve bebeğin sağlığını düşünmemişti bile.
"Seni doktora götüreceğim. Çok ihmal ettim seni. Bebeğimi taşıyorsun" dedi soğuk bir sesle.
Karısına hala deliler gibi aşıktı ama kendine laf geçiremiyordu. Hap meselesini istesede unutamıyordu.
Esin derin bir nefes aldı.
"Biliyor musun son gecemizde haplarım bitmişti. Ben yinede seninle ilk defa kendi isteyemle beraber oldum. Ben seviyorum bebeğimi, seni sevdiğim gibi" dedi utanarak.
Acaba karısı gerçekten pişman mı olmuştu. Yoksa ölmekten mi korkuyordu.
"Bana zaman ver Esin. Kahvaltıdan sonra doktora gideriz" dedi.
Esin aylar sonra ilk defa yine Taşkıran ailesinin yanında yemek yiyecekti. Seher Bedir'in yanında yerini buldu. O yer bir ara Esin'in yeriydi. Anlamıştı artık Bedir için bit değeri yoktu.
Bu kahvaltıyı ilk defa Emirhanın yanında yapacaktı."Oğul bugün şirkete gelirsin herhal. Emirhanla seninle konuşacaklarım var" dedi Hasan Ağa.
"Baba Esin'le doktora gideceğiz. Hamile ve çok ihmal ettim onu" deyip çayını yudumladı.
Dünkü duydukları rüya değildi. Esin gerçekten abisiyle evlenip ondan hamileydi. Sinirlendi Emirhan. Artık dayanamıyordu. Sevdiği kadın ona ihanet etmişti. Abisiyle evlenip bide hamile kaldı. Bide yetmezmiş gibi gözüne bakıyordu şu an ve her gün bu kadını mı görecekti kontakta. Esin'i gördükçe öfkesi çoğalıyordu. Sandalyeyi arakaya itti.
"İşim var!"
Bunu dedikten sonra çıkttı odadan. Kontaktan ayrıldı.
"Bu çocuğa birşeyler oldu herhalde Dubaida. Geldi geleli bir tuhaf" dedi Bedir.
Esin nedenini biliyordu. Susup yemeğine odaklandı. Artık geri dönüşü yoktu. Utanıyordu Emirhandan.
—doktorda—
"Ah Esin canım, Ayşe doktor anlattı sen hamileymişin"
Arkadaşı için seviniyordu ama şaşkındı. En son hamile kalmamak için haplar istemişti. Demek ki fikrini değiştirdi.
"Öyle oldu Filiz. Şey... bebeğe bakalım"
Utanıyordu. Kocası yanındaydı ve hap konusu onu hiç rahat bırakmıyordu.
Ultrasona bakan filiz sevindi.
"Hamilelik güzel canım, kendini nasıl hissediyorsun?"
" bulantılarım var. Akşamları başım çok ağrıyor ve çok halsizim" dedi Esin.
"Ee o kadar da olacak. İkizler şimdiden seni yormaya başlamış"
İkiz mi dedi. Bedir çok heyecanlandı. O heyecanda Esin'in elini tuttu. Sevdiği kadın ona iki çocuk verecekti. Esin de seviniyordu. Ama ölücekti. Ölümden sonra bir çocuk değil iki çocuk annesiz kalacak diye düşündü.
—aynı an Emirhan—
İçi Volkan gibiydi genç adamın. Sevdiği kadına seni özledim bile diyemeden evlenmişti. Onun gözünde Esin yalancı para mülk ve Ağalık peşindeydi.
Emirhan hiç bir zaman Ağa olmak istemiyordu. Esin ona hep hakkını savun Ağalık seninde hakkın demişti. Demek ki Ben yokken bunu fırsat bilip abimle evlendi diye düşündü. Sevdiği kadını düşününce öfkesi büyüyordu. Ona acı çektirmek için herşeyi deneyecekti.
Mardin'de dolaşacaktı.
Esin'in eski evinin Yakınlarında küçük bir köprü vardi ve Emirhan oraya gitti.
Orada öylece dikilen genç adam birden Dilanı gördü. Bu kızla hiç konuşmayan ama Esin'in kardeşi olduğunu bilen Emirhan onu izliyordu.Burası sakin bir yerdi ve kız tekti.
"Dilan" deyip sarışın kıza seslendi.
Genç kız ona seslenen adama döndü. Emirhanı hiç görmemişti ve tanımıyordu. Sadece ablasının anlattıklarını biliyordu. Genç kız korktu. Tanımadığı adam ismini biliyor ve ona sesleniyordu.
Korkan genç kız ordan hemen uzaklaşmak istedi.Emirhan kızı çok korkutmak istemediği için bir daha ismini söylemeyip gitti.
Arabaya bindi ve düşündü.
En iyi intikam bu kızla evlenirsem olacak. O kızla evlenip öyle mutlu olmak istiyordu ki. Esin'i pişman edecekti. Artık bu hayata Esin'i mutsuz ve pişman etmeden yaşamak istemiyordu.
Genç adam hemen Dilanın mahallesine gidıp araştırmalar yapacaktı.Dilan sa eve koşmuştu adeta. 15 yaşındaydı bu kız. Daha çocuktu ve korkuyordu. Ablası artık yanında değildi ve tamamen yalnızdı. Herşeyi ablasıyla yapan genç kız artık her şeyle tek başına mücadele ediyordu.
Babası hastalandı. Kanser olmuştu ve tedavi için de çok geç kalındı. Bunu Dilan ablasının düğün gecesinde öğrendi. Ablasına söylemeye gidecekti fakat babası onu durdurdu. Esini evlendirme karşılık para alacaktı.
Mahmut bey kanseri olduğunu bilmezken işe gidememişti. Her işte zorlanıp hastalanıyordu. Kızlarına ekmek vermek için borçlanmıştı. Hasan Ağa da para karşılık kız istemişti. Mahmut bey ise bu teklifi mecburen kabul etmişti. Düğün gecesi kanser olduğunu öğrenen yaşlanmış adam Dilana bunu anlatmıştı. Kızına rica etmişti söylememesi için ve eve kilitlemişti.
Ama Dilan korkuyordu. Annesi doğarken ölmüştü. Ablası ona küstü. Babası şimdi kanser olup ölecekti. Koskoca dünyada ve acımasız Mardin'de tek kalacaktı. Bir ihtimal ameliyat olabilirdi. Lakin ameliyattan sonra da yine kansere yakalanabilirdi.
Genç kız çok ağlıyordu. Bu parayı asla bulamazdı.Bu bölüm hayat aslında. Bir tarafta cana can katılmış insan. Diğer yanda ölüm kokusunu alan bir insan. Çünkü hayatta bazen böyledir.
Bu bölümü üzgün buluyorum. Mahmut beye de üzlüyorum. Bu Dilanla arasında kalan bir sır. Ama illerki bölümlerde sadece bir sıır değil daha çok ortaya çıkacak.Şimdilik adam ölümle burun burundayken kızına ikiz bebek müjdesi geliyor.
Sizden yorum ve Yıldız bekliyorum 😀
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ağanın karısı
General Fiction"Aşiret bebek istiyor bilirsin" "Benim bir karım daha var. Seherle iyi geçinmeye bak" "Sen sadece evin bir gelinisin" Esin yaşlarını zor geri tutuyordu. Bu adam ne diyordu. Emirhanı severken Bedir'in karısı oldum. Zorla evlenirken kuma oldum. Bir k...