Ağanın karısı

19. Yeni Gelin

"Oğul sen ne yaptın!"

"Baba sevdim! Evlendim!"

"Bu kız daha çocuk. Emirhan sen 25 yaşında bir adamsın. Çocukla ne işin olur" dedi babası.

Herkes susup onları izliyordu. Dilan utanarak yere baktı. İstemeyerek evlenmişti. İlk geldiği dakikadan beri istenmemişti. Bunu hemen anladı. Saf olan bu kız ,gelecek ona ne getireceğini bilmediği için korkuyordu. Ablasından hariç kimseyi tanımıyordu bu Konak'ta ama o ona nefret dolu bakıyordu.

"İster alışın, ister alışmayın. Ben Dilanla evlendim" deyip Dilana baktı.

Küçük kız korkarak kocası olan Emirhanın gözlerine baktı. Ablasına bakmaktan utanıyordu. Sanki elinden sevdiği adamı almış gibi hissediyordu kendini. Kendi suçlu hissediyordu.

"Bu aileden bir kız daha istemiyorum. Çıldıracağım. Çekil önümden görmek istemiyorum seni" diyerek bağırdı Hasan Ağa.

Emirhan da sinirlenmişti. Dilanın elini tutarak odasına çıktı. Esin o an sinirden derin derin nefes alıyordu.

"Baba bu herif başımızı belaya sokuyor" dedi Bedir.

Esin ise hala ne düşüneceğini bilmiyordu. Acaba Dilan gerçekten Emirhanı mi seviyordu. Hangi cüretle onunla evlenirdi. Kardeşi eltisi olmuş. Bir zaman deliler gibi aşık olduğu adamın eşi oldu. Emirhanın yanı hep onun yeri olacağının hayalını kuran kandın artık anladı. Hiç bir zaman hiç bir yerde Emirhanla olmayacak. Aslında kaderini yaşıyordu ama gözüyle görünce daha da anlamıştı bir birliktelik olamayacağını.

Odalarına varan yeni evlenmiş çift yatağa oturdu.
Çok korkan genç kız titriyordu. Şimdi bu adamla evlenip ona karılık mi yapacaktı. Emirhan ona dokunmasın istiyordu.
Emirhan hala sinirliydi ve derin derin nefes alıp verdi.

Eliyle saçların arasından geçerek ayağa kalktı. Yatağın diğer ucunda oturan kıza baktı. Kendi hırsı için onu da yakmıştı. Onun hayatıyla oynamıştı. Ama artık evlilerdi ve geri yolu yoktu. Odada bir gezinti yapamam genç adam karsına döndü sonunda.
Dilana yaklaşıp önünde diz çöktü. Kızın ellerini kendi elinin içine aldı. Ne küçük elleri vardı bu kızın.
Dilan korkuyordu.

"Lütfen.." dedi sadece.

Bu kız ağlarken bile güzeldi. Emirhan parmağıyla Dilanın göz yaşlarını sildi.

"Sana istemediğin sürece dokunmam. Bu Konak'ta kimse sana kötülük yapamaz. Ne olursa olsun ben seni koruyacağım. Artık Emirhanın karısısın. Başını dik tüt ve ağlama" dedi Emirhan sakin bir sesle.

Dilanın yüzüne kendine çevirip gözlerine bakmasına sağlamıştı. Bu kız ondan korkmasın istemişti. İlk defa bu kızın gözlerini incelemişti. Yeşil gözleri ağlamaktan koyulaşmıştı. Uzun kirpikleri gözlerini daha da güzel yapıyordu.

"Ben koltukla yatacağım"

Dilan susmayı tercih etti. Emirhandan çok korkuyordu ama bu adamda huzur verici birşey vardı. Ona dokumak istememişti ve bu onu şaşırttı.

Ertesi gün Dilan saat 5 te kalmıştı. Herkesten önce ekmek pişirip kahvaltı hazırlamak istemişti.

„Gelin ağam. Ne yapıyorsun lütfen oturun" demişti genç hizmetçi kapıdan girerken.

"Ne haddime oturmak. Kocamın evinde gelin olarak bu benim görevim. Bana mani olmayın" diye cevap veren Dilan ekmeklerine döndü.

Hizmetciler çok şaşırmıştı. Evin yeni gelini Esin'in kardeşiydi ama hiç Esin gibi oturmak istemiyordu. Aksine ilk günden yemeği hazırlıyordu. 15 yaşına rağmen yemek yağmasını bildiği için ayırtan şaşırdılar.
Saat 8 olmuş ve bütün aile sofrada yerini bulmuştu.

"Sultan bu gün ekmeği pişirdiniz galiba. Mükemmel olmuş" deyip bir parça daha kopardı Fatma hanım sıcacık ekmekten.

"Hayır hanımın. Yeni gelin yaptı" dedi evin hizmetcisi.

Fatma hanım şaşırdı . Esin'den böyle şerler bilmediği ve görmediği için Dilandan da beklememişti.

"Dilan. Niye zahmet ettin. Burda hizmetciler böyle şeyleri yapar" dedi Dilanın kaynanası.

"Ana ben bu evin geliniyim. Benim görevim bu" dedi genç kız utanarak.

Fatma hanım bu kızı beğendi. Kendine itiraf etmeliydi ki, hem güzel hem hamarat bir gelin gelmişti konağa. Oğluna bakıp gurur duysada bu ani kararına anlam veremiyordu. Emirhan ise karısına bakıp gülümsedi. Bu kızı zorla nikahına alsada kız hemen ayak uydurmaya çalışıyordu. Bu hareket onu da sevindirmişti.
Esin ise Dilanı izledi. O hiç bir zaman bu Konak'ta iş yapmak istemiyordu. Ona göre kardeşi göze girmeye çalışan sinsi birisiydi.
Hala kardeşine öfkeliydi. Düğün günü ona kaçma sözü veren ama kendi menfaati için onu kurtarmayan bir haindi.
Esin yemeğini yemek istemedi. Sofrada düşüncelere daldı.
Acaba Dilan başdan beri Emirhana aşık mıydı. Acaba onu kendisi almak için ablasını bile bile ölüme mi yolladı. Belki baştan beri blöf ediyordu ve Bedir'le evlenmesi onun işine geliyordu. Kardeşiyle bir kelime konuşmadan zar zor birşeyler yiyip masadan ayrıldı hamile Kadın.

"Anlat bakalım Dilan hanım. Sen ve ablan bu konağa kök salmaya mi geldiniz" diye sordu Seher genç elitisine.

"Seher abla. Anlamadım" dedi genç kız.

"O kadar da saf olamazsın. Evet 15 yaşındasın. Ama o sinsi Esin'in kardeşi değil misin. İkinizde ayni kan var. O Bedir'e akbaba gibi kondu sende Emirhana" dedi daha net olmak için.

"Seher abla. Ablam istemeyerek Bedir Ağala evlendi. Belli ki ablamı haz edemiyorsun ve hıncı benden çıkartmaya çalışıyorsun. Sen ne olursa olsun Bedir Ağnın ilk karısı, resmî nikahlı eşisin. Ablamla aran iyi değildir ama beni bu işlete karıştırma lütfen ben bu oyunlara uğraşmak istemiyorum"

Seher şaşırmıştı. Bu kız hiç Esin gibi değildi. Esin laf altında kalmaz ve her zaman Seherle tartışmaya hazırdı. Bu küçük kız sakindi. Kendine yediremiyordu ama Esin'in kanından olan bu kıza karşı sempati duydu.

İki elti salonda oturup cay içiyordu. Az da olsa anlaşmaya başlamışlardı.  Tam Seher gülerken kapı açılıp Esin girdi içeri.
Kardeşi düşman bellediği Seherle konuşuyordu, çat içip gülüyordu. Bu görüntü onun her tüyünü diken diken etmişti.

"Dilan" diye bağırdı kardeşine.

"Abla" dedi Dilan tereddüt içinde.

"Seherle hangi çüretle oturup konuşursun. Onun yüzünden kocamla aram kötü. O sınsı birisi"

Bunu duyan Seher sinirlenmişti ama bu kadınla tartıştıkça Bedir ondan daha da uzaklaşıyordu.

"Sizin aranızdaki mesela beni ilgilendirmiyor abla. Seher abla benim eltim ve onunla gayet iyi anlaşıyorum. Senin yüzünden kimseyle aramı kötü tutmak istemem" dedi Dilan ve ayağa kalktı.

Sinirden gözü dönmüştü Esin'in. Kardeşine ne olmuştu ve böyle cümleler kuruyordu. Öfkesinden ne yapacağını şaşıran genç kadın Dilana doğru yürüdü ve ona sertçe bir tokat yapıştırdı.