" Feyzan, hadi artık baban gelmek üzeredir aşağıya in de sofrayı kuralım yavrum. "
Annemin her sabahki serzenişi ile seccademi toplayıp ardından sokağa bir göz atıyorum. Sokak hala boş olduğundan cemaatin namazdan çıkmadığını düşünerek koşar adımlarla merdivenlerden alt kata iniyorum.
" Geldim annem, sen geç içeri ben hazırlarım şimdi."
" İyi madem, nerede o Ali uyuyor mu hala?"
" Yok anne babamdan hemen sonra koşarak çıktı Ali'm bu günlerde maşallahı var kaçırmıyor sabah namazlarını hiç. " diyorum suyla doldurduğum çaydanlığı ocağın üzerine koyarken.
" Aman laf da söyletmez hiç kardeşine." Diyor annemde oturduğu kanepeden sokağı izlerken.
Gülümseyip kahvaltı sofrasını hazırlamaya dönüyorum. Akşamdan sardığım börekleri çıkarıp yağa attığım sırada annem sesleniyor içerden.
" Feyzan, annem babanla geliyor açıver kapıyı kızım. Dizlerimin ağrısı bitirdi yine bu sabah beni, hey gidi geçliğim hey ne çabuk geçti gitti."
" Üzülme annem bakıyorum ben şimdi" derken çoktan feracemi üzerime geçirip şalımı doluyorum başıma. Kapıyı açmamla babamla göz göze geliyoruz.
" Ne o yolumu mu gözler oldun yoksa kızım? " diyor sevgiyle alnıma kondurduğu öpücüğün ardından. Yüzüne bakıyorum tebessümle o an fark ediyorum ki gözlerinde yaşlı bir hüzün var sanki. Hayırdır inşallah diyerek geçmeleri için kenara çekiliyorum.
" Oh valla baba kız biz kimiz ki zaten, oğlan çocuğu işte. "
Ali'nin sitem ederek oturma odasına yürüyüşüne ikimizde gülüyoruz. Ceketini alıp askıya asıyorum babamın.
" Annemin dizleri ağrıyormuş da yine oturduğu yerden görmüş geldiğini" o sırada aklıma gelen böreklerle yerimden sıçrıyorum, " eyvah börekler" diyerek mutfağa koşuyorum da neyse ki yanmadan yetişiyorum. Bir kaç dakika sonra kahvaltı hazır oluyor ve ailecek oturuyoruz masanın başına. O sırada benim yatağımda uyuyan Didem de uyanıp gözlerini ovuşturarak mutfağa giriyor.
" Nene ben acıktım " diyip annemin kucağına tırmanıyor. Annem sanki torunu gibi sahipleniyor Didem'i öpüp kokluyor. Hoş ailecek hepimiz sahipleniyoruz Didem'i ailemizin minik üyesi oluveriyor bi anda. Hasret ablanın durumunun gittikçe kötüleşmesiyse bir o kadar üzüyor hepimizi diken üstünde bekliyoruz gelecek haberleri. Her zamanki rutin konular konuşmasına rağmen babamın üzerindeki durgunluk çok geçmeden annemin de gözüne çarpıyor ve nihayet babam ağzındaki baklayı çıkarıyor sonunda.
" Neyin var bey pek bi durgunsun bu sabah? "
" Feyzanın doğduğu günü hatırlar mısın hanım? Ebe hatun kucağıma verdiğinde dokunmaya kıyamamıştım. Öyle korkmuştum ki ona zarar vermekten kokusunu bir kez içime çekip bacının kucağına vermiştim hemen. Meğer kızımızın kaderi doğar doğmaz yazılmış alnına. Abdullah namaz çıkışı daha fazla uzatmayalım, söyle Feyzan kızıma akşama kahveleri hazır etsin dedi. "
Sözleri biter bitmez yerimden kalkıp sarılıyorum boynuna babamın, hem ağlarım hem giderim lafı ne kadar doğruymuş Allahım. Çocukluğumdan beri aşık olduğum insanla evleneceğim için kalbimde kelebekler uçarken bir yanım da baba ocağından ayrılması yaklaştığı için buruk... Sarmaş dolaş sessiz gözyaşı döktüğümüz birkaç dakikanın ardından nihayet bu duygusal anlardan bizi çekip çıkaran Ali oluyor.
" Tayyip abim eniştem mi olacak yani şimdi? "
Evet dercesine başını sallıyor babam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMAM (Tamamlandı)
General FictionBeddua iyi değildir ama bu defa edeceğim... RABBİM seni benden başkasına helal kılmasın... *** ÖNEMLİ AÇIKLAMA*** ARKADAŞLAR İSMİN TAYYİP OLMASINDAN RAHATSIZ OLAN BİR KESİM VAR. LÜTFEN RAHATSIZ OLUYORSANIZ OKUMAYIN, ÇÜNKÜ BEN GAYET MEMNUNUM. BU TARZ...