36

7.6K 573 8
                                    


" Feyzan abla."

Kapıyı açar açmaz heyecanla boynuma atlayan Haticeyle neye uğradığımı şaşırıyorum. İçeriden bebeklerden birinin halalarının çığlığı ile uyanıp ağladığını duyunca sitemle bakıyorum.

" Eh be kızım zor uyutmuştum zaten, şimdi diğeri de uyanır."

Diye söylene söylene salondaki minik beşiklere yöneliyorum. Ağlayan kızımı kucağıma alıp sakinleştirmeye çalışıyorum.

" Özür dilerim, hala çok heyecanlı miniğim seni korkuttum."

İçini çeke çeke yeniden uyumaya çalışan Hümeyranın minik eline öpücük konduran Haticeye kızamıyorum yine. Ne zaman heyecanlı olmamıştı ki benim Haticem. Deli dolu kabına sığmayan bir ruhu olduğunu çoktan kabullenmiştik ama bugün farklı gülüyordu sanki gözleri.

" Kızmadık hala geç otur hadi yatağına koyup geliyorum bende. "

Kızımı yatağına bırakıp pembe tülbenti de yatağın üstüne örtüyorum. Ardından kanepede oturan Haticenin yanında yerimi alıyorum.

" Ne oldu canımın içi, ne bu heyecan?"

" Çok güzel birşey oldu abla, çok ama çok mutluyum."

" Hayırdır inşallah?"

" Sabah Ibrahim ile hastaneye gittik. 5 haftalık hamileyim."

" Aman Yarabbim ne güzel haber bu kardeşim, hayırlı olsun inşallah."

" Çok teşekkür ederim ablacım, sence de çok garip duygu değil mi? İçimde bir canlı yaşıyor."

Haticenin sözleri gülmeme neden oluyor ama onu da anlıyorum. Aslında hamileliğimi ilk öğrendiğim zaman bunu bende düşünmüştüm. Demek ki her kadın böyle hissediyordu.

" Allahu Tealanın mucizesi işte..."

" Gerçekten de öyle, yoksa olur şey değil."

Mutluluktan bulutların üstünde uçan taze anne adayını orada bırakıp mutfağa geçip çay koyuyorum. O sırada dışarıdan gelen ezan sesiyle kalbim yine hızla çarpıyor. Bu duygu yaşlansam da böyle devam edecek anlaşılan. Kapının çalması ile mutfaktan çıkıp kapının dürbününden dışarı bakıyorum. Gelenin Ali olduğunu görünce sevinçle kapıyı açıyorum.

" Hoşgeldin Alim."

" Hoşbuldum abla, annem mevlüte gitti de yemeği sende yesem olur mu?"

" Olmaz mı Alim ne güzel düşünmüşsün. "

Ali ayakkabılarını çıkarıp koşar adım salona girince bende ardından kapıyı kapatıp onu takip ediyorum.

" Yaaa... Uyuyorlar mı? Aa... Haticede buradaymış."

" Abla nereye gitti acaba? "

" Abartma Haticecim topu topu 5 yaş var aramızda, hem ben seni genç görüyorum da ondan ama yok yaşlıyım diyorsan."

Ali iki elini yana açıp dudaklarını büzünce ikimizde gülüyoruz.

" Lafı da bilir hemen."

" Çocuk muyum bilmeyecek?"

" Ay Ali anladık ablam büyüdün."

Ali önce beni ardından haticeyi öpüp ikizleri izlemeye koyulunca Hatice ile beraber mutfağa geçip Aliye öğle yemeğini hazır ediyoruz. Tabi birimiz hamile birimiz sütlü anne olunca Aliden çok da biz yiyoruz hazırlıklarımızı...

Bu sessizlik fazla uzun sürmüyor nihayet ikizlerinde sesi yükseliyor. Ali ve Hatice birbirleri ile yarışıp ikiside birini kapsada sonuç olarak emzirerek susturan yine ben oluyorum. Illede anamız diyen yavrularımın karnı doyunca, yüzleri de gülüyor.

Ali yeniden okula dönünce bizde ikizlerle ilgilenip onların bakımını yapıyoruz Hatice ile birlikte. Nihayet tekrar uyuduklarında Hatice eve gitmek için hazırlanmaya başlıyor.

" Kalsaydın kardeşim İbrahimi de çağırırdık akşam."

" Yok abla gideyim, akşama annemlere müjdeli haberi vermek için birlikte uğrayacağız dedik emri vaki yapmayayım şimdi."

" Peki o zaman sen bilirsin canım."

Hatice kapıdan çıkıp durağa doğru ilerlerken bende ardından kapıyı kapatıp içeri geçiyorum. Öğle ezanı çoktan okunmuştu. Namazımı kılıp ardından önce kendi ailemiz sonra Hatice sonrada tüm sevdiklerime birer birer dua ettim. Maneviyatın içimi huzurla doldurmasına izin verirken bebeklerin uyuyor olmasını fırsat bilip bende kanepeye uzandım. Tatlı bir uyku beni ele geçirdiğinde yüzüm gülüyordu.

İMAM (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin