8 gün sonra...
Ramazan bereketi ile şehrimizi de mahallemizide şenlendiriyordu. Durgun geçen gündüzlerin ardından akşam vakti kurulan iftar sofralarından kahkaha sesleri sokağa karışıyordu. Her evin belki kendine göre ufak tefek dertleri vardı elbette ama Ramazanın huzuru tüm bunları geride bıraktırıyordu.
Bense bu sabah farklı bir heyecan ile kalkmıştım yatağımdan...
" Sevgilim hadi uyan, bugün büyük gün."
Gittikçe belirginleşen karnıma giden ellerimle sevgiyle gülümsedim. Yatakta mırıldanarak diğer yöne dönen kocamın yanına oturup alnına düşen saçlarını geriye atarak karıştırıyorum.
" Uykucu baba seni, kalk hadi randevumuz var. "
" Ya Feyzan uykum var."
Oflayarak yataktan kalkıp mutfağa ilerlediğim sırada arkamdan seslendiğini duyarak munzurca gülümsüyorum.
" Tamam kızma kalkıyorum Feyzan hanım."
Bulaşıktaki çaydanlığı alıp içine su koyup ocağa koyduktan sonra demliğine de bir kaşık çay katıp buzdolabına yöneliyorum. Alt rafta bulunan kahvaltılıkları birer birer çıkarıp masanın üstüne dizdikten sonra iki yumurta alıp dolabı kapatıyorum.
" Hayatım yumurtan nasıl olsun istersin?"
Yatak odasına doğru seslendiğim sırada mutfağa giren kocam belime sarılıp saçlarımdan öperken bende ona gülümsüyorum.
" Haşlanmış olsun karıcım."
Başımla onaylayıp su doldurduğum cezveye iki yumurtayı bırakıp ocaktaki yerine koyarken, Tayyip de traş olmaya banyoya gidiyor. Bende o sırada domates salatalık alıp tabağa doğruyorum. Onlarda masadaki yerini alırken ikimize de birer tane tabak, çay bardağı bir de çatal çıkarıyorum. Sürahiyede suyu koyduğumda haşlanan yumurtaları alıp kabuklarını soyuyorum.
" Hayatım mavi gömleğimi bulamıyorum."
" Kirlilerin arasında olması lazım Tayyip, bir başka gömlek giysen olmaz mı?"
" Hangisini ama?"
" Otur sen ben bakayım."
Ellerimi kurulayıp yatak odama geçiyorum, gardolabın kocama ait olan kısmını açıp gömleklerin üzerinde elimi dolaştırıyorum. Ve buldum...
Askıdan aldığım gömleği arkamdan gelip odaya giren kocamın eline tutuşturuyorum.
" Al bakalım bu günlük gri gömlek giyiver."
Gömleği elimden alırken beni de kendine çeken kocama gülümsüyorum.
" Çok güzelsin Feyzan."
Yüzümün kızardığını hissederek boynuna sokuluyorum. Teninin kokusunu içime çekiyorum doyasıya...
" Seni seviyorum hürmetlim."
" Bende seni çok seviyorum hatun."
💕💕💕
Kahvaltıdan üç buçuk saat kadar sonra doğum evinin koridorunda sıramın gelmesini beklerken tedirgince Tayyibin elini sıkıyorum. Sakin ol dercesine kolunu omzuma sarıp beni kendisine çekiyor.
" Kaç kişi kaldı?"
" 26. Sırada, bir kişi sonra sen sanırım değil mi?"
" Hı hıı..."
Tabelayı oturduğum konumda göremediğim için eğilip benim yerime bakıp bilmem kaçıncı kez sormama rağmen sabırla cevap veren kocama tatlı bir tebessüm yolluyorum. Biraz sonra kapı açılıyor, karnı burnunda bir kadın çıkıyor ardından da genç bir kız içeri giriyor. Son diyorum içimden o çıkınca ben gireceğim. Elim karnımda 3 dakika kadar heyecanla bekledikten sonra nihayet kapı açılıyor ve benim sıram geliyor. Ben önde Tayyip arkada doktor odasına girip kapıyı kapatıyoruz.
" Buyrun Feyzan hanım bu ikinci gelişinizdi değil mi?"
" Evet İnci hanım."
" Buyrun siz şu arkada uzanıp hazırlanın, Müge sende yardım et anne adayımıza."
Yanında oturan hemsire kız yerinden kalkıp benimle perdeli bölmeye geçip uzanmama yardım ettikten sonra karnımı açıp yanı başımda duran jel kutusunu alıp bolca sıkıyor.
" Hazır hocam. "
Doktor yanıma gelip sandalyeye oturdugunda baş ucumdaki ekranın düğmesine dokunup bize dönüyor.
" Hazır mısınız?"
Heyecanla Tayyibe bakıyorum o da en az benim kadar heyecanlı başını sallıyor doktorun sorusuna. Elindeki cihazi karnima değirip bi süre gezirdirirken gözlerimi doktorun yüzünden ayıramıyorum. O ise ifadesizce hiç ipucu vermiyor. Birkaç saniye sonra yüzünde hafif bir tebessümle bana dönüyor ve ekrandaki karaltıları işaret ediyor.
" Bebeklerimiz işte burada Feyzan hanım müjdemi isterim, ikiz bebekleriniz olacak."
Sevinçle ufak bir çığlık kaçıyor ağzımdan.
" Ne diyorsunuz doktor hanım doğru mu bu?"
" Evet beyefendi hazırlanın ikiz babası oluyorsunuz."
Güzel gözleri parlarken yanıma gelip alnımdan sayısız kez beni öpücüğe boğan kocama gözyaşları arasında söyleyecek hiçbirşey bulamıyorum. Zira bu mutluluk tarif edilecek ya da kelimelerle anlatilabilecek türden birşey değilmiş. Meğer anne olmak hele ki karnında bir değil iki can taşımak ne büyük lütufmuş. Şükürler olsun Allahım bize bu günleri nasip ettin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMAM (Tamamlandı)
General FictionBeddua iyi değildir ama bu defa edeceğim... RABBİM seni benden başkasına helal kılmasın... *** ÖNEMLİ AÇIKLAMA*** ARKADAŞLAR İSMİN TAYYİP OLMASINDAN RAHATSIZ OLAN BİR KESİM VAR. LÜTFEN RAHATSIZ OLUYORSANIZ OKUMAYIN, ÇÜNKÜ BEN GAYET MEMNUNUM. BU TARZ...