10

17K 1.1K 11
                                    

***Tayyip***

Annemin feryat figan odaya girişiyle huzurla daldığım uykumdan kalkıp çarpıntılarıyla uyanıyorum.

" Tayyip, uyan oğlum kalk."

" Ne oldu anam sakin ol ne bu halin babama mı bişey oldu? " derken çoktan yataktan kalkmıştım bile. Annemin yüzünü avuçlarımın arasına alıp alnından öpüyorum.

" Yok oğlum yok şimdi telefon geldi Hasret vefat etmiş oğlum. "

Duyduklarım beynimi sonrada bütün vücudumu titretmeye yetiyor. Annem kendini odadaki tek kanepeye atıp dizlerini dövüyor. Gözlerinden akan sicim gibi yaşlar yaşmağını ıslatıyor.

" Ah yavrum kınalı kuzum anasız kaldı yavrucak, Allahım sen yardım et."

Dizlerimin üzerine çöküp yaşlarını siliyorum annemin.

" Anne, babam nerede? "

" Giyiniyor sana da ondan geldim hazırlan hadi sen de git onunla beraber Bekirin yanına."

" Tamam. "

Namaza giderken giymek için dolabın üzerine çıkarıp astığım kıyafetlere uzandığım sırada Haticede soluk soluğa odaya giriyor.

" Tamam kızım, hadi biz çıkalım da abin rahat rahat giyinsin."

Onlar çıktıktan sonra bende önce banyoya girip abdest alıyorum ardından odaya geri dönüp lacivert keten pantolunu üzerine de beyaz gömleğimi giyip hızla alt kata iniyorum.

" Tayyip hazır mısın oğlum?"

" Hazırım baba çıkabiliriz. Ama sen biraz oyalan ben arabayı Fatih'e vermiştim hemen alıp geleyim olur mu? "

" Olur oğlum ben de o sırada Samiye haber vereyim."

Koşarak iki sokak ötedeki çocukluk arkadaşım can yoldaşım şimdi de iş ortağım Fatihin ahşap cumbalı rengarenk hercai menekşelerle süslü evine geliyorum. Kapıyı bir iki tıklatıyorum gece vakti korkutmak istemeyerek ama kapı açılmayınca mecburen zile basıyorum bu kez. Bir kaç saniye geçmiyor ki önce salonun ışığı yanıyor ardından da pencere açılıyor.

" Kim... Fatih? Hayrola? Dur dur hemen kapıya geliyorum."

Fatih konuşmama fırsat vermeden pencereden çekilip kapıya geliyor. Açılan kapının ardında Fatih ve hanımı telaşlı gözlerle bana bakıyor.

" Rahatsız ettim ya kusura bakmayın, Hasret ablayı kaybettik başımız sağ olsun."

" Ne diyorsun? Ah hasret ablam ah didemcik ne yapar şimdi?"

Rukiye vestiyere oturmuş göz yaşı dökerken Fatihde onun omzunu okşuyor teskin edercesine. Daha fazla gecikmemek için Fatihe dönüyorum.

" Kardeşim araba..."

" Tabi tabi tam isteyecek günü de bulmuşum,
hatta dur üstüme ceketimi alayım bende geleyim" diyerek bir koşu yukarıya çıkıyor. O yukarıya çıkınca bende hanımı rahatsız olmasın diye birkaç adım atıp içeriyi göremeyeceğim bir noktada duruyorum. Biraz sonra Fatihin sesi geliyor.

" Allaha emanet ol. "

Fatih çıkınca gecenin zemberi karanlığında eniştemi, babamı ve komşumuz Zekeriya amcayı da alarak hastanenin yoluna koyuluyoruz bir kez daha.

Allahım veren de sensin alan da boynumuz kıldan ince hükmün karşısında. Bekir abiye dayanma gücü ver Yarabbi. Bundan sonra işi oldukça zor olan Bekir abiyi düşünüyorum annesiz bir kız çocuğu yetiştirmek ne kadar zor olmalı. Onun da imtihanı bu olacakmış demek ki. Derdi veren Allah dermanını da verir inşallah. Bir gece de nasıl da alt üst oluvermişti hayatları, oysa haftalar önce Hasret ablayı kapı önünde annemle sohbet ederken gördüğümde ya da Bekir abiyle kahvede çay içerken başlarına gelecekten hepimiz habersizdik. Dünya, ah yalan Dünya ne de güzel aldatıyorsun bizi. Hiç gelmiyor aklımıza ölüm... Oysa bir anlık işte herşey,bir varmış bir yokmuş. İnna Lillahi ve İnna İleyhi Raciun...

İMAM (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin