Saate baktığımda 1'e geliyordu. Telefonumu kapatıp yastığımın altına koydum. Gözlerimi kapatırken uykuya teslim oldum.
---
Başıma ağrılar giriyordu. Dışarıdan sesleri duyuyor lakin gözlerimi açamıyordum. Tek istediğim nefes almak...
Uyanamıyorum. Hâla gözlerime ağırlık çökmüş vaziyetye. Bir kadın çığlığı duyuyorum ama çok uzaktan. Ismimi sayıklıyor. Tanıdık bir sesAnne?
Birden kaldırıldığımı hissettim. Temiz havaya kavuşuyordum ama yinede halâ nefes almakta zorlanıyordum. Gözlerimi açamamıştım. Kucakta taşınıyordum. Tahtaların çatırdama sesi geliyordu kulağıma, ağlayan insanlar, adımı haykırışları... evet bunlar bana yabancı sesler değildi.
Nihayet temiz havayı içime çekebilmiştim. Yere yatırıldığımı hissettim. Soğuk betona yatırılmıştım. Bana kolonya koklattılarında nihayet gözlerimi açabildim. Kafam Mert'in kolunum üzerinde, sokakta yatıyordum. Başımda annem, babam, Nur, Sevcan teyze ve diğer komşularımız vardı.
"Uyandı! Uyandı!" Diye bağırdı ablam ve bana sarıldı. Öksürmeye başladım. Öyle bir öksürüktü ki bu ciğerlerim yerinden çıkacak sandım. Doğrulduğumda Mert'e baktım. Yüzü kapkaraydı. Anneme döndüm, battaniyeye sarılmıştı. Mert'ten destek alarak ayağa kalktm ve etrafıma baktım. Itfaye araçları vardı. Polisler ve Ambulansta buradaydı. Kafamı binamıza çevirdiğimde gözümden akan yaşlara engel olamadım. Bizim daire ve alt katımızdaki daire cayır cayır yanıyordu.
Anneme döndüğümde onunda ağladığını gördüm. Nur gelip tekrar bana sarıldı.
"Nasıl oldu?" Diyebildim kısık sesle. Beni yalnızca Nur duyabilmişti.
"Henüz bilinmiyor Duru. Itfaye ekipleri yangını söndürdüğünde polis içeri girip bakacak." Dedi. Kafamı olumlu anlamda salladığımda babama döndüm.
"Şimdi ne yapacağız?" Dedim.
"Burda tadilatlar yapılana kadar bir otelde kalırız" dediğinde Sevcan abla hemen karşı çıktı. O sırada ben hâla itfayecilerin söndürmeye çalıştığı evimize bakıyordum.
"Biz böyle zamanlar için varız. Sizi otele motele göndermem. Eviniz yapılana kadar benim misafirimsiniz" dedi. Annemle babam birbirlerine bakıp konuşmaya başladıklarında ben Mert'e döndüm.
"Beni sen mi kurtardın?" Dedim.
"Evet galiba öyle oldu." Öyle oldu dedi yanıma gelirken.
Tamamen ona dönüp "Teşekkür ederim, yine beni kurtardığın için" dedim. O gülümsediğinde bende gülümsedim ama şuan tek yapmak istediğim ağlamaktı.
Beni muayene etmek adına ambulans aracına aldıklarında onlar ne dediyse yaptım. Kendi telefonumun melodisini duyduğumda etrafıma bakındım.
Mert telefonumu getirirken, "Seni kurtarırken şans eseri telefonunuda gördüm. Onuda kurtarabildim dedi." Telefonumu bana uzattığında arayan kişiye baktım.
'Mümine'
"Efendim?"dedim
"Duru! Nasılsın iyimisin? Sizin orda yangın olduğunu duydum size yakın yerde mi?" Diye sordu.
"Yok gözlüklü. Bizzat bizim evde oldu yangın." Dedim. Bu sırada benim muayene işim bitmişti. Araçtan ayrılıp yürümeye başladım.
"Şaka yapıyosun" diye bağırdı Mümine.
"Yok ben çok ciddiyim." Dedim.
"Geçmiş olsum Duru. Ben sana Deniz'i nerden biliyorsun diye hesap soracaktım ama şuan sana kıyamadım. Başka zaman seni sıkıştırırım. Bir şeye ihtiyacın var mı? Geliyim mi?" Dedi tek solukta
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY
ActionBenim hikayem yeni şehire taşınmamızla başladı. Buralar bana yabancı, buralar bana karışık ve benim rehbere ihtiyacım var. Hayatım bu şehirde darmadağın oldu. Kendimi tanıyamaz hâldeyim. En büyük arzum intikam almak. Ben Duru. Benim hikayeme hogel...