Baba sen geldin değil mi?

269 31 120
                                    

      
          Yol boyu dinlediği kayinpeder vaazları yetmezmiş gibi şimdi de karısı durmadan ağlıyordu. Azat arabasını aniden yolun kenarına çekip derin bir nefes aldı. Arabada Bensu ve kendisi dışında hickimse yoktu şimdi...
    Ve durduğu yer daha da issizdi.
Arka cebinden sigara paketini çıkarıp bir dalı ustaca bir yöntemle dudaklarına doğru çakmağı ateslediginde aynı hızla cami açıp buz gibi havanın tenine temasına izin verdi. Bakışlarını birkaç saniyeliğine Bensu'ya çevirdiğinde sigarasından büyük bir nefes çekmişti. Bensu hareketsizce onu izliyordu. Bir an için göz göze geldiler. Sonra Azat bakışlarını başka bir yöne doğru çevirip olaydan sonra karısıyla ilk konuşmasını yaptı.

-Ne yapmami bekliyorsun Bensu? Sen de baban gibi ağzıma sicmak istiyorsan buyur konuş... Ama elin piçi gelip benim çocuklarımı sahiplenirken ben öylece... Duramazdim...

    Bensu'nun boğazından koca bir hıçkırık yükselirken tek kelime bile etmedi. Sonra Azat sigarasından bir nefes daha çekti.

-Ordan bakınca mutlu bir adam gibi mi görünüyorum?

    Bensu'nun bir hıçkırığı daha patladı. Kendine engel olamıyordu. Başını iki yana doğru hayır dercesine salladı. Gözlerini onun yüzüne dikip söyleyeceği her kelimeyi beklemeye koyuldu.
   Azat ise Bensu'nun gözlerine bakıp bir an için ona içten içe acıdı. Bir insanı sevmek ve onun seni sevdiğini bilerek ondan ayrı kalmak başka bir şeydi bir adamı sevip de seni sevmediğini bildigin halde onunla birlikte yaşamak çok başka...
   Yutkundu ve sigarasıni sol eline alıp elini ona doğru uzattı. Parmaklarıyla yanağından akan gözyaşını sildi. Ve ona doğru merhamet yüklü bakışlarını sergiledi. Sonra elini yavaşça geri çekip arabayı çalıştırdı. Ardından tek kelime dahi etmeden gaza köklendi.
    Şimdi aklında sadece o vardı. Daha doğrusu mekandan çıktıkları saniyeden beri aklında o vardı. Eve geldiklerinde arabayı garaja park etti.
Arabadan inmeden evvel başını Bensu'ya doğru çevirip konuşmaya girişti.

-Sen in... Benim bir işim var. Kızımı öpersin.

   Genç adam bakışlarını kendi önüne çevirip karısının arabadan inmesini bekledi. Fakat kadın ısrarcı bir şekilde arabadan inmiyordu.Yuzunu karisina doğru çevirdiğinde genç kadının gözlerindeki korkuya şahit oldu.

-Gitmesen... Biz... Biz mutluyduk. Sen bu gece gitmesen. Hem Nazen-

-İner misin Bensu... Şirkette işim var bu gece gelemezsem sana haber veririm.

     Genç kadın el mahkum arabadan inip evine doğru yürümeye başladı. Kocası ise seri bir şekilde arabayı barajdan çıkarıp hızla yoluna devam etti.
 
      Genç adam telefonundan Aras'ın numarasını çevirip bağlantıya aldı. Bir yada en fazla iki çalış sonrasında kardeşinin sesini işitti.

-Efendim Abi..

    Diliyle dudaklarını ıslatıp konuşmaya başladı.

-Mekan nasıl oldu? Kalabalığı filan dağıttın mı?

    Aras burnunu çekip etrafına doğru bakındı.

-Gazetecileri hallettim. Kalabalığı da dağıttım ama bir sosyete rezilligimize şahit oldu abicim... Birkaç tanesi Nazenin hanim Azat Bey'in esi değil miydi diye sordu yani durumu pek anlatamadım ama olduğu kadar... Sen ne yaptın kayınpeder baya hizaya çekiyordu son gördüğümde...

    Azat direksiyonu sıkıp kendi kendine göz devirdi. Başını gerip konuşmaya başladı.

-Kes lan! Basliycam şimdi kayınpederine.. Kariyi eve biraktim geliyorum şimdi... Naz nasıl?

    Aras koltuklarda babasına sarılı duran Naz'a ve Cem'e baktı. İkisi de durgun ve sakin görünüyorlardı. Konuşmuyorlar fakat konuşmadan birbirlerine onlarca şey anlatıyorlardı.

DERİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin