Mucize

494 38 78
                                    

   Eve girip saniyeler içinde ceketini çıkardı. Askılığa doğru savurup yatak odasının olduğu kata doğru tırmandı. Sabredecek gücü kalmamıştı. Bu kadın bağımlılık etkisi yapıyordu onda...
   Bir kez oldu mu bir daha uzaklasamiyordu ondan...
   Gömleğinin üstten düğmelerini açarken son demlerini yaşıyordu. Hızla odanın kapısından içeri girdi.
Ansızın gözlerinde beliren manzara ile nutku tutuldu. Yavaş adımlarla yatağa doğru ilerleyip bir melek kadar masum bir şekilde uykuya dalan karısını inceledi. Sertçe yutkunup yavaşça yanına oturdu. Gözleriyle milim milim incelerken yüzünde oluşan memnuniyetsiz ifade genç kadının pek de rahat olmadığını belli ediyordu ona...
   Uyandırmak istedi fakat birşey engel oldu ona...
   Bir dakika kadar sonra Nazenin gözlerini aralayıp yüzüne doğru baktı şaşkınlıkla...
   Azat hafif bir gülüş eşliğinde elleriyle yüzüne düşen saç tutamlarını geriye doğru çekti.

-Uyuyan güzel... Prensine dayanamadın uyandın demek?

   Genç kadın huzursuzca kipirdandiginda yolunda gitmeyen birşeyler olduğu ortadaydı. Ansızın yerinden fırlayıp midesini tutarak banyoya doğru kosturunca Azat şaşkın ve endişe ile gidişini izledi. Saniyeler sonra ayaklanıp yanına gittiğinde klozete doğru eğilmiş midesini boşaltmaya çalışırken buldu genç kadını...
   Yanına gidip başından ve elinden tutarak destek verdi önce...
   Sonra lavabonun olduğu kısma doğru yönlendirip yüzünü yıkadı karısının...

Genç kadının eli sürekli midesinin üzerindeydi. Sanki karnı agriyormuş gibi tutuyor eğilmiş bir hâlde ayakta dikiliyor yürürken oldukça güçlük çekiyordu. Azat durumu farketmiş olacak ki ansızın bacaklarından tutup kucağına aldı genç kadını...
   Yatağa doğru götürüp yavaşça yerine bıraktı. Gözlerini gözlerine dikip sorarca bir bakış attı. Fakat genç kadın hala karnini ovalayip yüzünü buruşturuyordu. Cevap veremeyecek olduğu ortadaydı.

-Hastaneye gidiyoruz.

    Emrivaki bir hâlde konuşmuş oluşuna karşın genç kadın tepki veremeyecek ve hatta kocasının söylediğini duyamayacak kadar acı çekiyordu her haliyle... Arabasının kapısına nasıl vardığını bile bilmeden arka koltuğu açıp acı ile kıvranan karısını özenle yerleştirdi. Ön koltuğa doğru fişek hiziyla gidip arabayı çalıştırdı. Gaza tüm ağırlığını vererek elleriyle sımsıkı tuttuğu direksiyona doğru sertçe elini vurdu birkaç kez...
Endişe ve sinirle karışık bir hâlde onlarca kırmızı ışığı es geçip hastaneye doğru son sürat devam etti. Arada bir arka koltuğa göz atıp sertçe yutkunuyor karısının aniden bu hale gelmesine beyninde hiçbir anlam veremeden arabanın içine doğru belli belirsiz birçok küfür savuruyordu artık...
   Sonunda acile girip kapıdan fırladı dışarıya doğru...
   Arka koltuğa geçip içerde acı ile kıvranan karısını kucağına aldı dikkatle...

-Dayan yavrum... Dayan sevgilim dayan... Bak geldik güzelim... Dayan...

    Ruhunda hissetiği acının kaynağı​ neydi...
    Neden kucağında taşıdığı kadının acısını duyuyordu tam kalbinin üzerinde?
   Kendisi dâhi yanıtsız kalıyordu bu olanlara...

DERİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin