Azat dilinden

585 32 100
                                    

Şirket binasından içeri girerken sağ sol hafif bakındım. Burnumdan soluyordum ve etrafta ne siktigimin Kemal'i ne de cagirdigim adamlardan biri vardı. Saçlarımı sıkıntıyla karıştırıp cebimden çıkardığım paketten bir dal sigara yaktım. Dudaklarımı yalayarak cebimde titreyen telefonu kulağıma dayadım.

-Söyle...

-Abi mesajı araştırdık... Da mesaj Türkiye sınırları içinden gelmemiş...

Sıkıntıyla bir nefes verip sigara dumanını dışarı doğru üfledim.

-Ulan şerefsiz ben sana bunun için mi bu kadar para ödüyorum ?! Bok suratlı!! Kimmiş yavrum kim onu söyle bana sen!!

Karşıdan gelen öksürük Kemal piçinin çaresizliğini belli eder nitelikteydi.

-Azat Bey... Afedersiniz... Bir bayanın adına kayıtlı... Sizinle ilgisi olup olmadığını bilmediğimiz için... İsmi Zümra Aybars... Mesaj bu bayanın adına kayıtlı bir hattan çekilmiş efendim...

Beynimde çakan simseklere inat bu isim bana niyeyse çok tanıdık gelmişti. Aklımda dönüp duran soruyla Kemal'e Zümra denen kariyi araştırması için emir verdim.
Şirkete girmeden telefonum tekrar otunce bu gün ya bende yada millette bir bok olduğunu anlamıştım.
Ekrana kısa bir bakış attığımda "Hatun" yazısını görmemle tüm sinirim sanki bir anda çekilmiş gibiydi. Her ne olursa olsun bu kadında beni rahatlatan , gevşeten birşeyler vardı. Telefonu kulağıma tutup şirkete girerken kulaklarımda o huri sesini duymayı bekledim.

-Azat? Nerdesin?!... Çok korktum biliyor musun... Hem bir saniye beni dinlemedin bile... Nereye gittin cevap ver...

Odama girdiğimde ard Arda gelen tüm soruları cevaplamak için koltuğuma doğru yürüdüm.

-Sakin ol be yavrum... İyiyim şirketteyim... Beni ozlediysen hemen geleyim...

Karşıdan büyük bir nefes veriş sesi duydugumda göz devirisini dahi beynimde canlandirabilmistim. Ona belli etmeden kendi kendime gülüp konuşmaya devam ettim.

-Canını sıkma be yavrum... Şimdi gel desen on dakkaya oradayım... Sen şu Cem kilibigini atlat da sonrası kolay...

Kadinimin sesi kulağıma dolduğunda bir an için tebessüm ettim.

-Cem kolay... Da sen şu mesaj işinden haber ver... Kimmiş yapan?

Burnunu çekip oturduğum yerde daha rahat bir pozisyon şekline büründüm.

-Kocan herşeyi halledicek... Sen bunları kafana takma... Akşam şöyle güzel bir kaçamak yapalım... Cem'e söyleme... Şöyle heyecanlı olsun...

Karşımda duran aynada enayi gibi kendi kendime güldüğümü görünce kapanan telefonun sesiyle beraber gülüşümü genişlettim. Telefonu masanın üstüne atıp aynadaki yansimamla mal gibi konuşmaya başladım.

-Ne hatun ulan Azat Sayer... Enayi gibi aynalara gulumsetiyor seni... Helal olsun...

Birkaç dakika sonra odaya bodoslama dalan pezevenk bizim Aras'tan başkası değildi. Gevşek gevşek gülünce ağzının üstüne bir tane cakasim gelmiyor değildi yalan olmasın...
Ama bu geniş tavırlar bu gerizekalı hal hareketler onun genel özellikleri olduğundan sabır çekip sifatsiz yüzüne bakmadan işime devam etmeye uğraştım.

DERİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin