Karanlığımın Tek Penceresi

702 44 27
                                    

       Güzelsin ama garipsin de diye...
Düşünmüştüm seni ilk gördüğümde...
  Elinde kartpostallar, üstünde...
Kan çiçekleri vardı sanki teninde...

   Güzelsin demişti...

    Çok güzelsin...

sen bana rüzgar içimde..
eser, coşarsın derimde...
karanlıkta evine
soyundum geldim son kez...

      Ama unutma Azad...
Bu altın duvarlar arasındaki karanlığımın senden başka penceresi yok...

sen bana düşman içimde...
kanar akarsın tenimde
karanlıkta evine
geldim, seninim son kez...

   Peki o kim?

Kimin gözlerine benziyor benim bu aymaz gözlerim...

Kimi hatırlatıyor sana?

Bana baktığında kimi görüyorsun?

    Gözlerine sımsıcak baktığın o kadını mı?
   
  Bu ne yaman çelişki...
Bu ne büyük adaletsizlik...

Bana bakarken başkasını görmesi neden?

   Bana bakmasını istemiyorum öyleyse...
   Görmesin bir başkasını...
Sevmesin bağlandığım o gözler...

    Oysa bir iki saat önce burdaydı...
Saçlarımı okşamıştı usulca...
   Kokusunu çekmiştim bolca...
Ve gözleri beni görüp bana bakmıştı kör gecenin karanlığında...
     Henüz bitmemişti gece...
Fakat o bana her bakışında bir başkasını görüyordu belli ki...
   Belki o hizmetçi?
Belki daha önce sevdiği kadın?
Veya belki...
Belki daha da öncesi...

     Bunlardan hiçbiri bana açılmıyordu ne yazık!!
   Hiçbir kapının ardında durmuyordum maalesef...

Belki beni öpmeleri de bu yüzden...

    Pencerenin saatlerdir açık olduğunu yeni farkediyordum...

     Buz kesmiş bedenime bile aldırış etmez olmuştum...

Bir saat sonra gelen seherle kucaklaşma vaktiydi artık...
Yine onun gözlerine dönme vakti...
Ve yine bir başkasını animsayarak baktığı gözlerim...
Ve yine bir başkasını isteyerek öptüğü dudaklarım...
   Her zerresine kadar onu istiyordu yanında, yakınında...

   Kalkma vaktiydi artık...
Yataktan dogrultmaya çalıştığım buzlasmis bedenim gitgide zorlanıyordu kan akışına maruz kalınca...

     Ayaklarım uyuşmuştu. Bedenimi zar zor hareket ettirdim. Pencereye doğru birkaç adım ve saatlerdir gecenin üzerime üfledigi soğuk rüzgarın cam ile aniden kesilişi...
   Kapıyı açıp aşşağı kata indim. Bir an için onun odasının kapısına baktım. Girmeyi düşündüm elbette...
Fakat gecenin bir körüydü ...
Uyumadıysa çok rezil olurdum. Özellikle dün ona parmak sallayarak söylediğim kelimelerden sonra bu epey saçma olurdu. Kendimi hemen toparlayıp bir kat daha inip mutfağa gitmek üzere merdivenlere yöneldim. Belki biraz su saatlerdir ağrıyan mideme iyi gelebilirdi.Yada belki acliktandi. Sabahtan beri birşey yememiş, günlerdir üzerime çöken uykusuzluğu bastıra bastıra çıkarmıştım geceden...
Işıkları acmadigimdan sarsaklayarak yürüyordum.Elimle duvarları kontrol ediyor doğru yere yürüdüğümden emin olmaya çalışıyordum. Işıkları açarsam tepki çekerim diye düşünmüştüm. Fakat böyle görmeden yürümek de epey zordu. Sonunda mutfağa gelmiştim. Ay ışığının aydınlattığı geniş mutfakta yerini iyi bildiğim buzdolabına doğru ilerledim.
Dışarıdan köpeklerin sesleri geliyordu. Çok uzak bir ses... Belli ki benimle beraber uyumayan birkaç arkadaşım daha mevcuttu uzaklarda...

DERİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin