İyi okumalar ailem...
Yukarı çıktığımda yiğit hocanın oturma odasında yine sızdığını gördüm. Allah ım ya bu adam beni öldürecek yiğit hocayı doğru odasına götürüp " hocam kıyafetlerinizi giyin" dedim ama nerede sarhoşken hiç bir şey mi yapılmaz ya mecburen uzun kollusunu giydirmek zorundaydım yoksa o da hasta olurdu. üstündeki gömleğin düğmelerini tek tek çıkardıktan sonra gömleği tamamen çıkardım. koskocaman gözlerim açılmıştı sonuna kadar oha ya bu kaslar ne bakmamaya özen gösterip uzun kollusunu giydirip yatağa yatırdım. saate baktığımda 11:59 du vay be yiğit hocanın evinde girdim resmen yeni yıla, televizyon açık olduğundan sesi aşağıya kadar geliyordu ve anladığım kadarıyla geri sayım yapıyorlardı.
birden yiğit hoca asya demesiyle ona doğru döndüm.
"efendim"
"asya"
"buradayım"
"seni seviyorum"
Birden bunu söylemesiyle yerimde kaskatı kesilmiştim o az önce ne demişti ya yani ben tam anlamadım da ona baktığımda uyuyordu ve ben hızlıca ayağa kalkıp odadan çıktım. O beni seviyor mu na- nasıl yani hızlıca merdivenlerden yukarıya doğru çıktım oturma odasına girip daha demin ki olayı düşünmeye başladım. Olamaz böyle bir şey olmamalı yani derin nefes alıp sakince düşünmeye başladım bu böyle olmayacaktı dışarıya çıkmam gerekirdi yoksa daha fazla burada kalmamalıydım. Açıkçası böyle bir şey olmasından korkuyordum yani çok saçmaydı bir kere olamazdı bile bende istemezdim böyle bir şey olmasını. Çantamı alıp kabanımı giydikten sonra tam dışarıya çıkacakken birden içimdeki ses son kez onun yanına gitmemi söyledi ve ben ne yaptım tabi ki de içimdeki sesi dinledim kapıyı kapatıp aşağıya doğru merdivenlerden inmeye başladım. Yavaşça yanına yaklaştım şu an o kadar saf temiz gözüküyordu ki yani ne bileyim insanların hepsi uyurlarken saf temiz ve o kadar güzel gözükürler tabi benim öyle gözükmediğim kesin çünkü her sabah kalktığımda saçım başım dağınık ağzım burnum yamulmuş bir şekilde kalkıyorum ayıptır söylemesi biraz deli yatıyorum da yatağım bile evrim geçiriyor size öyle diyeyim. Gerçekten çok masum gözüküyordu yavaşça eğilip yüzüne daha da dikkatle baktım elimi yüzüne götürüp yanağına elimin tersiyle dokundum. Şuan bile onun yüzüne dokunmak çok heyecan veriyordu bana ne zaman onu görsem kalbime birşeyler oluyormuş gibi hissediyordum hele ki şimdi ki yaşanmış olaylar beni daha çok ona itiyor gibiydi ben galiba direniyordum olmaması gereken birşey olmasın diye aslında yiğit hocanın ailesi bize akşam yemeği verdiği zaman yiğit hocanın dediklerini anlamıştım aynı o zaman da o da benim yüzüme dokunmuştu şuan benim ona yaptığım gibi.
Elimi yüzünden çekip onu izlemeye başladım ona her baktığımda kalbim duracakmış gibi oluyordu yanından yavaşça kalkıp merdivenlerden yukarıya doğru çıkmaya başladım dış kapının önüne geldikten sonra birden telefon çalmaya başladı. evden çıktıktan sonra telefonu cevapladım arayan elis idi.
"Alo Asya ne oldu neredesiniz ?"
"İyiyim ben Elis merak etme şuan da yiğit hocanın evinden çıkıyorum"
"Nee neden oradasın ki ?"
"Her şeyi anlatacağım neredesiniz
siz ""Tamam konum atıyorum sana"
Telefonumu cebime koyup taksi aramaya başladım buradan da o kadar çok az taksi geçiyor ki dışarıdan eve doğru baktım kapkaranlık bir ev dışı ne kadar korkutucu olsa da içi bir o kadar sevimli bir evdi. İleriden gelen taksiyi görünce dur işareti yapıp gelmesini bekledim kafamı çevirip son kez eve bakıp önüme gelen taksiye binip elis in konum attığı adresi verdim. Camdan gökyüzünü izlemeye başladım karanlık ama bir o kadar da güzel bir manzara vardı şuan, karanlığı bile aydınlatan bir yıldız, siyahın içinde küçücük bir beyaz aynı yiğit hoca ve ben gibiydi yiğit hoca karanlığıyla beyazı içine çekiyordu ya o beyazda tamamen karanlık olacaktı ya da o karanlık beyaz olacaktı ya da ikisi tamamen vazgeçip hayatlarına devam edecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ ( ASKIDA )
Teen FictionBirden kafama sert birşey gelince dengemi kaybedip az daha düşcekken tuğbaya tutundum. Dünya dönüyor ben bir yana dönüyorum . Aahh oda ne kafamın üstünde kuşlar dönüyor . "Hangi öküz bu topu attı hanginiz ?" diyerek okulun bahçesinde bağırmaya başl...