17. Bölüm

5K 222 89
                                    

İyi okumalar...












Sınır: 55 vote 70 yorum (bunlar gelirse yeni bölüm hemen yayınlanacaktır.)































Yiğit hocanın telefonundan bana gösterdiği şeye ikinci kez baktım üstünde koskocaman ASYA yazan bilekliğimdi, bilekliğimi görür görmez hafızamdaki anılar gözümün önünden geçmeye başladı, tuğba ile ben yiğit hocanın evine hırsız gibi girdiğimiz geceydi ve ben evinde bilekliğimi düşürmüştüm.

Bir yiğit hocaya bir de bilekliğime bakıp durdum işte şimdi gerçekten ben bitmiştim.

Ona gerçekleri söyleyemezdim evine hırsız gibi girdiğimi, her yeri karıştırdığımı hiç bir şeyi söyleyemezdim eğer söylemiş olsaydım daha da kötü şeyler olacaktı bunu biliyordum.

"Asya " diye kükremesiyle gerçek dünyama geri döndüm, ne kadar yalan söylemek istemesem de mecburdum.

"Şey ben bileklik sizin ev" kurduğum cümleye bakılırsa gerçi benim söylediğim cümle bile değildi iyice saçmalamıştım.

"Dinliyorum" tam ağzımı açıp konuşacakken "Gerçekleri istiyorum" derken duraksadım ben şimdi nasıl yalan söyleyecektim ki anlamaması için kendimi kasmamam lazımdı derin nefes aldım ve konuşmaya başladım.

"Sizin eve ben kaç kere geldim illa ki düşmüştür " mantıklı bir cümle kurduğum için sevinmiştim.

"Gerçekler ?"

"Yiğit gerçekler bu işte sen neye inanmak istiyorsan ona inan ben sana inandırmak zorunda değilim" diyerek arkama dönüp tam gidecekken kolumdan tutulup çekilmesiyle ona dönmüştüm.

"Sana inanıyorum bana yalan söyleyemeyeceğini biliyorum" hüzünle ona baktım, keşke bu olay hiç gerçekleşmeseydi de sana yalan söylemek zorunda kalmasaydım. 

"Yiğit ?" artık hiç bir yükü kaldıramıyordum, yalan söylemekten nefret ediyorum.

"Efendim mavişim" bunu demesiyle istemsizce gülümsedim bu adama nasıl yalan söylemiştim ben kendimden son derece utanıyordum.

"Ben sana bir şey itiraf etmek istiyorum ?"

"Buyur " 

"Yiğit ben sizin ev-"

"Siz burada mıydınız gençler ?" yağızın bağırmasıyla ikimizde ona doğru dönmüştük.

"Biz de kahvaltımızı yaptık hadi hep beraber gezelim" tamam anlamında kafamı aşağıya yukarıya salladım. Tam gidecekken yiğit yeniden kolumu tutup ona dönmemi sağladı.

"Asya bir şey itiraf edecektin ?"

"Şey sonra konuşuruz olur mu ?" dediğimde kafasını tamam anlamında salladı.

Dışarıya çıktığımızda kar topu savaşı oynamaya karar verdik, gerçekten bu oyunu ne kadar seversem o kadar uzak durmaya çalışıyordum çünkü kar topları sert atıldıklarında gerçekten vücudum morarıyordu.

"Şimdi grupları söylüyorum kızlar ve erkekler olarak dağılacağız" yağız derken bile buna ben inanmamıştım nasıl olurdu erkekler kızlardan güçlüydü ve onların kazanacağı besbelli ortadaydı ama ben yine de sonuna kadar savaşacaktım.

"Ama siz çok güçlüsünüz" tuğbaya baktım haklıydı ama ben bunun altından kalkardım.

"Tuğba'cım yanında sporcu kardeşin var merak etme" diyerek gülümseyip göz kırptım.

İMKANSIZ ( ASKIDA )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin