22.BÖLÜM

3.4K 168 87
                                    


İyi okumalar.💜


Sınır: 65 vote 100 yorum💜💙💚

Bol bol yorum yapmayı, votelemeyi ve beni takip etmeyi unutmayın.😘























Birden ensemde metal bir soğukluk hissetmemle olduğum yerde kaldım.

"Çabuk o evrakları bırakın " bu tanıdık ses yiğit ten başkası olamazdı. Tuğba'ya göz ucuyla baktığım da bir bana bir de arkamdaki kişiye ve ensemdeki tahmin ettiğim silaha bakıyordu.

Hani bu zamana kadar hep diyordum ya işte sonum falan geldi diye, onlar bunun yanında virgüllerdi. Bu sefer kesin bitmiştik, en sonunda yakalanmıştık işte daha neyi bekliyorduk ki.

Yiğit'in söylediklerini yapıp elimizdeki evrakları masaya bıraktık. Korku dolu gözlerle tuğba ya bakmaya başladım.

"İkinizde tamamen bana dönün" ben şimdi nasıl sana döneceğim, karşımda silahını bana tutmuş duruyorsun. Yavaşça yiğit e döndük tuğba ile birlikte.

Yiğit'in gözlerine baktığım da bize acımasızca bakıyordu, kin, nefret, sinir her bir duygu vardı.

"Kimsiniz ?"

 Tuğba'ya baktığım da onun da bana baktığını gördüm, şimdi gerçekten şuan biz ne yapacaktık ki.

"Kimin adamısınız ?"

Durun bir dakika ya biz şuan erkek kılığındaydık. Ben de diyorum ki yiğit niye bizi tanımadı, belki şuan bir ihtimal kaçma şansımız vardı değil mi ?

"Demek konuşmayacaksınız, ben sizi konuşturmasını bilirim" diyerek silahını ikimize doğru tutup dışarıya doğru çıkardı. Evden tamamen çıkış yaptığımız da evin arka tarafında ki eski yıkık dökük bir binaya doğru gitmeye başladık. İlk defa bu binayı görüyordum gerçi görmem imkansızdı hiç evin arka tarafına gitmemiştim ki.

Binanın tamamen içerisine girdiğimiz de evin dışı ne kadar eski ve dökük ise içi de aynısıydı. Ortada iki sandalye ve odanın köşesinde büyük büyük dolaplar ve büyük bir masa vardı. 

"İki sandalyeye oturun " sesini duymamla irkildim, arkamdan geldiği için çok korkuyordum ve en önemlisi elindeki silah.

Sandalyeleri arka arkaya koyup bizi oturturdu sonra da bir güzel tuğba ile bizi bağladı sımsıkı. Tuğba ile sırt sırta gelmiş bir şekilde oturuyorduk.

Yiğit cebinden telefonu çıkartıp kulağına doğru dayadı.

"Yağız, emir i de alıp çabuk bizim depoya geliyorsunuz hemen, durumlar acil" diyerek telefonu kapatıp cebine koydu.

Biz bittik demiş miydim ? Biz bunlardan imkanı yok kurtulamayız.

"Evimde ne işiniz vardı ?" diyerek benim üzerime doğru yürümeye başladı.

Konuşsam sesimden tanırdı en iyisi susmak idi .

"Lan beni delirtmeyin o evrakları alıp ne yapacaktınız ?"

Bağırarak konuşuyordu ve şuan o kadar çok sinirliydi ki . Biz niye buradaydık ki ya, doğru yine tuğba nın gazına gelip buralara kadar gelmiştim. Ben ne demiştim, çekirge bir sıçrar iki sıçrar üçüncüsünde yakalanır. Yiğit bizim olduğumuzu öğrense acaba ne yapacaktı ?

Bizden yine cevap gelmeyince sinirle dışarı çıktı.

"Asya ?"

"Efendim tuğbacım"

İMKANSIZ ( ASKIDA )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin