İyi okumalar...
"Tuğba o burada "
"Be-bende görüyorum asya"
"O burada ".....
Evet karşımızdaki yiğit hocadan başkası değildi ama niye mezarlığa gelsin ki ?
"Niye burada asya?" bana dönerek cevaplamamı bekledi. Gerçekten niye buradaydı ki yakın zamanlarında birisi de vefat etmemişti. Acaba yanına gitsek mi ki der demez onun eşsiz kahverengi gözleriyle buluştu gözlerim. Her zaman soğuk koyu kahverengi gözler bu sefer daha narin bakıyordu gözlerime. Yanına gitmem gerektiği için tuğba yı dürtüp yanına gitmemizi söyledim.
"Hocam merhaba"
"Merhaba tuğba" diyerek yeniden o soğuk kahve gözleri bana bakmıştı.
"Şeyy hocam siz niye burdasınız?" evet bu soruyu soran tuğba'dan başkası olamaz değil mi ?
Yiğit hoca benim gözlerimden gözlerini çekip tuğba ya saniyelik baktıkdan sonra elinle önündeki mezarı gösterdi.
Mezar taşın üstünde Hasret HAZNEDAROĞLU yazıyordu. Böyle bir isim hiç duymamıştım yiğit hocadan.
"Babaannem" diyerek elini çekip cebine sıkıştırdı.
Ahh ! Dimi ya babaannesi ölmüştü ve ben bunu tamamen unutmuşum. Yiğit hocanın babaannesinin ismini de bilmiyordum.
"Allah rahmet eylesin hocam" yiğit hoca yeniden bakıp kafasını aşağıya yukarıya salladı.
Tuğba' ya baktığımda gidelim der gibi bakıyordu, ben anlamaz mıyım kaç senelik arkadaşımı.
"Şey hocam bizim artık gitme vaktimiz, görüşürüz " diyerek yiğit hocanın yanından ayrıldık.
"Tuğba adama niye pat diye soru soruyon ya ?" diyerek bunu bir kere daha yapmaması için uyarıyordum.
"Merak ettim ne olmuş yani" diyerek üste çıkmaya çalışıyordu ama sizce ben bunu yer miyim asla.
Mezarlıktan çıktıktan sonra taksi aramaya başladık. Bu taksiler daha düne kadar buradan geçerlerken şimdi niye geçmiyorlar ya.
"Ayy asya burdan taksi geçmiyor baksana ömer imi arasan ? "
"Hayır arayamam dün zaten uykusuz gece geldi hep bizim yanımızda durdu, uyumadı onun için malesef çağıramam canım " diyerek sokak başına bakmaya başladım.
Birden önümüzde modern bir araç durdu. Camlar açılır açılmaz yiğit hocayı gördüm.
"Kızlar buralardan pek taksi geçmez ben bırakayım sizi ?"
Tuğba hemen kafasını tamam anlamında sallarken ben ise tuğba yı dürtüp duruyordum.
"Yok hocam biz kendimiz gideriz, birazdan taksi geçer burdan " diyerek tuğba yı dürtmeye devam ediyordum.
"Asya ne taksisinden bahsediyorsun binelim işte ne olucak" valla bayılacağım bu kız beni öldürecek ben ona ne anlatmaya çalışıyorum o ne anlıyor.
"Tuğba'cım taksi geçer diyorsam geçer dimi ama ?"
" Asya ne taksisinden bahsediyorsun buradan taksi geçmez ki."
En sonunda ise tuğba hızlıca kolumdan çekip arabaya bindirdi. Kendisi de yanıma bindikten sonra tuğba ya öldürücek şekilde bakıyordum. Ya bir insan sorar asya sen ne diyorsun binelim mi diye allah aşkına ya, tuğba yı öldüreceğim artık da hangi güne nasip olursa. Tuğba'nın evi daha yakın olduğu için ilk tuğba indi arabadan. Bende tek gibi kalmıştım arabada yalnız, yiğit hoca sadece önüne bakıp araba sürmekten başka bir şey yapmıyordu. Bu benim için de avantajdı yani onunla konuşmak istemiyordum.
"Derslerine çalışıyor musun bakalım?" aniden soru sorunca kafamı camdan çekip ona bakmaya başladım. Bu günlerde hiç ders aklıma gelmiyordu ama şimdi bunu söylesem kızardı, aman be banane kızarsa kızsın.
"Çalışmıyorum hocam" bendeki de ne bu cesaret yarabbim birden dikiz aynasından saniyelik bana baktıktan sonra yeniden önüne döndü.
"Çalışmıyorsun peki bunun nedeni nedir?" allah allah ya bu beni şimdi sorguya mı çekiyor?
"Özel mesele hocam " evet evet bugün bende son derece cesaret vardı .
"Ne gibi özel mesele?" ya bu beni neden sorguluyor sanane be sanane.
"Özel mesele dediğime göre bunu söylemeyeceğim anlamına geliyor hocam. "
"Arabadan inebilirsin " ne bu bana ne diyordu be resmen beni sokakta bırakacaktı.
"Hayır inmeyeceğim"
"Asya insene"
"İnmem"
"Asya geldik evine "
"İnmem" ne dur o az önce ne demişti camdan dışarı baktığımda evimin önünde olduğunu gördüm. Müsaitseniz şurada bayılabilir miyim?
"Şey bıraktığınız için teşekkürler"diyerek arabadan indim.
Evet evet bugün ben baya cesaretliyim.
Arabadan hızlıca inip evime doğru yürümeye başladım. Bugün fazlasıyla yorulmuştum hem ruhen hemde bedenen. Doğruca odama çıkıp kendimi yatağa attım bugün fazlasıyla değişik bir gündü nedense.
Saat akşam sırasıydı gerçekten mezarlıkta çok zaman geçirmişiz. Birden odamın kapısı çalındı, bence kimin geldiğini az çok tahmin ediyordum evet evet sizde kesin anlamışınızdır tabikide şirin den başkası olamazdı. Kapı aralandıktan sonra şirin başını çıkartıp bana bakmaya başladı.
"gelebiliy miyim abla ?" ay ben senin gelebiliy miyim diyen ağzını yiyim ya ay ben ne diyorum.
Kafamı sallayıp içeri geçişini izledim. Ah yine bu aşk meseleleri ise bıktım valla bu kız daha küçücük uğraştığı şeylere bak.
" Ne oldu ablacım, söyle bakayım ablana ?" şirin benim yanıma oturduktan sonra gözlerimin içine bakıp ağlamaya başladı. Allah allah ne oldu bu kıza ya yine kim üzdü benim şirinimi yanına sokulup sarılmaya başladım.
"Abla emye bana bugün seninle küstüm, asla seninle oynamıyacağım dedi." Ahh bu emrelerden ne çektim be, neyse şimdiki konumuz ise emrenin kardeşimle niye oynamaması mı ?
" Niye ablacım sana öyle dedi yoksa sen birşey mi yaptın ?" sarılmamızı sonlandırıp yeniden gözlerimin içine bakmaya başladı.
"Abla ben sadece seni seviyoyum benden başkasıyla oynayamazsın yoksa senle birdaha oynamam dedim " off da ne off valla benim çektiğim şeyleri kimse çekmemiştir .
" Ablacım öyle denir mi hiç ?"
"Ya ne deniy ?"
" Emre herkes ile oynayabilir sen nasıl bütün arkadaşlarınla oynuyorsan emre de oynayabilir, hem siz daha küçüksünüz böyle şeylerle uğraşma ablacım."
"Peki abla neyse ben aytık yatayım sana da iyi geceley " diyerek yanağıma bir buse kondurup odamdan çıktı.
Artık uyuma vakti gelmişti hemen üzerimdeki kıyafetlerden kurtulup onun yerine daha rahat pijamalarımı giydim. Yatağıma yatıp uykuya daha fazla dayanamayıp gözlerimi yumdum.
(tık)
Camdan bir tıklama sesi geldiğinde hemen gözlerimi açıp yatakda doğruldum. Gece gece kim ki bu herhalde kuş falan çarpmıştır diyerek yeniden yatağıma yattım. Bir kere daha tıklama sesi gelince hızlıca yatağımdan çıkıp camdan dışarı baktım.
O- olamaz ama gece gece niye buraya gelsin üstelik niye benim camımı tıklatsın kafayı yiyeceğim herhalde gözlerimi ovup yeniden aşağıya baktığımda onu gördüm.
Evet arkadaşlar bu bölüm çok kısa oldu biliyorum ama sizinde bildiğiniz gibi abim iş kazası geçirdi ve parmakları koptu gelen giden derken baya zaman geçti birdahaki bölüm daha uzun yapacağım iyi okumalar...
Yorum yapmayı unutmayın benim için en değerli olan o güzel yorumlarınız sizleri seviyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ ( ASKIDA )
ספרות נוערBirden kafama sert birşey gelince dengemi kaybedip az daha düşcekken tuğbaya tutundum. Dünya dönüyor ben bir yana dönüyorum . Aahh oda ne kafamın üstünde kuşlar dönüyor . "Hangi öküz bu topu attı hanginiz ?" diyerek okulun bahçesinde bağırmaya başl...