"Eee çocuklar, adınız nedir?" Annemin sorusuyla ben , Baek ve Chanyeol gözlerimizi halıdan kaldırıp anneme baktık.
İlk cevaplayan Baek oldu. "Ben Baekhyun efendim, bu da arkadaşım Chanyeol." diyip eğilince Chanyeol de onu taklit ederek eğildi.
Annem memnun olmuş bir şekilde sırıttı.
Tanrım! Kim bilir aklından hangisini bana koca adayı olarak seçiyordu.
"Durun size çay yapayım yorulmuşsunuz belli."
Babam karşımızdaki tekli koltukta oturmuş bu ikiliyi inceliyordu.
"Siz Chaeyeong'la aynı sınıfta mısınız delikanlılar?"
"Evet efendim." Chanyeol'un Baek'e kıyasla kalın sesi duyuldu.
"Müzik grubunda olan hanginiz?" Anlamıştım babamın aklındakini. Beni bir şeylere teşvik etmeye çalışıyordu.
"Ben grubun lideriyim Baekhyun da solist."
Babam ellerini önünde birleştirip hımladı. Pek bir ciddi görünüyordu oysaki annemden de şen şakrak birisidir. Kime çektim bilmiyorum ki.
Biraz sessizlikten sonra annem elinde tepsiyle belirdi. İkramlık bir şeyler getirmişti çayla birlikte. İkili anneme teşekkür ettikten sonra usul usul çaylarını içtiler. Şuan çok komik bir haldeydik. Ben Baek ve Chanyeol yan yana oturmuş annemle babamın göz hapsindeydik. Baekhyun Chanyeol'a göre daha rahat davranıyordu. Hatta annemden kekin tarifini bile istemişti.
Chanyeol ise koca cüssesine rağmen koltuğa sinebildiği kadar sinmişti.
Annem yine yapacağını yaptı.
"Eee çocuklar hayatınızda kız falan var mı?"
Baekhyun içtiği çay boğazına kaçınca öksürmeye başladı.
"Anne!" dedim bir taraftan Baek'in sırtını sıvazlarken.
Chanyeol saygısızlık olmasın diye annemi cevapladı.
"Yok efendim."
Cevabından dolayı ona baktım. Annem sordu diye mi böyle dedi yoksa Nayeon'la çıkmıyorlar mı?
Bunu ona soramazdım ki? Mecbur Lisa'ya sordurtacaktım ama Lisa benim platonikliğimden bıkmış gibi geliyordu. Onun için ona da soramazdım.
Bütün gece bunu düşünüp beynimin etini kemirip duracaktım işte.
Çocuklar müsaade isteyip kalktılar. Onları kapıya kadar uğurladım.
"Her şey için teşekkürler Rose." diyip el salladı Baek.
Chanyeol ise yan gülümsemesini sunmakla yetindi. Basit sandığı o yan gülümsemesinin benim üstümdeki etkisini bilmiyordu tabi.
Odama girip yatağıma yattım. O sırada telefonumdan bildirim geldi.
"Uyudun mu?"
Acaba kim yazdı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PLATONİK
Short Story"Cidden Rose. Bütün sınıf ondan hoşlandığını öğrendi ama o öğrenemedi. Sence de artık söylemenin vakti gelmedi mi?" Lisa bunu bilmem kaçıncı kez söylüyordu. Ne derse desin platoniklik benim kaderimdi. Ondan kurtulamıyorum.