PLATONİK

Benimle Evlenirsin Değil mi?

Blackpink etikette 6. olmuşuzz♡♡

Üniversitede ilk senem bitti. Sınıfımdan bazı kişilerle kutlama yemeğine çıktık. Et yiyor ve soju içiyorduk. Üzerimde ince bej gömleğim ve siyah pantolonum vardı. Sanki büyüdükçe daha da sadeleşiyordum. Lisedeyken etekler ve süslü ceketler giyiyordum. Artık gömlek pantolon ve ceket giyiyorum. Saçım turuncuydu artık kahverengi. Olgunlaşıyordum.

Sojuyu biraz fazla kaçırmıştım. Çünkü yanaklarım yanıyor ve başım dönüyordu. Dağılmaya karar verdiğimizde Mingyu hesabımızı ödedi. Zengin çocuk.

Eve otobüsle gidecektim. Ama yürümeye mecalim kalmamıştı.

"Rose!" Arkamdan biri seslendiğinde sendeleyerek o tarafa döndüm. Jaehyun. Elinde kahverengi çantamla yanıma geldi. "Çantanı unutmuşsun."

"Teşekkür ederim. Çantamı unuttuğuma inanamıyorumm." dedim m harfini uzatarak.

"Sen kafayı bulmuşsun istersen taksi çağırayım."

Elimle savuşturma hareketi yaptım.

"Boş ver. Ben iyiyim. Otobüsle giderim." Ama yürümeye kalktığımda ayaklarım birbirine dolanmıştı. Düşeceğim sırada Jaehyun beni tutmuştu. İki eliyle beni kollarımdan tutuyordu. Karşıma baktığımda Taehyung'u gördüm. Jaehyun'a dönerek elimle Taehyung'u işaret ettim.

"Bak bu benim erkek arkadaşım çok yakışıklı değil mi?" diyerek kıkırdadım. İki saniye sonra Taehyung dibimizdeydi. Onun gelmesiyle Jaehyun ellerini kollarımdan indirdi. Taehyung'a sarıldım. Ayakta doğru düzgün duramıyordum henüz.

"Taehyung, sınıf arkadaşımla tanış. Adı Jaehyun." Jaehyun kibarca gülümseyip memnun oldum dediğinde Taehyung onu umursamamış ve beni arabasına doğru yürütmeye çalışmıştı.

İşinden dolayı iyi kazanıyordu ve kendine yeni bir araba almıştı. Daha büyük bir daireye de taşınmıştı.

Arabaya bindiğimde kollarımı birbirine kavuşturdum ve dudaklarımı büzdüm. Taehyung kolarımı birbirinden ayırıp emniyet kemerimi taktı.

"Neden öyle davrandın çocuğa?"

"Çünkü senin çok yakınında duruyordu."

"Çantamı unutmuşum bana getirdi ben de yürüyeceğim sırada ayağım takıldı. Düşecektim. Ne yapsaydı? Benim düşmemi mi seyretseydi."

"Yardım edip sonra geri çekilmeliydi. Tanrı aşkına Rose! Erkeklere bu kadar iyi davranmayı bırak. Yüz buluyorlar sonra."

"Ama o benim arkadaşım Taehyung ne olabilir ki?"

"Kimse sana yaklaşmasın istiyorum anlıyor musun? Senin narin cildine ancak ben dokunabilirim. "

"Taehyung kıskanmııış!" Sarhoşluğun verdiği gevşeklikle güldüm.

"Çok tatlısın, ne yapsam ki?" Yanaklarını sıkıyordum bir taraftan.

"Çocukmuşum gibi davranma Rose."

"Tamam kızma." Yanaklarını şapur şupur öptüm. "Gel çenenden de öpeceğim." Onu öpücüklere boğuyordum. Çenesinden öperken ensemden tutup dudaklarımı dudaklarına bastırdı.

Beni sert bir şekilde öperken onun hızına yetişemiyordum. Nefes almak için duraksadığımda. O durmadı ve kafasını boynuma gömdü. Gömleğimin düğmelerini yavaşça açarken ellerimi saçlarına daldırdım. Kafasını boynumdan kaldırıp dudaklarıma geldi. Sonra da ayrıldı.

"Seni evine bırakayım." Başımı sallayıp önüme döndüm.

Taehyung gömleğimin düğmelerini kapattı. Sonra da eve sürdü. Yoldayken ikimiz de suskunduk.

"Taehyung, benimle evlenirsin değil mi?"

Ani frenle sarsılırken ona baktım şaşkındı. Yoksa istemiyor muydu.

"Nereden çıktı bu?"

"İstemiyor musun? Hemen evlenelim demiyorum zaten. Benim okulumu bitirmem lazım. Buna da en az beş yıl var. O zamana kadar benden ayrılma istiyorum."

Yanağımı okşadı. "Tabiki istiyorum Rose. Sadece bir anda sormana şaşırdım."

"Evleneceğim kişi sen ol istiyorum." dedim. Taehyung'un yüzü karanlıkta olsa bile gözlerinin parladığını görebiliyordum.

"O zaman sana bakabilmek için daha çok çalışmalıyım."