Senaryo

596 48 58
                                    

Dedim 19. Bölüme geldik biraz olaylar olsun.

"Lanet olsun Park Chanyeol! Bunu neden yaptın ki?"

Anlamadınız değil mi? Durun size en baştan anlatayım.

Yaklaşık 1 aydır kendi düzenleyeceğimiz ufak çaplı bir konsere çalışıyorduk. Sadece öğrenciler içindi bu. Yer bizim parktı. Çalışmalar güzel ilerliyordu.

Grupta Chanyeol olunca nasıl davranacağımı tam bilemesem de iyi idare ediyordum. Hatta iyi arkadaş olmuştuk. Evet arkadaş.

Ara sıra Taehyung'la resimleri için buluşuyorduk. Ortaya harika şeyler çıkarıyordu. Gerçekten yetenekli ve yaratıcıydı. Her şey yerine oturmaya başlamıştı. Çalışmalar sırasında eğleniyordum. Hatta Wendy ile bir şarkı bile yazmıştık. İngilizce bir şarkı.

Gel gelelim konser günü geldi. Konser denilir mi pek bilemiyorum. Arkadaşlarımız aracılığıyla bilet satmıştık. Küçük bir sahne yapmıştık. Sahneye çıkmadan önce arkada Wendy ve ben seslerimizi açıyorduk. İlk biz çıkacaktık ve deli gibi heyecanlıydım. O sarı tonlarındakı saçını ensesinde toplamış ve hoş yazlık bir elbise giymişti. Romantik bir havası vardı.

Ben ise saçlarıma dalga süsü vermiş ve beyaz uzun bir elbise giymiştim. Sunuculuğumuzu Jisoo yapıyordu.

"Karşınızda kendi yazdıkları ve besteledikleri şarkılarıyla Rose ve Wendy!"

Arkadaşlarımız deli gibi alkışlıyorlardı. Sahnenin ortasına ilerledik ve iki sandalyeye oturduk. İkimizin kucağında da gitarlarımız vardı.

Ufak ritimlerle şarkımıza başladık. Şarkımızın adı İt's Not The Same. Başlangıcı Wendy yaptı. Ardından ben de girdim şarkıya. Seslerimiz hoş bir şekilde bütünleşirken. Gözlerimi kapatmıştım. Çünkü etraftaki insanlar dikkatimi dağıtıyorlardı.

Şarkı bittiğinde ikimizde doğrulduk ve herkesin önünde eğildik. Beklediğimin aksine daha çok insan gelmişti.

Sahneden indik. Baekhyun inince ikimize birden sarılmıştı.

"Ah kızlar çok duygulandım." Yapmacıktan gözyaşlarını silmişti.

Sırtına vurdum. Sıra Baekhyun, Chanyeol ve Yonghwa'daydı.

Güzel ilerliyorduk. Şu ana kadar hiç kimse detone olmamıştı. Kapanış sahnesini ben ve Chanyeol yapacaktık. Aslında Baekhyun ve bendik ama onun ve benim sesim uymamıştı.

Gecenin ilerleyen saatlerinde avuç içlerim terlemeye ve saç diplerim kaşınmaya başladı. Biraz gergindim. Söyleyeceğim kişi Chanyeol'du ve söyleyeceğimiz şarkı da romantik bir şarkıydı.

Kendimi bir defterle serinletmeye çalışırken yanıma uzun bedeniyle Chanyeol geldi.

"Sıra bize geliyor, heyecan var mı?"

"Nasıl olmasın ki? Şu insanlara bir bak."

Elini omzuma koydu ve hafifçe sıktı. Güven vericiydi. Jisoo bizim ismimizi okuyunca sahneye doğru ilerledik.

Ed Sheeran'ın Perfect şarkısını söyleyecektik. Arkada Baekhyun piyano çalıyordu. Şarkıya Chanyeol giriş yaptı. Birkaç adım öne çıkmıştı. Sıra bana gelince şarkıyı söyleyerek Chanyeol'un yanına doğru adımladım.

O bana baktı. Ben de ona. Bir anlık sesim titremişti ama hemen düzeltmiştim. Ondan gözlerimi ayırıp kalabalığa baktım. Neredeyse her gün gördüğüm yüzü gördüm. Taehyung.

Gözlerimi ayırmadım. Kollarını gövdesinde kavuşturmuş ve yüzünde huzurlu bir ifadeyle müziği dinliyordu. Sahne gereği Chanyeol bana döndü ve ben de ona. Şarkı bitiminde el ele tutuşmamız gerekiyordu. Ama Chanyeol beklenmedik bir şey yapmış ve başını bana doğru eğmişti.

Durumun şaşkınlığı içerisinde geri çekilemedim. Ve piyano sesi kesilirken Chanyeol'un nemli dudakları benimkileri buldu.

Herkes alkışlarken benim kulaklarım uğulduyor ve beynim yanıyordu.

Geri çekildim. Ve kimseye bakmadan sahneden indim. Az önce ne olmuştu?

Hemen ardımdan Chanyeol koşuşturarak geldi.

"Rose ben-"

Tokadım onun sözünü kesmişti.

"Lanet olsun Park Chanyeol! Bunu neden yaptın ki? İzleyicileri şoke etmek mi istedin?"

Bir şey demiyordu. Diyemezdi zaten.

Elimdeki mikrofonu masaya fırlattım ve çantamı alıp hızlı adımlarla eve doğru yürümeye başladım.

"Chaeyeong!" Tanıdığım sesle durakladım. Taehyung koşarak yanıma gelmişti.

"İyi misin? Belli ki senaryoda ekli değildi o sahne."

Kızgındım. Neye bilmiyordum. Kendimi kötü hissediyordum. Aylardır platonik olduğum çocuk beni herkesin önünde öpmüştü. Ama ben iyi şeyler hissedemiyordum.

Taehyung'u görünce boğazım düğümlenmişti. Şuan küçük bir bebek gibi ağlamak istiyordum.

"İstersen seni bir kafeye götürebilirim. Bu kadar atraksiyon sana fazla gelmiştir, acıkmışsındır."

İtiraz etmedim.

Nct Lucas ve Shin Rhujin hakkında kitap yayınladım buyurun bakın.

PLATONİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin