3 ay sonra
Bugün son sınavımı da bitirdiğimde babam beni sınav yerinden aldı.
"Nasıl geçti sınavın çiçeğim?"
"Bilmiyorum baba. Sınav konuşmak istemiyorum."
Son zamanlarda o kadar çok ders çalışmıştım ki şuan beynim pelte olmuştu.
Beyaz boğazlı kazağım ve dar kot pantolonum vardı üzerimde. Arabanın sıcaklığında mayışırken siyah şişme montumu yastık niyetine kullanmıştım.
Şimdi ihtiyacım olan şey eve gidip yemek yiyip uyumaktı. Sınavlar için herkesten uzaklaşmıştım. Park toplantılarına gitmeyi bırakmıştım. Çok sevdiğim saçlarıma bakım yapmayı bile bırakmıştım. Saçımı sürekli topuz yapmaktan saç tellerim kırılmıştı. Yarın kendimi ödüllendirim güzellik salonuna gidebilirdim.
Eve geldiğimizde arabanın kapısını açtığımda buz gibi hava içimi titretti. Annem kapıda beni karşılayıp sarıldı.
"En sevdiğin yemeklerden yaptım Chaeyeong-ah!"
Ellerimi çırpıp mutfağa koştum. Masada buhar tüten yemeklere bakıp dudağımı yaladım. Masaya oturup hızlı hızlı yemeye başladım. Sınav stresinden zayıflamıştım ve bu halim hoşuma gitmiyordu. Güzelce yiyip biraz kilo almam gerekiyordu.
Annem ve babam da oturup yemek yemeye başladılar. Yemeğimiz bittiğinde hava neredeyse kararıyordu.
Annemle birlikte mutfağı toplarken babam bugün işte yaşananları anlatıyordu. Ailemle aram çok iyiydi. Her zaman uslu çocuk olmuştum. Onlar da hep anlayışlıydı.
"Bu akşam Bay Hong'a gideceğiz sen de gelecek misin Chaeyeong."
Başımı iki yana salladım.
"Bu geceyi kendime ayıracağım."
Mutfağı bitirdiğimizde annem ve babam misafire gitmek için hazırlanmaya başladılar. Ben ise üstümdeki kıyafetleri çıkarıp duşa girdim. O kadar uzun süre duşta kaldım ki parmaklarım buruşmuştu. Kurulanıp mavi pijama takımımı giydim. Bunu Jisoo doğum günümde bana almıştı.
Saçlarımı ıslak halde bırakıp odama girdim. Yüzüme nemlendiricimi sürdüm. Evin içi sıcaktı ama yine de kalın çoraplarımı giydim.
Bir buçuk kişilik yatağıma uzanıp telefonumu karıştırmaya başladım. Sınavlar için instagramımı silmiştim onu geri yükledim. Selfie çekip hikayemde paylaştım. Saat daha altıydı. Sıkılmıştım.
Geceyi kendime ayıracağım demiştim ama sıkıcı bir insandım kendimi eğlendiremiyordum.
Telefonuma gelen sms sesiyle telefonumu elime aldım.
Taehyung: Sınavın nasıl geçti?
Ben: Bilmiyorum.
Taehyung: Peki nasıl hissediyorsun?
Ben: Sıkıldım.
Taehyung: Dışarı çıkmaya ne dersin?
Ben: Evden çıkmak istemiyorum sen bize gel film izleriz.
Mesajı attıktan sonra tırnaklarımı yemeye başladım. Umarım yanlış anlamazdı.
Mesaj geldiğinde derin bir nefes alıp ekran kilidini açtım.
Taehyung: Beni eve mi atıyorsun Rosie.
Ben: Of.
Taehyung: Tamam, geliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PLATONİK
Kısa Hikaye"Cidden Rose. Bütün sınıf ondan hoşlandığını öğrendi ama o öğrenemedi. Sence de artık söylemenin vakti gelmedi mi?" Lisa bunu bilmem kaçıncı kez söylüyordu. Ne derse desin platoniklik benim kaderimdi. Ondan kurtulamıyorum.