PLATONİK

Eski Bir Dost

"Jackson?" 

Jackson'ı mezun olduğumuzdan beri görmemiştim. Lisedeyken sürekli azarını işittiği sarı saçları şu an kahverengiydi. Yüzü daha olgunlaşmış elmacık kemikleri ve çenesi daha belirgin olmuştu. Koşarak yanımıza geldi.

"Güzeliiim!" 

Kollarımı açmış beklerken o Taehyung'a sarıldı. 

"Aaa Rose de buradaymış." Beni sonradan görmüş gibi yaptığında omzuna yumruğumu savurdum.

"Aaah! Size tıpta et dövdürmeyi falan mı öğretiyorlar?"

Jackson ardı ardına esprilerini sıralarken varlığını unuttuğumuz Jisoo Baekhyun'u ayakta tutmaya çalışırken bağırdı.

"Baekhyun burada kendi kendini taşımıyor arkadaşlar!"

Taehyung ve Jackson gidip Baek'i omuzlardılar. Jisoo ise sızlanarak omzunu ovalıyordu. Yanıma gelip koluma girdi ve biz oğlanların önünden yürümeye başladık.

"Anlamıyorum yani madem içemiyorsun, bir bardakla kafan gidiyor niye ısrar ediyorsun? Değil mi Rosie?"

"Haklısın. Baek gerçekten alkolü kaldıramıyor."

"Ama abisi böyle değil. Çok tuhaf, görünüşleri dışında hiçbir şeyleri benzemiyor. Tamamen farklılar."

"Ben de çözemiyorum Jisoo ben de."

Baek'i odaya götürüp yatağa attılar. Jisoo ise ayakkabılarını çıkarıp onun üstünü örttü. Bu arada Jackson maceralarını anlatıyordu.

Taehyung kendi yatağına otururken sordu.

"Sen ne yapıyorsun şu an? Okuyor musun?"

"Hayır hyung. Çalışıyorum. Sonunda istediğim şeyi buldum."

"Rap mi yapıyorsun?" dedim. Aklıma balodaki performansı gelince.

"Hayır o benim en çok istediğim şey ama ben en çok istediğim ikinci işi yapıyorum. Söylüyorum... Açıklanıyor..."

"Aish!" Jisoo Jackson'ın bacağına bir tekme geçirdi.

"Aaah. Bu kızlar sizinle takıla takıla vahşileşmiş yahu! Neyse şu an bir restorantta aşçıyım."

"NE!"

Taehyung bile şaşırmış görünüyordu. Hafifçe kaşları kalkmıştı. Jackson'dan beklenilen bir şey değildi bu. Yani çocuk sokak dövüşçüsü gibiydi onu aşçı olarak hayal etmek biraz tuhaftı.

"Hyung ortaokulda kendi öğle yemeğimi yapardım hatırlamıyor musun?"

İşaret parmağını hatırladım anlamında salladı.

Geç olduğu için herkesle vedalaşıp gitti Jackson. Biz de kendi odamıza geçtik. Epey yorucu geçmişti günümüz. Özellikle Jisoo için. Yastığa başını koyar koymaz horlamaya başladı. 

Saate  baktım. 03.06. Taehyung'un beraber yaşama teklifini düşünüyordum.

Benim için avantajlı olduğu kesindi. Yalnız yaşamaktan daha güvenli yurtta kalmaktan daha rahattı. Belki bu konuyu aileme ufaktan ufaktan açabilirdim. Ama tepkileri ne olur bilemem. Taehyung'u tanıyor ve ona güveniyorlardı. Muhtemelen Lisa'dayım diyerek Taehyung'da kaldığımı da biliyorlardı. 

Neyse bu konuyu yarın düşüneceğim. Belki yarına Taehyung'un fikri değişirdi. Hiçbir şey belli olmaz.