Ulaş arabadan inip otelin kapısından giriş yaptı. Konuştukları oteldeydi. Etrafa baktı. Yavaş yavaş asansöre yöneldi. Asansörün gelmesini beklerken elleri cebindeydi. Asansörün geldiğini hatırlatan o ses duyuldu. Ve Ulaş hemen bindi. Tekti. Odanın olduğu kata bastı. Kendinden emin görünüyordu.
Gergin ya da mutlu hissetmemekle birlikte hevesli de değildi. Sadece bunu yapmak istiyordu. O kadar kızgındı ki aslında kızgın da değildi. Kendini aptal gibi hissediyordu. Sanırım bu his hiçbir zaman geçmeyecekti. Bir yandan da asansör yavaş yavaş sarsmadan yukarıya çıkıyordu.
Henüz 11. kattaydı. Kafasını kaldırınca kendi yüzünü gördü aynada. Uzun uzun baktı. Üstündeki siyah takım elbiseyi neden giydiğini düşündü. Neyse deyip bu düşünceyi kovup saçlarına takıldı gözü. Dağınıktı. Açık kahverengi. Gözleri gibi. Gözleri de ela tonlarında bal rengindeydi. Hafif kirli sakallı uzun boylu 187 civarlarında cüsseli denebilecek bir görüntüsü vardı.
30 yaşında bir CEO'ydu. Midnight oteller zincirinin en yetenekli yöneticisiydi. Bütün hayatını gözden geçirdi nerdeyse asansör yukarı çıkarken. Film şeridi gibi aktı gitti.
Hayatındaki bazı şeyler gururlandırdı bazı şeyler de sinirlendirdi. Yaptığı bir takım şeyleri ise sanki başka biriymiş gibi eleştirdi. Sanki burdan çıkıp giderken başka biri olacakmış gibi hissetti. Başka biri mi olacaktı acaba. Yoksa aynı Ulaş mı olacaktı.
Bütün bu düşünceler içinde boğulurken asansörün sesiyle irkildi. Gelmişti. Asansörün kapısı açıldı. 47. Kattaydı. Neden bu kadar yüksekti sanki. Yavaş yavaş ilerledi. 4728 numaralı odaya gidecekti.
Koridorda ondan başka kimse olmadığı için sessizlik hâkimdi. İçindeki sesleri duysun diye sessiz bırakılmış bir ortamdı sanki. Ayakkabısı tak tak tak diye ses çıkarıyor. İlk defa bu sesi duyuyor gibiydi. Hiç farketmezdi normalde ama bugün bir rahatsızlık vermişti.
Yürürken sürekli fikir değiştiriyordu. Bir taraftan ne işim var benim burda diyor kendine kızıyordu.
Bir yandan da Çetin'in maceralarına atlamadan önce düşünmeliyim biraz diyordu. Belkide kızı göndermeliyim diyerek fikir yürütüyordu.
Sonunda gelmişti. 4728 numaralı odanın kapısında durdu. Kapıyı tıklatıp tıklatmamakta kararsız kalır gibi görünse de ciddi bir surat ifadesi takınıp iş toplantısına gider gibi bir hale bürünüp eliyle kapıya iki kere vurdu. Aradan tam 10 saniye geçti ve kapı yavaşça açıldı...
Kapıyı genç bir kadın açtı. Bir süre öylece bakıştılar. Bir şey demeden kapıyı açık bırakıp kendisi önden girdi içeriye. Ulaş da bir iki saniye sonra arkadan girip kapıyı kapattı.
Bir hafta öncesi/ Ulaş
Amerika da ki işlerini bitirip Kıbrıs a ailesinin yanına döner. Çok yakında uzun zamandır birliktelik yaşadığı ayrıca üniversiteden arkadaşı olan Sedef le düğünleri olacaktır. Düğün Kıbrıs'ın en gözde otellerinden birinde midnight oteldedir. Herşey ayarlanmış davetiyeler hazırlanmış A dan Z ye herşey tamdır.
Sedef le üniversitede tanışıp sevgili olup bir süre sonrada aynı evde yaşamaya baslamışlardır. Bu zamana kadar evlenmemislerdir çünkü Sedef hep evliliğe hazır değilim diyerek Ulaş ı reddetmiştir. Ulaş ve Sedef bu zamana kadar o kadar ayrılmış barışmışlardır ki düğün iptal olsa kimse şaşırmaz. O derece yani.
Düğüne çok az zaman kalmıştır. En yakın arkadaşlarından olan Cem de düğün için Kıbrıs da dır. Erken gelmiştir çünkü hem birkaç gün tatil yapacak hemde Sedef le Ulaş a destek olacaktır.
![](https://img.wattpad.com/cover/137542420-288-k347031.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hanaelci
General FictionMasum görünen kirli bir ilişki mi yoksa kirli görünen masum bir aşk mı ? Hikayemiz de bu sorunun cevabını arayacağız