Eve gelen Hana'nın anahtarı çıkarırken gözleri kararmıştı birden. Eliyle kapıya tutundu. Son zamanlarda oldukça fazlaydı bu başının dönmesi. Kansızlık vardı ve üstüne bir de yoğun çalışınca enerjisi çabuk bitiyordu.Bir de geceden kalma sersemliği geçmemişti belliki.
Hana eve gelip içeri girince sessizce oturan derin ve düşünceli anne babasına bakınca birşeyler olduğunu anlamıştı. Suratları asıktı. Bir şey olmuştu. Kötü bir şey olmuştu.
Neler olduğunu anlamadan çantasını odasına bırakıp geldi. Onların asık suratına ve mutsuzluğuna alışıktı ama bu sefer daha farklı bir şey var diye düşündü Hana.
"İyimisiniz siz neden böylesiniz" diye sordu Hana.
"Milletin çocuklarının aldığı puana bak. Bir de bizimkinin aldığı puana bak. Ne diye para veriyoruz biz yok zamanımızda" dedi annesi.
O sırada göz ucuyla babasına baktı Hana. Sert simasından dolayı genelde kızgın olmasa bile kızgın gibi göründüğü için kızgın mı değil mi tam anlayamadı. TV ye bakıyordu. Ciddi ciddi haber izliyordu.
Hana annesiyle konuşurken suskunluğunu bozup babasıda söze katıldı. Sınavlardan gelen mesajları siliyormuş Yiğit. Düşük aldığını bildiği için mesaj gönderileceğini de tahmin edip babasının telefonunu kısa süreli ele geçirip mesajı siliyormuş.
Gelen mesajları Hana'nın babası Mehmet bey gözlüğü olmadan okuyamıyor. Normalde gözlük takmıyor ama sadece bir şeyler okurken yakın gözlüğü kullanıyor. Annesi Emine hanım da öyle. Tek bir gözlük vardır ve bir şeyler okuyacakları zaman bu da kırk yılda bire tekabül ediyor gözlük kullanırlar. Ve gözlük genelde evde olur.
Sınav sonucu ile ilgili mesaj da Mehmet Bey gündüz dışardayken gelir. Okuyamaz. Eve gidince gözlükle okurum der. Gelince mesajı hatırlayınca bir de bakar gelen mesaj yok olmuştur.
Ondan sonra Yiğit i çağırıp münakaşa ederler. Mehmet Bey bağırır çağırır. Yiğit de başı önünde tepkisiz bir şekilde öylece dinler.
Olayları anlayan Hana onları bu tepkisinden dolayı suçlayamaz. Sonuçta para kolay kazanılmıyordur.
Ama şunun da farkındadır. Kardeşi Yiğit ailesinin beklentiye kapıldığı gibi tıp hukuk ya da mühendislik mimarlık kazanacak bir öğrenci değildir. İstese belki yapar. Ama istemiyordur.
Garip bir şekilde çocuğun hiçbir hedefi yoktur. Çağımızın sorunu da bu işte diye geçirir içinden Hana. Hayal kurmak hedefler belirlemek için muhteşem bir yaşta ama emeklilik istemiş beyaz saçlı adamlar gibi bir ruhu var diye düşünür.
Keşke onun yaşında ben olsaydım diye söylenerek odasına döndü. Üstünü değiştirdi. Onun yaşındayken bir sürü hayalim vardı. Gerçekleştirmek için fırsatım olmadı ama hayalim vardı en azından diye düşündü.
Acaba gerçek olsaydı hayallerim, nasıl olurdu deyip yatağına uzandı. Ellerini başının arkasına alıp nemden badanası dökülen tavana dikti gözlerini. Başka alemlere gitti. Küçüklüğünden beri spiker olmayı istiyordu. Haberleri sunan her akşam canlı yayında yemek saatinde TV de konuşan kadın spikerlerin yerinde olmak istiyordu. Ama olamamıştı. Bunun için herhangi bir çabada göstermemişti işin kötü tarafı. Uğraşsa yapabileceğine inanıyordu ama cesaret işi olduğu için hep kaçınmıştı. Ama içindeki bu istek bitmiyordu. Sanırım gizli bir tutku bu benim için diye düşündü hep. Bu isteği içinde ukde kalmasın diye YouTube a kitap yorumları videosu çekiyordu ara sıra. En sevdiği kitapları burda yorumlamak onu rahatlatıyordu. Bu fikir de Zeynep den çıkmıştı. Kendisi makyaj videosu çekince Hana'ya da önermişti .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hanaelci
General FictionMasum görünen kirli bir ilişki mi yoksa kirli görünen masum bir aşk mı ? Hikayemiz de bu sorunun cevabını arayacağız