23. Bölüm / Kara Gece

10 3 0
                                    

Zeynep kıpırdamadan yatıyordu. Kolunda bir serum ağzında bir oksijen maskesi vardı. Cansu sınavdan erken çıkıp eve kitap almak için uğramasa belkide ölecekti. Mutfakta gazı açmış intihara kalkmıştı.

Cansu "Kendinden geçmişti yerde öylece yatıyordu. İçeri girince anladım. Her taraf gaz kokuyordu" dedi. Bir yandan da ağlıyordu. Hemde uykusuz görünüyordu.

"Ona bir şey olmayacak demi Müni" dedi. Münevver hanıma Cansu genelde Müni derdi. Münevver hanım da ağlıyordu sürekli ama daha dirayetliydi. En azından ilk şoku atlatmıştı. Cansu'ya bakarak saçını okşadı. "İyi olacak merak etme".

Hana ona camdan baktı. Doktorun dediğine göre birazdan kendine gelirdi. Gaza çok fazla maruz kalmadan kurtarılmıştı: iyiki Cansu vardı iyiki eve gelmişti o saatte. Yoksa.. yoksa ölmüş olurdu diye düşündü. Gözlerinden arka arkaya ılık damlalar akıyordu. Kendini suçluyordu. O bu hale gelirken nasıl farketmemişti onun içine düştüğü boşluğu. Evet bir hata yapmıştı ama çıkmak istemişti bu cendereden. Çıkamayınca da... Böyle bir şeyi yapmaktansa ölmeyi tercih etmişti demekki. Hana bunları düşününce bir kez daha kahroldu. Dönüp de Münevver hanıma bakamıyordu.

Zeynep camdan içerisi görünen bir odadaydı. Kendine gelince başka bir odaya alacaklardı. Hana gözlerini dikmiş içeriye bakıyordu. Hiç kıpırdamadan....

Arkadaşı için gözyaşı döküyordu. Canı o kadar yanıyordu ki ayakta durması tek yaşam belirtisiydi. Münevver hanım yavaşça yanına geldi. Çok sarsıldığını anlamıştı. Yavaşça sarıldı ona kendi kızına sarılır gibi.

Münevver hanım için Zeynep'in hayatta olması en büyük lütuftu. Şükrediyordu. Neden yaptı nasıl yaptı bunları sonra düşünecekti. Hana'ya sarılmış elleriyle belini sıvazlıyordu. Sonra ikiside dönüp camdan Zeynep'e bakmaya başladılar. Cansu'da yanlarına gelmişti.

***

Zeynep birazdan kendine gelmişti. Gözleri açık tek tek odadakileri süzüyordu. Suçlu bir çocuk gibi. Yine başaramamıştı. İntihar etmeyi bile beceremediğini düşünüyordu.

Ama içindeki his ona diyordu ki : iyi ki beceremedim iyi ki hayattayım. Yaşamak ona bir an ağır gelmişti kendi fişini bir ağlama krizine girdiği anda çekmek istemişti. Basit bir yöntemle deneyecekti bunu.

Gazı açarken gözlerini bambaşka bir alemde açmayı hayal etmişti aslında. Bilmediği bir alemde.

Şimdi de o bilmediği bir alemde tanımadığı varlıklardan niye intihar ettin diye azar yemektense bildiği bir alemde tanıdığı varlıklardan azar yemeyi daha rahatlatıcı bulmuştu. Sonuçta onlardan biri annesi , biri kuzeni, biri de kardeşinden yakın arkadaşıydı.

Az sonra olacakları bilse belkide yaşadığına sevinmezdi Zeynep. Çünkü annesi onunla tek kelime etmektense doktorla konuşmayı tercih etmişti. Durumu ile ilgili tavsiye isteyecekti. Gerekirse onu kliniğe yatırmaya karar vermişti. Ama doktorlar bunun fazla olabileceğini onun yerine sıkı bir terapiye ihtiyacı olduğunu söylediler. Daha önceki raporları ve şu an ki durumunu da gözden geçirince diğer doktorlarda bunu uygun bulmuştu.

İki tane terapist gelip onunla tek tek konuştular. Tedavi görmesine karar vermişlerdi. Münevver hanım da çok kararlıydı. Zaten Zeyneple doğru dürüst konuşmamıştı bile. Zeynepse annesinin bu tavrından onu ne kadar hayal kırıklığına uğrattığını anlayabiliyordu. Defalarca özür dilemişti yanındayken. Annesi de onun iyi olduğunu ve konuşabildiğini görünce derhal doktorla konuşmaya gitmişti.

Kızlar yalnız kalmıştı bu esnada. "Hakettin ama" dedi Cansu. "Beni ne kadar korkuttun biliyor musun ? Ya ölmüş olsaydın geldiğimde."

Zeynep ölmek istemişti ama şu an ölmüş olma fikri korkuttu onu : Sahi! Ya ölmüş olsaydım diyerek kaçmak istediği problemini hatırlamıştı. Yan koltukta hâlâ ağlıyor olan Hana'ya baktı. O da zaten sürekli ona bakıyordu. Göz göze geldiler. Hana "özür dilerim" dedi. "Seni sorunlarınla başbaşa bıraktım."

hanaelciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin