31. Bölüm / Hana ve Zeynep'in yeni işi

28 3 0
                                    

Hana günlerdir iş bakıyordu. Birçok yere gerek elden gerek internet üzerinden CV bırakmıştı. Tüm ilanlar ütopikti. En ufak kahvaltı elemanı arayan yerler de bile nerdeyse Hana'nın yaşı kadar tecrübe arıyorlardı.

İngilizce bilen, en az iki yıl tecrübeli 18-25 yaş arası doğaüstü özelliklere sahip eleman arıyordu bir çok yer.

Zeynep de çalışmaya karar vermişti bu sefer. YouTube kanalını çok fazla aksattığı için takipçilerinin büyük bir kısmını kaybetmişti.  Artık eskisi gibi izlenmiyordu. Sıkılmıştı da.

"Insanların arasına karışıp normal bir iş yapıcam artık" dedi Hana'ya. "Film setlerinin makyaj ekiplerinden birine başvurdum. Bir kaç tane daha ilan var. Arayıp görüşme yapıcam."

"Ciddi misin sen" dedi Hana. "Çalışabilecek misin gerçekten."

"Çoğundan daha iyiyim. Bildiğim işi yaparsam daha iyi olur" dedi Zeynep.

Hana, Zeynep'e oldukça özenmişti. En azından sevdiği işi yapabilecekti. 

"Keşke bende sevdiğim işi yapabilseydim. Hobilerim işim olsaydı. İngilizce yüzünden işsiz kalıcam. Kim icat etmiş bu dili" diye dertlendi.

Sonra Zeynep'e dönüp "sen niye boyadın saçını ? Asıl üzgün olan ben olmalıyım. Depresyonda olan ben olmalıyım. Ki depresyondayım. Tanımadığım bir adamla ben birlikte oldum sen değil " dedi.

Zeynep bu ani çıkışı hiç beklemiyordu. Mahçup bir bakış attı. Herşeyin sebebi olarak zaten kendini görüyordu.

Hana "kendini suçlu hisset diye söylemedim. Gerçekten niye hala depresyondasın. Sen saçlarınla oynadın ya. Depresyon kadınına has bir durum bu. Benimkini de mavi yapalım mı? " dedi.

"Saçmalama buna hiç gerek yok. Böyle doğal çok güzelsin sen. Sadece farklı bir kesim olabilir. Benimki aptallık. Sen bana bakma. Ben senin kadar güçlü bir insan olmadığım için böyle şeyler yapıyorum " diye karşılık verdi Zeynep.

"Güçlü insan ha" dedi Hana. "O züppe sevgilin için hâlâ içinde bir umut taşıyorsun değilmi? " 

Zeynep hiç cevap vermedi. Hana'nın odasındaydı ikisi de. İçecek bir şeyler getirmek için mutfağa yöneldiğin de telefonu çaldı.

Hana mutfağa gidemeden geri döndü. Telefon iş başvurusu yaptığı yerlerden birindendi. Gelin görüşelim diyorlardı. İşte buna çok şaşırmıştı.

Çünkü çok lüks bir spor kompleksinin ilanıydı. Öylesine CV göndermişti.

Detoks içecekleri ve smoothie, frozen gibi sağuk içecekler hazırlayacak birini arıyorlardı. Ya yapamazsam diye endişelendi. Daha önce denemişti. Ama ustası değildi.

Zeynep le beraber çıkıp görüşmeye gitmeye karar verdi.

     
          ***

Ulaş koltuğundan kalkıp "neeee" diye bağırdı.

"Yok artık. Bu kadın benimi takip ediyor. Onunla aynı gezegende olmak bile rahatsız edici. Ne işi varmış İstanbul'da."

Mert "sakin ol. Belli ki o da senin burda olacağını bilmiyormuş" dedi.

"Bilmiyor muymuş? Artık biliyor. Umarım çeker gider. Yoksa ben yapacağımı bilirim"

Mert'in restorantında Çetin,  Mert ve Ulaş kahvaltı ediyorlardı.

Çetin haberi görünce direkt söylemişti. Tüm internet sitelerinde Sedef'in İstanbul'un en iyi tenis klubünün ortağı olduğu ve birkaç güne kutlama lansmanı ve yaza merhaba partisinin olacağı yazıyordu.

hanaelciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin