Ilgın-
Gözümü açtığımda beni izleyen bir çift göz görmeyi beklemiyordum. Ediz gözlerini kocaman açmış beni izliyordu. Hemen yataktan kalkıp ondan uzaklaştım.
" Senin burada ne işin var?! Kalksana, sana diyorum!" Ben bağırdıkça o gülüyordu. Allahım çıldırıcam,çıldırıcam.
Yavaşça yataktan kalkıp bana yaklaştı, geri geri gitmeye başladım. Yatağın çevresinden dolanıp yanıma geldi.
" Bu ev benim, hatta bu oda da.. Canım burada uyumak istedi o yüzden burada uyudum."
Ben ona şaşkınlıkla bakarken odadan çıkmıştı.Komodinin üzerindeki çalar saati alıp kapıya fırlattım.
**
Ediz'e söve söve yatağı toplamış, hazırlanmıştım. Aşağı indiğimde Ediz ve Yağmur kahvaltı masasında beni bekliyordu.
" Günaydın prenses, alışverişe çıksak mı bugün? " Yağmur cazip teklifini bana sunduğunda tabağıma kahvaltılıklardan alıyordum.
" Teklifini üzülerek reddediyorum prenses. Kutay Bey ile şehirdışına toplantıya gideceğiz. Hatta hemen çıksam iyi olur. Ediz abi beni şirkete bırakır mısın? "
Ediz abi dememe bozulsa da renk vermeyip kalkıp ceketini giydi. Yağmur'u öpüp evden çıktım. Abi dememe sinir olduğunu farkettiğimden beri sürekli abi diyordum.
Yol boyunca hiç konuşmamıştık. Ona kızgındım evet ama onun yüzüme bile bakmaması sinir ediyordu beni. Ediz yakışıklıydı , bazen güldüğünde dudağının kenarındaki gamze ortaya çıkardı. Onu hep gülerken göremezdiniz, nadiren gülerdi.
" Çok yakışıklıyım biliyorum ama öyle bakma. " dedi ardından da göz kırpmıştı.
" Dişinde maydanoz kalmış ondan bakıyordum Ediz abi. Neyse, bugün eve gelince Yağmur ile konuşup evden ayrılacağım haberin olsun. "
Ediz'in cevap vermesine izin vermeden arabadan indim. Arkamı döndüğümde aynadan dişindeki maydanoza bakmaya çalışıyordu tabiki de maydanoz falan yoktu onu sinir etmek için söylemiştim.
Dünün aksine bugün siyah bluzumu üzerine de mavi ekoseli gömleğimi giymiştim. Altımda ise siyah kot pantolonum vardı. Şehirdışına çıkacağımız için sırt çantamı alıp içine bir kaç parça kıyafet ve gerekli eşyalarımı koymuştum.
Kutay'ın odasına girdiğimde toparlanıyordu. Beni görünce içten bir şekilde gülümsedi.
" Gidelim mi artık? " Kafa salladım. Birlikte otoparka doğru yürüdük. Şirketten bir kız bagaja küçük bir valiz koyuyordu.Gözlerimi kocaman açmış bakıyordum. Bir kaç günlüğüne gidiyorduk da benim mi haberim yoktu acaba.
" Ne olur ne olmaz lazım olur diye senin bedeninden kıyafetlerde koydurdum. Hadi bakalım atla güzellik."
Yağmur-
" Bir gülüşünle başladı
Yüreğimde fırtına
Bana hiç dokunmadan
Aşk kapımdaSen bahara ahenk veren.." O sırada odaya abim girdi.
" Ben şimdi sana ahenk vericem Yağmur. Nereye gidiyorsun? " Yalan söylemeyi pek beceremesem de yalan söyledim. Ben abime karşı hiç yalan söyleyemezdim.
" Arkadaşımla görüşmeye gidiyorum abi, neyin var? Anlat hadi." Gülümsedi ve elini omzuma koydu.
" Sonra konuşuruz Yağmur'um hadi git sen." Sıkıca sarıldım ona. Sonra evden çıkıp arabama binip Savaş'ın konum attığı yere doğru yola koyuldum.