18-

572 18 0
                                    

Ilgın-

Yıllar önce bana sen evleneceksin  deseler kahkahalarla  gülerdim. Yetimhaneden  çıkarken aklımda sadece seveceğim  bir mesleği  yapıp kendi  ayaklarım  üstünde  durma düşüncesi vardı. Yine sevdiğim  işi yapıyorum, kendi ayaklarım  üzerinde duruyorum. Ben asla evlenmem  asla çocuk doğurmam  diyordum ama şuan evliyim ve bugün  4 haftalık hamile olduğumu  öğrendik. Kutay  baba olacağı  için çok heyecanlı. Ben ne düşüneceğimi  bilmiyorum, ne yapacağımı  bilmiyorum. Evleneli 3,5 ay oldu  , koskoca  3,5 ay. Kutay'ı  çok seviyorum, çok iyi anlaşıyoruz  ama bu bebeği istiyor muyum bilmiyorum. Ben korkuyorum. Ya ona iyi bakamazsam, ya annem gibi ben de çocuğumu  yetimhaneye bırakırsam? Kızlar annelerinin  kaderini yaşar diyorlar , ya bende annem gibi olursam. Düşüncelerim beynimi yiyip  bitiriyordu  sanki.

Yattığım  yerde sağa döndüm. Kutay'ın  eli yine karnımda. Hastaneden geldiğimizden  beri yerinde duramıyor , sürekli internetten bebek odası takımı, giysi falan bakıp bana gösteriyor. Düşüncelerimi onunla paylaşmadım, paylaşamadım. Kafayı yemek üzereyim. Akşam Yağmur ile bu konuyu  konuşmuştum. O da anne olacak. Hamilelik  o kadar yakıştı  ki prensesime. O çok iyi bir anne olacak ama ben iyi bir anne olacağımı  sanmıyorum.

Kutay'a  baktığımda  gözlerini açmış beni izliyordu. “ Miden falan mı bulanıyor? İyi misin? Neden uyanıksın?”

Kutay'ın  dudağına  parmağımı  bastırıp  susmasını  sağladım. “ Hayatım, şuan o haşhaş tohumu kadar. Elbette halsizlik, bulantı  oluyor  ama şuan iyiyim.” Alnıma bir öpücük kondurup  yataktan çıktı. Sanırım duşa girecekti. Duvardaki saate baktığımda  sabahın 7 sine  geliyordu saat. Okullar yaz tatiline  girdiği  için tatil boyunca evde kalacaktım. Kutay zaten göndermezdi beni bir yere. Bugün psikologla  randevum  vardı. Yağmur  dört aylık hamile  olmasına rağmen benim için uğraşıyordu. Düşüncelerimi  bölen şey boynuma değen ıslaklıktı. Hemen arkamı döndüm.

“ Sevgilim, ben hazırlanıp şirkete geçiyorum. Sen de güzelce dinleniyorsun. Bir şey aşerirsen  ara beni. “ Hem  karnımı  okşuyor hem de konuşuyordu. Boğazımı  temizleyip  konuştum.

“ Bugün Yağmur ile  sözleştik. Biliyorsun bebeğinin  cinsiyeti  daha belli olmadı. Onun için hastaneye gideceğiz. Batu şehir dışına  toplantıya gittiği  için benden  rica etti. “ Yalan söylediğimi anlamazdı  umarım. Maşallah  her yere şoförle  gönderildiğim  için yaptığım  şeyler gizli kalmıyordu. O yüzden hastaneye  sanki Yağmur'un  bebeğinin  cinsiyetini  öğrenmek  için gitmişiz  gibi görünecekti. Hem yalan sayılmazdı. Yağmur gitmişken  cinsiyeti de öğreniriz  demişti. Geçen ay  gittiklerinde  bebek  arkasını  döndüğü  için görememişler.

Kutay üzerini giyinirken  bir yandan da çocuğunu  tembihleyen  anneler gibi motor takmışcasına  konuşuyordu. “ Kesinlikle aç  kalmıyorsun, dikkat ediyorsun. Ayağına  da rahat bir ayakkabı  giy. “

**
Kutay'ın  arkasından ben de şoförle  birlikte evden çıkmıştım. Önce Yağmur'u  alıp sonra da hastaneye  geçecektik. Yağmur mesaj atıp duruyordu nerede kaldın  diye. Sonunda Yağmur'u  da alıp yola koyulduk. Yağmur üzerine  mavi  bir elbise giymişti. Şu hani hamilelerin  giydiği  ponçik  seylerden. Bir de kendi  kıyafetlerime  baktım. Kutay'ın  zoruyla lastikli  pantolon ve düz uzun siyah bir tişört  giymiştim. Zevksiz  adam ne olacak. Ama seviyordum. Şimdiden  özledim. Neyse hastaneden çıkınca  arar konuşurum.

Şoförün  sesiyle kendime geldim. “ Ilgın  Hanım, ben sizi  burada  bekliyorum. İşiniz  bitince haber verirsiniz.” Kafa sallayıp  arabadan indim. Yağmur'a  da inmesi için yardım edip kapıyı kapattım.

Zoraki SevdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin