Ilgın-
Yıllar önce bana sen evleneceksin deseler kahkahalarla gülerdim. Yetimhaneden çıkarken aklımda sadece seveceğim bir mesleği yapıp kendi ayaklarım üstünde durma düşüncesi vardı. Yine sevdiğim işi yapıyorum, kendi ayaklarım üzerinde duruyorum. Ben asla evlenmem asla çocuk doğurmam diyordum ama şuan evliyim ve bugün 4 haftalık hamile olduğumu öğrendik. Kutay baba olacağı için çok heyecanlı. Ben ne düşüneceğimi bilmiyorum, ne yapacağımı bilmiyorum. Evleneli 3,5 ay oldu , koskoca 3,5 ay. Kutay'ı çok seviyorum, çok iyi anlaşıyoruz ama bu bebeği istiyor muyum bilmiyorum. Ben korkuyorum. Ya ona iyi bakamazsam, ya annem gibi ben de çocuğumu yetimhaneye bırakırsam? Kızlar annelerinin kaderini yaşar diyorlar , ya bende annem gibi olursam. Düşüncelerim beynimi yiyip bitiriyordu sanki.
Yattığım yerde sağa döndüm. Kutay'ın eli yine karnımda. Hastaneden geldiğimizden beri yerinde duramıyor , sürekli internetten bebek odası takımı, giysi falan bakıp bana gösteriyor. Düşüncelerimi onunla paylaşmadım, paylaşamadım. Kafayı yemek üzereyim. Akşam Yağmur ile bu konuyu konuşmuştum. O da anne olacak. Hamilelik o kadar yakıştı ki prensesime. O çok iyi bir anne olacak ama ben iyi bir anne olacağımı sanmıyorum.
Kutay'a baktığımda gözlerini açmış beni izliyordu. “ Miden falan mı bulanıyor? İyi misin? Neden uyanıksın?”
Kutay'ın dudağına parmağımı bastırıp susmasını sağladım. “ Hayatım, şuan o haşhaş tohumu kadar. Elbette halsizlik, bulantı oluyor ama şuan iyiyim.” Alnıma bir öpücük kondurup yataktan çıktı. Sanırım duşa girecekti. Duvardaki saate baktığımda sabahın 7 sine geliyordu saat. Okullar yaz tatiline girdiği için tatil boyunca evde kalacaktım. Kutay zaten göndermezdi beni bir yere. Bugün psikologla randevum vardı. Yağmur dört aylık hamile olmasına rağmen benim için uğraşıyordu. Düşüncelerimi bölen şey boynuma değen ıslaklıktı. Hemen arkamı döndüm.
“ Sevgilim, ben hazırlanıp şirkete geçiyorum. Sen de güzelce dinleniyorsun. Bir şey aşerirsen ara beni. “ Hem karnımı okşuyor hem de konuşuyordu. Boğazımı temizleyip konuştum.
“ Bugün Yağmur ile sözleştik. Biliyorsun bebeğinin cinsiyeti daha belli olmadı. Onun için hastaneye gideceğiz. Batu şehir dışına toplantıya gittiği için benden rica etti. “ Yalan söylediğimi anlamazdı umarım. Maşallah her yere şoförle gönderildiğim için yaptığım şeyler gizli kalmıyordu. O yüzden hastaneye sanki Yağmur'un bebeğinin cinsiyetini öğrenmek için gitmişiz gibi görünecekti. Hem yalan sayılmazdı. Yağmur gitmişken cinsiyeti de öğreniriz demişti. Geçen ay gittiklerinde bebek arkasını döndüğü için görememişler.
Kutay üzerini giyinirken bir yandan da çocuğunu tembihleyen anneler gibi motor takmışcasına konuşuyordu. “ Kesinlikle aç kalmıyorsun, dikkat ediyorsun. Ayağına da rahat bir ayakkabı giy. “
**
Kutay'ın arkasından ben de şoförle birlikte evden çıkmıştım. Önce Yağmur'u alıp sonra da hastaneye geçecektik. Yağmur mesaj atıp duruyordu nerede kaldın diye. Sonunda Yağmur'u da alıp yola koyulduk. Yağmur üzerine mavi bir elbise giymişti. Şu hani hamilelerin giydiği ponçik seylerden. Bir de kendi kıyafetlerime baktım. Kutay'ın zoruyla lastikli pantolon ve düz uzun siyah bir tişört giymiştim. Zevksiz adam ne olacak. Ama seviyordum. Şimdiden özledim. Neyse hastaneden çıkınca arar konuşurum.Şoförün sesiyle kendime geldim. “ Ilgın Hanım, ben sizi burada bekliyorum. İşiniz bitince haber verirsiniz.” Kafa sallayıp arabadan indim. Yağmur'a da inmesi için yardım edip kapıyı kapattım.