Ilgın-
Aradan bir kaç hafta geçmişti. Ben yine öğretmenliğe devam ediyordum ama ufacık bir şey de Kutay sorun çıkartıyordu. Artık iyice sıkılmıştım. Odadan çıkıp salona indim. Kutay oturmuş kahvesini içiyordu. Yüzüme bakmadan konuştu.
" Ne istiyorsun? Yine seni istemiyorum , bırak beni diyeceksen odana çık." Onu umursamayıp karşısındaki tekli koltuğa oturdum.
" Odamda sıkıldım. Artık hapis hayatı yaşamak istemiyorum. Beni zorla burada tutamazsın. "
Kaşlarını çatmıştı. Sinirlendiğini belli edercesine homurdandı. Devam ettim. " Lanet olsun, yanındayım işte. Evlenmeyi de kabul ediyorum. Tamam mı? "
Ayağa kalkıp yanıma geldi. Yüzümü ellerinin arasına alıp alnıma bir öpücük kondurdu. " Haklısın. Böyle davranmam doğru değil ama seni seviyorum. Benden gidersen gözümü kırpmam herkesi öldürürüm. Ama söz veriyorum bir daha böyle davranmayacağım. Yeter ki gitme. "
Kafa salladım. Kutay'ı seviyordum. Kıskanması hoşuma gidiyordu ama o bunu abartmıştı. Bu konuyu hallettiğimize göre yarın için Yağmur'u arayıp buluşmak istediğimi söyleyecektim.
" Konuyu hallettiğimize göre artık özgürüm değil mi? " Gülümsedi.
" Bir şey değişmeyecek yine yanımda olacaksın. Bir yere gideceğin zaman korumalar götürüp getirecek."
**
Ertesi gün Yağmur'un evine gittim. Benim prensesim çok mutluydu. Ben hep Savaş ve Yağmur'un evleneceğini hayal ederdim. En yakın iki arkadaşım evlenip mutlu olacaktı. O zamanlar hayatımda Ediz vardı ama o da beni nikah masasında bırakıp gitmişti. O konuyu çoktan halletmiştik. Artık Ediz'e karşı bir şey hissetmiyordum. Onun da hayatında Ezra diye bir kız vardı. Yakında onun da düğün haberini alırdık.
" Prensesim sana bir şey demek istiyorum ama heyecan yapma. "
Oturduğum koltukta dikleşip ellerimi heyecanla birbirine çırptım. " O heriften boşanıp Savaş'a geri döneceksin değil mi? " Gözlerini devirdi.
" Hamileyim. Hem şöyle söyleyip durma. Ben onu seviyorum. Evet kötü biri olabilir ama onu seviyorum. Ayrıca Savaş başkasıyla nişanlı."
Yağmur hamileydi. Teyze olacaktım. Yerimden kalkıp Yağmur'a sarıldım. Yağmur oturup Batu'nun ilk öğrendiğinde verdiği tepkiyi anlattığında gözlerimden yaş gelene kadar gülmüştüm.
" Ertesi gün doktora gittik. Dört haftalık hamileymişim. Tabi bu iki hafta önceydi. Şuan altı haftalık oldu bebeğimiz. "
Gözlerindeki ışıltı görülmeye değerdi. Prensesim mutluysa bende mutluydum. Kapı sesi duymamla arkamı döndüm. Batu gelmişti. Onunla çok da iyi anılarımız olmamıştı. Çantamı alıp kalktım. Onunla pek yüz yüze gelmek istemiyordum.
" Ben artık gideyim." Batu'nun yanından geçecekken kolumu tutup durdurdu.
***
Batu-
Ben çok iyi biri değildim. Yağmur hayatıma girdiğinde biraz durulmuştum. Ediz ve ben çok iyi anlaşırdık. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. Yağmur sevgili olduğumuzu ona söylememişti. Her ne kadar ben en yakın arkadaşı olsam da gözünden bile sakınırdı kardeşini. Bizi el ele gördüğünde onca yılı hiçe sayarak hayatından çıkarttı beni.
Sevgilisi Selin de çok kez benimle beraber olmak istese de ben Yağmur'u sevmeyi hiç bırakmadım.Arda, Selin'e çok aşıktı. Ediz onları bastığında kuzenimi dövüp oradan ayrılmıştı. O günden sonra Selin gözükmemişti. Ama kuzenimin ölmesi bardağı taşıran son damla olmuştu. İlk başlarda Ediz'i suçlasam da Arda'nın intihar ederek öldüğünü öğrenmiştim. Ama yine de onu suçlamayı hiç bırakmadım. Kendimi ölü gösterdiğim süre boyunca işlerimi ilerletmiş, Selin'i kendi tarafıma çekmiştim. Ben hep Yağmur'u sevmiştim ama karanlık taraftaydım artık.