1 Hafta Sonra
Dediğim gibi Kutay'a şans vermiştim ama onun bundan haberi yoktu. Sabah uyandıktan sonra hiç konuşmadan çıkıp gitmişti, telefonlarıma da cevap vermiyordu. Şirketin önüne gelmiştim ama kararsızdım. Sonunda derin bir nefes alıp içeri girdim. Hızlı adımlarla Kutay'ın odasına ulaştım, asansörün önünde bir kadınla konuşuyordu. Beni görmüştü. Başıyla kısa bir selam verip odasına girdi hem de o kadınla.
Arkalarından öylece bakakalmıştım. Daha sonra hiç bir şey olmamış gibi şirketten çıkıp eve dönmek için taksiye bindim.
***
Acaba o kadın kimdi? En iyisi Savaş'ı arayıp sormaktı. Savaş yurtdışından döneli bir hafta olmuştu.
" Savaş, nasılsın? " Savaş cevap vermek için bir kaç saniye bekledikten sonra konuştu.
" İyiyim de sen beni aramazdın. Abimin arkadaşı bize yemeğe geldi, ben de sıkıldım dışarı çıkıyorum." dedi.
" Bugün şirkette bir kadın gördüm, o galiba. Neyse, bana gelsene. Evde tekim zaten, film falan izleriz." Savaş yine bir kaç saniye bekledikten sonra konuştu. Sanırım bugün onu şaşırtıyordum. Bir süredir konuşmuyorduk. Yağmur gittikten sonra kendini dış dünyaya kapatmıştı. Şuan hayatında birisi vardı. Yağmur'u bu kadar çabuk unutması sinirimi bozsa da bir şey dememiştim.
" Tamamdır prenses. Cips, içki falan alıyorum. " Telefon kapanmıştı. Kalkıp üzerimdeki yarısı olmayan tişörtü değiştirip daha salaş ve bol bir tişört giydim.
Kapı çaldığında masayı hazırlamış, patates kızartması dolu tabağı masaya koyuyordum. Kapıyı açıp Savaş'ı içeri aldım.Birlikte tıka basa yemek yemiş koltukta oturuyorduk. " Abimin eski sevgilisiymiş o kız. Çok samimi görünüyorlardı, bu gece bizde kalacakmış."
İşe bak. Tam ben onunla bir şeyler düşünürken eski sevgilisi ortaya çıkmıştı. " Tam zamanında gelmiş. Başka zaman bulamamış mı? "
Savaş kahkaha attı. " Aynen öyle. "
**
Gece yarısına kadar atıştırıp içmiştik. Ben içkiye alışık olmadığım için lavaboya gidip hepsini kusmuştum. Savaş hiç etkilenmemişti bile. Kusar diye bekledim ama kusmamıştı. Birlikte ortalığı toparlayıp bulaşıkları makineye dizdikten sonra türk kahvesi yapıp içtik. Bu kadar alkolle araba süremeyeceği için burada kalacaktı Savaş.
**
Okullar tatil olduğu için staj gördüğüm okula gitmiyordum. Kendi okulum da bitmişti zaten, mezun olmuştum. Haftaya mezuniyet töreni vardı. Artık işe de ağırlık vermem gerekiyordu. Sabah erkenden kalkıp duş alıp saçlarımı düzleştirdikten sonra oturup çok ağır olmayan fakat beni güzel gösterecek bir makyaj yaptım.
Ama ne giyeceğime karar veremiyordum. En sonunda siyah crop ve ispanyol paça pantolonda karar kılmıştım. Yaklaşık on dakika kadar sonra hazırdım.
Savaş kahvaltı masasını hazırlamış atıştırıyordu. " Çok güzel gözüküyorsun, bugün seni ben bırakırım şimdi otobüste falan sana bakarlar." Kalkıp maço gibi yürüyünce kahkaha attım.
" Hadi git, çantanı falan al. Ben buraları toparlıyorum."
İnsanın böyle kankası olması çok güzel bir şeydi. Biz üç kişiydik aslında ama Yağmur yoktu, bizi hiçe sayarak gitmişti. Onu özlüyordum. Eskisi gibi olamayacaktık artık.
**
Kutay beni gördüğünde hiç tepki vermemişti. Ben de hiç bir şey olmamış gibi odama geçtim. Burada tuhaf bir şeyler vardı, oda benim odam gibi değildi. Masamın üzerinde başkasının eşyaları vardı. En garibi de koltuğumda o kadın oturuyordu.