" Duru, artık süslenmeyi bırak babacığım yoksa Lila'nın doğum gününe yetişemeyeceğiz. " Kutay Duru'ya seslenirken ben çoktan evden dışarı çıkmıştım.
Duru koşturarak dışarı çıktı. İçi içine sığmıyordu. Bunun sebebi Lila'yı görecek olması değil Yağmur'un komşusunun oğlu Berk'i görecek olmasıydı. Ah şu çocuklar..
Doğum gününe yetiştiğimizde Ediz de gelmişti. Ezra şu an beş aylık hamileydi ve erkek çocukları olacaktı. Gidip Ezra'ya sarıldım. " Ilgın, çok özledim seni. "
Biz biraz hasret giderirken Ediz ve Kutay da oturmuş iş konuşuyorlardı. Tekrardan bir yapım şirketi açmaya karar vermişlerdi. Haznedar Yapım içeriden birinin hesabına para geçirmesiyle iflas etmişti. Yapan kişiyi buldular ama şirket çoktan batmıştı. Yeni kuracakları yapım şirketi ünlü isimler tarafından da destekleniyordu. Biz de kocalarımıza her zaman destek veriyorduk tabiki.
" Şirketin açılışına kadar ben doğururum galiba. Ee sen ikinciyi düşünmüyor musun? "
Aslında Kutay istiyordu ama Duru daha üç yaşındaydı. O biraz daha büyüyünce yapmaya karar vermiştik. Düşüncelerimi Ezra ile paylaştım. " Haklısın valla. Ben de doğumdan sonra en az 3 sene daha çocuk yapmam. Zaten Ediz beni zorlamaz."
İçimden güldüm. Kutay eğer çok isterse hamile kalırdım ama dün gece bu konuyu etraflıca konuşmuştuk. Duru şu an kreşe gittiği için ben çok rahatça işe gidebiliyordum. Ama eğer hamile kalırsam işe de gidemezdim ve sorumlu olduğum bir sınıfım vardı. Biz sohbete dalıp Duru'yu unutmuştuk. Duru , Kutay'ın kucağında ağlayarak geri döndüğünde onlara doğru koştum. Kutay sinirliydi.
" Ne oldu anneciğim?" İç çekerek kafasını babasının boynuna gömdü. " Sohbete dalacak zaman mıydı? Ya havuza düşse, bir şey olsa sonra ne olacak?"
Dolan gözlerimi elimin tersiyle silip arkamı döndüm. Lila annesiyle birlikte geldiğinde gülümseyip doğum gününü kutlayıp hediyelerimizi verdikten sonra eve gelmek için oradan ayrıldık. Duru, Kutay'ın kucağında uyumuştu, kucağıma almak için ona doğru uzandım.
" Dokunma. Başına bir iş getireceksin bu çocuğun o zaman görüşeceğiz senle. " dedi Kutay benim ne kadar üzüldüğümü umursamadan.
" Ne saçmalıyorsun sen? Onu ben doğurdum hatırlatırım. Onun canı yansa benim de yanıyor farkında değil misin? Söylediğin şeylere bak. "
Odaya çıkıp üzerimi değiştirdikten sonra Duru'nun odasına geçtim. Üzerini değiştirip üzerini örttükten sonra odaya geçtim. Kutay yatakta oturuyordu. Onu görmezden gelip yatağa girdim.
" Özür dilerim. Konu Duru olunca böyle saçmalıyorum. Seni kırmak isteyeceğim son şey bile değil. Kız, bağır, çağır ama benimle küs uyuma." Ona doğru döndüm.
" Haklısın. Bazen dikkatsiz olabiliyorum ama beni anneliğimden vurma. Her şeyi söyle ama bunu yapma. " Belime sarılan ellerle gülümsedim. Kavgalarımız en fazla iki dakika falan sürüyordu. Ona doğru döndüm. Gözleri dolu doluydu.
" Özür dilerim güzelim. Seni çok seviyorum. "
Tam beni öpecekken Duru aramıza girip gülerek babasına sarıldı. " Baba bu gece benimle uyuyacak anniş."