Yağmur-
Bir ay, tam bir aydır onunla beraberdim. Sırf sevdiğim adama zarar gelmesin diye onunla kalmıştım. Batu yine aynıydı, bana olan sevgisi, aşkı yine aynıydı ama ben aynı değildim. Uğruna öldüğüm adamdan nefret ediyordum artık. Artık evime gitmek istiyordum. Abimi, Ilgın'ı, Kutay abiyi ve Savaş'ı çok özlemiştim. Ama Batu beni bırakmıyordu. Nerede olduğumuzu bile bilmiyordum.
" Yağmur, yemeğinle oynamayı bırak sevgilim." Çatalı sertçe masaya bıraktım.
" Bana sevgilim deme artık şerefsiz.İğreniyorum senden." Sadece güldü. Seni sevmiyorum dedim diye bağırmıştı bana daha iki gün önce.
" Tamam demem. Şunun şurasında ne kaldı evlenmemize değil mi? Sevgilim demem karıcığım derim."
Ilgın-
Ediz bir aydır bir şey yemiyordu. İyice güçten kuvvetten düşmüştü. Böyle devam ederse hasta olacaktı. Mutfakta yaptığım çorba kâsesini tepsiye koyup Ediz'in odasına girdim. Öylece oturuyordu.
" Aşkım, bir şeyler yemen gerekiyor. Böyle yaparsan hasta olacaksın. Sen güçsüz düşersen kim kurtaracak Yağmur'u. Orada kim bilir ne hâlde. Lütfen, hadi." Yatakta doğrulup oturmam için yer açtı. Gözlerinin etrafı morarmıştı. Uyumuyordu.
" Haklısın ama onu nasıl bulabilirim?Batu'nun olabileceği her yere baktım yoklar işte. Kardeşimi kaçırdı , nereye götürdü bilmiyorum. Elim kolum bağlı."
Yüzünü ellerimin arasına alıp yanağına bir öpücük kondurdum. " Elimden geleni yapacağım. Yağmur benim her şeyim. Ona zarar gelmesine asla dayanamam. Ama şimdi bu çorbayı içip birazcık uyuyacaksın. Sen uyurken bende bir şeyler düşüneceğim."
***
Aradan iki saat geçmişti. Ediz şuan uyuyordu, üzerini örtüp odadan çıktım. Mutfağa indiğimde evin yardımcısı bulaşıkları makineye yerleştiriyordu.Onu iyice tembihledikten sonra evden çıktım.
Kutay'ın evine geldiğimde Savaş salonda oturuyordu. Gözleri kanlanmış, canlı cenaze gibi karşımda duruyordu. Beni görür görmez sarılıp ağlamaya başladı.
" Kimi sevdiysem gitti Ilgın. Kimi sevdiysem gitti." Onun için çok üzülüyordum. Yağmur'u gerçekten çok seviyordu. Bir ara Cemre diye bir kızla sevgiliydi ama yapamamıştı.
" Saçmalama. Yağmur gitmedi, o şerefsiz onu zorla tutuyor. Onu kurtarmalıyız. Böyle yaparak bişey elde edemeyiz. Ben Selin'i aradım buraya gelecek." Savaş oturduğu yerde aniden dikleşti.
" Selin mi? Yavrum sen şaka mısın o kızın bize hiç bir faydası olmaz. " Evet, doğru söylüyordu. Selin'i sevmiyordum hatta nefret ediyordum ta ki kardeşim olduğunu öğrenene kadar.
" Git önce şu tipini bir düzelt, sana her şeyi anlatacağım."
***
" Savaş, biliyorsun ben yetimhanede büyüdüm. Annemi, babamı hiç tanımadım. Bir abim, ablam var mıydı hep merak ederdim. Ama bu soruların cevabını kimse vermedi bana. Yağmur kaçırılmadan bir kaç gün önce yetimhaneye gittim ailemle alakalı bir şeyler öğrenmeye. Umudum yoktu ama öğrendim her şeyi. Benim benden iki yaş büyük bir ablam varmış. Babam kim bilmiyorum ama ablamı buldum. Savaş , Selin benim ablam. Evet, biliyorum kötü biri. Yanlış şeyler yapmış olabilir ama onu da dinledim. Kolay bir hayat yaşamamış. Gerisini Selin anlatacak."
Savaş resmen şok olmuştu. İlk öğrendiğimde kabullenemiştim ama o benim ablamdı. Selin annemle büyümüştü ama annemin çok da örnek bir anne olduğunu söylemiyordu. Annemin her gün eve başka adamlar getirdiğini, her gün Selin'in gözünün önünde onlarla birlikte oluşunu anlatmıştı bana. İyiki de tanımamışım demiştim duyduğumda..