15-(Sezon Finali)

646 19 0
                                    

Kutay-

Ilgın'ın  babasıyla görüşmem  iyi geçmemişti. Adam tam bir orospu çocuğuydu. Ilgın'ın  annesi Selin'e hamileyken  onu terketmiş, doğuma yakın tekrar dönmüştü. İhtiyaçlarını  karşılamak için  Ceylan Hanım  yani Ilgın'ın  annesiyle  bir kaç yıl yaşamış. Kadın tekrar  Ilgın'a  hamile kaldıktan  kısa bir süre sonra sırra  kadem basmış.

Bütün bunları  Ceylan hanımın  kendisinden  öğrenmiştim. O piç şuan evliydi ve bir tane   oğlu vardı. Gören de iyi aile babası  sanar  bu şerefsizi. Ceylan hanım iki çocuğuyla  ortada kalınca zengin bir adamın evine  temizliğe  gitmeye başlamış. İşte ne olduysa orada olmuş. Ev sahibinin  bir kaç arkadaşıyla birlikte olmuş sonra da zaten devamı gelmiş. Ilgın doğar doğmaz yetimhaneye bırakılmış. Selin ise  annesinin  birlikte  yaşadığı adam onu istemediği  için 1,5 yaşındayken yetimhaneye  verilmiş. Aradan dört sene geçmiş ve Selin'i  yetimhaneden  almışlar. Selin annesiyle  18 yaşına kadar yaşamış  ama bir şekilde  kendini  kurtarıp bir hayat kurmuş  kendine.

**
Bunları Ilgın'a  anlattığımda  tek kelime etmemişti. Dediği  tek şey 'Bizim bir suçumuz yoktu' olmuştu. Onun kimseye ihtiyacı yoktu, ben vardım.

" Senin kimseye ihtiyacın  yok. Ama annen seni görmek çok istiyor istersen bir görüş. "

Bir şey demeden odasına girdi. Biraz sonra odaya girdiğimde  uyuduğunu  gördüm. Üzerini örtüp  evden çıktım.

**
Aradan bir kaç hafta geçti. Selin yurtdışından  dönmüştü. Gelir gelmez  Ilgın'ın  evine yerleşmişti.

Selin döndüğünden  beri  pabucumuz  dama atılmıştı. Ilgın  sabah okula gidip  akşam geliyordu. Hafta sonları  ya görüşüyorduk  ya da görüşemiyorduk.  Her ne kadar çalışmasına  karşı çıksam da beni dinlemiyordu.

Bu sırada Cem şerefsizi  boş durmayıp   Ilgın'ın  evine çiçekler, hediyeler gönderiyordu. Bu adama bir ders vermenin  zamanı  gelmişti.

Benim için çalışan adamımı  arayıp gerekeni yapmasını  söyledim.

**

Ilgın-

" Haftaya sınav  var, iyi hazırlanın. Özellikle  sen Ali.. "

Ali sınıfın  en matrak  öğrencisiydi. Normalde çok iyi bir çocuktu  ama derse  gelince takılıp  kalıyordu. Bana bakıp  gülümsedi ve kafasını  salladı. Öğretmenler  odasına  girip eşyalarımı alıp okuldan çıktım. Kutay beni almaya gelmişti, arabaya bindim.

Yolda giderken  Kutay telefonundan bana bir şey  gösteriyordu. O sırada Whatsapp uygulamasından  bir fotoğraf  geldi. Cem'in  kanlar içinde  fotoğrafını  yollamışlardı. Ne olduğunu  anlamadan  bir mesaj  geldi. "Abi dediğini  yaptım." yazıyordu  mesajda.

" Sen ne yaptın? " Kutay bunu yapmış  olamazdı. Cem'in  bir suçu  yoktu ki..

Caddenin ortasında  duruyorduk. Kapıyı  açmaya çalıştım  ama kilitliydi.  Telefona baktı.

" O bunu çoktan  haketmişti. Kimse benim kadınıma  yaklaşamaz."

Sinirle  güldüm. " Ben senin kadının  falan değilim. Asla da olmayacağım. Tamam mı? Adam kaçırtıp  dövdürmek ne demek ya? Hanzo  musun  sen? Dağ ayısı!! " diye bağırdım.

Kapıyı açmak yerine  gaza basıp  hızla  ilerlemeye  başladı. Çok sinirliydi.

" Kutay, yavaşla  lütfen. Çok hızlı gidiyorsun. "
Ama o yavaşlamak  yerine hız yapıp  ilerlemeye  devam etti.

**

Kutay'ın  evine geldiğimizde  kimse yoktu. Kolumdan  tutup  beni içeri çekti. Sürükleyerek  odaya çıkardığında  kolum kopmak üzereydi.

" Kolum acıyor. "

Ama onun pek umrunda  değildi galiba.  Beni yatağa doğru  ittirdi. Kapıyı kilitleyip  yanıma yaklaştığında  korkmaya başlamıştım.

" Kutay, sakin  ol da konuşalım. Evet Cem haddini  aşmış  olabilir ama bak ben seninleyim. Yakında evleneceğiz. Ama beni korkutuyorsun."

Yavaşça yanıma oturup  yüzümü  okşadı. " Sinirliyim. Bu gece yanımda  uyu olur mu? Yarın konuşalım."

Kafa salladım.

**

Sabah uyandığımızda Kutay eski hâline  dönmüştü. Yine beni seven adam olarak duruyordu  karşımda. Cem için  endişeleniyordum. Bana ilgisi olduğunu  hissediyordum ama gerçekten  de aşmıştı  haddini. Kutay'ın aşırı  derecede kıskanç  olduğunu  biliyordu.

" Cem iyi merak etme. Menajeriyle  görüştüm. Bu sabah Londra'ya  dönmüş."

Cevap vermedim. Birlikte kahvaltı  ettikten  sonra beni okula bırakmıştı.Bugün dersim biraz geç başlayacağı için bahçede  oturmuş  basketbol  oynayan  öğrencileri  izliyordum.

**

Ders bittikten  sonra okulun dışına  çıktığımda  Kutay yoktu. Sanırım bugün  tek başıma  gidecektim. Bir taksi çevirip  Kutay'ın  evinin  adresini  verdim.

Geldiğimde  odasının ışığı  yanıyordu.  Çantamdaki  yedek anahtarı  çıkarıp  kapıyı açtım. Kutay'ın  odasından  sesler geliyordu. Biriyle konuşuyordu  galiba.

" Cem  piçini  gebertmeden  uyku haram sana. Ölüsünü  getireceksin  bana." demişti. Zorlukla duvara tutundum. Evleneceğim  adam bu kadar acımasız  biri miydi?

Beni gördüğünde  telefonu kapatıp  yanıma gelmek  için adım attı. Koşmaya başladım. Tam merdivenlerin  başındayken  yakalamıştı  beni.

Odanın  bir köşesine  oturttu beni . " Uslu dur. Eğer  dediklerimi  yaparsan kimse ölmez. Benim   olacaksın, hemen şimdi. Eğer hayır dersen önce o piçten  başlar tek tek sevdiğin  herkesi  öldürürüm."

Konu tıkandı  kaldı, ilerlemiyor. Bir süre ara vereceğim. Belki yeniden ilham gelir de yazmaya başlarım.. O zamana  kadar Zoraki  Sevda  sezon finalinde  olacak. Ama şunu  söyleyeyim asıl hikaye bundan sonra başlayacak yani zoraki  sevda:)

Zoraki SevdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin