Ilgın-
Yeni dizinin çekimlerine başlayacaktık bugün. Sabah erkenden kalkıp hazırlanmıştım. Dün olanları düşündüm. O adam beni Ediz'e zarar vermek için kaçırmıştı. ' Selin gibi değilsin. ' demişti bana. Selin kimdi? O adam neden Ediz'e zarar vermek istiyordu? Yağmur'u görünce neden gözleri dolmuştu?
Kafamda binlerce soruyla mutfağa indim. Kutay ve Ediz kahvaltı hazırlıyordu. Kutay'ın üzerindeki çilekli mutfak önlüğünü görünce istem dışı bir kahkaha attım.
" Birileri güzellik uykusundan uyanmış. " Ediz elindeki patates kızartması dolu tabağı masaya koyarken bana laf sokmayı da ihmal etmemişti.
Tam ona cevap verecekken Kutay'ın bakışını farkettim. Bana bakıyordu. Kendimi tuhaf hissetmiştim. Onlara gülümsedim şirince.
" Elinize sağlık, çok güzel gözüküyor tüm bunlar." Elimi uzatıp patatesten alacağım sırada Kutay yavaşça elimin üzerine vurdu. " Ayakta yemek yenmez otur bakalım sandalyeye, kızarım yoksa." dedi işaret parmağını bana doğru sallayarak. Güldüm ve sandalyeye tabiri caizse kuruldum.
Yağmur da aramıza katıldığında yemek yemeye başlamıştık. Çok acıkmıştım. Kafamı kaldırdığımda hepsinin beni izlediğini gördüm.
" Arkandan kovalayan mı var Ilgın?" Ediz bunu gülerek söylemişti. Çatalımı bırakıp kollarımı göğsümde kavuşturdum. " Ben kaçırıldım farkındaysan, beni orada aç bıraktılar. " Sonra tekrar Ediz'e döndüm.
" Selin kim? " Ediz bu soruyu benden beklemiyordu. Uzun süre gözlerimin içine baktı, masadan kalktığında bende kalktım.
" Bir şey sordum. Cevap vermeyecek misin?" Beni duymamazlıktan gelerek çalışma odasına girip kapısını kilitledi. Resmen beni takmamıştı. Omuz silkip tekrar kahvaltı masasına döndüm. Yarım bıraktığım yemeğimi yediğimde rahatlamıştım.
" Artık çıksak mı? Set yerine gitmemiz gerekiyor. Bizi bekliyorlar." dedi Kutay. Ona döndüm.
" Ben özür dilerim.. Seni de beklettim. Çantamı alıp geliyorum. "
Odama çıkıp elimi yüzümü yıkadıktan sonra çantamı alıp aşağı indim. Yağmur'u öpüp evden çıktım.Arabaya bindiğimizde Kutay yine bana bakıyordu. Baktığımı farkedince gözlerini kaçırmıştı.
Ediz-
Çalışma masama oturmuş düşünüyordum. Ilgın, Selin'i nasıl bilebilirdi ki? Yağmur'u tembihlemiştim bahsetmemesi için. Yağmur anlatmadıysa kesin Batu şerefsizi anlatmıştı.
Selin benim beş sene önceki sevgilimdi. Beni yakıp, kül eden kız. Toparlanmam iki senemi almıştı. Ama toparlanmıştım. Toparlanmamı sağlayan da bir kadındı. Onun varlığıydı.
Telefonumun garip melodisi kulağıma geldiğinde sıçradım. Arayan kişiye baktığımda sinirle soludum. Selin arıyordu. Daha önceleri de aramıştı ama açmamıştım. Aramayı cevapladım.
" Ne var, ne istiyorsun? "
" Ediz, ne olur bir kez dinle beni. Hâlâ seni seviyorum. Son bir kez şans ver bana lütfen. "
" Kızım, sen beni en yakın arkadaşımla aldattın. Hâlâ ne şansı istiyorsun? " Cevap vermesine fırsat vermeden telefonu kapattım.
Selinden sonra toparlanmamı sağlayan kişi Ilgın'dı. Evet onu seviyordum. Hatta bu akşam konuşacaktım onunla. Üç sene önce aşık olmuştum ona. Ama karşısına çıkma cesaretini kendimde bulamamıştım. O yüzden de yurtdışına gitmiştim.
Çalışma odasından çıkıp salona geçtim. Geniş üçlü koltuğa kıvrılıp yattım.
Ilgın-