25-

505 17 0
                                    

Kutay-

Hastaneye gelmiştik. Ilgın'ın  kanaması  vardı. Yanımda  dikilen Melis'e  döndüm.

" Hamile olmadığını  ikimiz de biliyoruz. Eğer karıma ya da çocuğuma  bir şey olsun seni kendi elimle öldürürüm."

Kahkaha  attı. " Ediz'in  arkasına saklanan  Kutay mı diyor bunu. Benden sonra gözyaşlarını  silen arkadaşın  nerede? "

Kendime engel olamayıp  Melis'in  boğazını  sıkmaya başladım. Nefes alamıyordu. Hem boğazını  sıkıyor  hem de bağırıyordum. " Gerçeği itiraf  edeceksin. Yoksa seni öldürürüm."

Boğazındaki  ellerimi  çekip  onu ittim. Korkuyla bana bakıyordu.  Yeni Kutay'ı  o da tanımıyordu ama tanıyacaktı. O sırada doktor yanıma geldi.

" Eşiniz de bebek  de gayet iyi fakat daha dikkatli olması gerekiyor. Hiç bir şeye üzülmemesi, stres yapmaması  lazım.Bebek şuan 5.ayında ama  düşük  tehlikesi  var.  Geçmiş olsun. " Yan gözle Melis'e baktım. Koltuklardan  birine oturmuştu, yanına gidip  oturdum.

" Melis, neden yaptın? Ilgın'ın  hamile olduğunu  biliyorsun. Bile bile neden bunu yaptın? " Gözyaşlarım  yanaklarımdan  aşağı  doğru  iniyordu. İlk kez birinin  karşısında ağlıyordum.

" Kutay, ben seni çok üzdüm biliyorum. Ama ben değiştim gerçekten. O zamanlar sadece on dokuz  yaşındaydım. O yaştaki  kızları  bilirsin, sağlıklı karar veremezler ve yanlış şeyler yaparlar. Evlendiğini  duyunca  seni sevdiğimi  anladım. Bir de üstüne  karının hastam olduğunu  öğrenince şansımı  denemek  istedim."

" Ilgın  benden nefret ediyor. Boşanmak istiyor benden. " Sevdiğim  kadın benden nefret ediyordu. Bir de bebeğimize  bir şey  olsaydı beni asla affetmezdi.

Kafasını  ellerinin  arasına alıp  sustu. " O gün hastanede Ilgın'ı  gördüm. Sonra hemen  seni aradım. Geleceğini  biliyordum. Ilgın'ın  peşimizde  olduğunu  biliyordum o yüzden seni içeri davet ettim. Kahvene uyku ilacı  atmıştım. Sen uyuyunca  da işte senin gömleğini  giydim. Bekledim biraz. Sen uyanmak üzereydin Ilgın geldiğinde. Onu kıskandığım  için yaptım. Ama asla ona zarar vermek istemedim. Şimdi gidip ona her şeyi  anlatacağım."

Arkamızı  döndüğümüzde Ilgın  orada duruyordu. Her şeyi duymuştu. " Kutay seni aldatmadı. Ben senden özür dilerim, umarım bebeğini  sağlıkla kucağına  alırsın. Biliyorum beni affetmeyeceksin  ama bir daha karşınıza  çıkmayacağım  söz  veriyorum. "

**

Ilgın-

Eve geldiğimizde  Kutay hiç konuşmamıştı. Sanırım özür dilemem gerekiyordu. " Seni dinlemediğim  için özür dilerim. Kadınlık içgüdüsü  ve hamilelik hormonu bir araya gelince böyle  oluyor işte. Ama sen de keşke bana Melis'in eski sevgilin  olduğunu  söyleseydin o zaman belki bunlar olmazdı."

  Elinde boşanma  protokolü vardı. Hiç  düşünmeden kağıdı  paramparça  etti. Şaşkınlıkla  ona bakıyordum. Gülümseyip  bana sarıldı.  Onu çok seviyordum. Bizimkisi  zoraki  bir evlilik olmuştu  ama ona aşık olmuştum. Evet, itiraf ediyorum Kutay ile kimseye zarar vermesin  diye evlenmiştim  ama onu seviyordum. Birlikte yemek yedikten sonra uyumak  için  odamıza  çıkmıştık. Bundan sonra ne olursa  olsun  onu dinleyecektim o da benden bir şey saklamayacaktı.

**

Aradan 2 ay geçmişti. Hamileliğim  çok güzel geçiyordu. Sürekli yürüyüş  yapıyor, yediklerime  de dikkat ediyordum. 55 kiloydum  şuan ama doktorum  biraz kilo almamı  söylüyordu. 7 aylık olmuştu bile kızım.  2 ay sonra doğum yapacaktım. Yağmur iki hafta  önce bebeğini  dünyaya  getirmişti. Doğuma bir hafta kala küçük bir tatil  yapacaklardı ama tatilin  ikinci gününde bebek doğmuştu. Yanına gitmek istemiştim  ama Yağmur kontrollerden  sonra geleceklerini  söyleyip  beni vazgeçirmişti.

" Kahvaltını  bitir yoksa Yağmur'a  gidemezsin. " Kutay uyarısını  yaptıktan  sonra beni öpüp  işe gitmişti. Neredeyse her gün Yağmur'un evindeydim. Tabiki Yağmur'u görmeye değil kızı Lila'yı  görmeye gidiyordum. O kadar tatlıydı  ki. Hemen hazırlanıp arabaya bindim.

Evin önüne gelince şoför  inmeme yardım ettikten sonra arabaya  binip gitmişti. Yağmur bahçede çiçekleri  suluyordu.

" Hoşgeldin prensesim. Lila  uyuyor, gel biz bahçede oturalım." Yağmur'a sarılıp bahçedeki  koltuklardan  birine oturdum.

Lila  o kadar tatlıydı  ki. Kızımla arkadaş olacaklardı. Artık hayatımızda Melis yoktu. Duyduğuma göre tayinini  istemiş  başka bir şehire. Hatasını  anlayıp  özür dilemişti  bu bile çok  iyi  bir şeydi.

" Her şey ne kadar hızlı gelişti değil mi? Melis'in  entrikaları, senin doğumun falan. Yemin ederim kendimi günlük dizide  gibi hissediyorum. "

Birlikte kahkaha atıp gülerken  Lila'nın  ağlama sesini duyduk. Yağmur içeri girerken bende onu takip ettim. Ben daha kızımın  ismine karar verememiştim. Kutay'ın  da fikrini  almak istiyordum. Aklıma bir şey gelmişti.  Lila'yı  emziren Yağmur'a  döndüm.

" Haftaya bir organizasyon  yapmak istiyorum. Kalabalık  olmayacağız biz bize oluruz. Güzel bir yemek yer ardından da benim kızımın  ismine  karar veririz beraber." dedim.

Yağmur kafasını kaldırıp  bana baktı. " Ben bunu  neden düşünmedim ya. Gerçi benim düğünüm bile olmadı gelinlik de giymedim.Neyse, süper olur bence. Hatta ben gelirken çok sevdiğin  brownie  kurabiyeden  yaparım. Sen Kutay ile konuş sonra ayarlarız  bir şeyler. " Yağmur'un  söyledikleri beni çok  üzmüştü. Bu konuyu Batu'yla konuşacaktım.

**
Eve dönerken çok heyecanlıydım  bir yandan da ya Kutay kabul etmezse  diye düşünüyordum. Önce Kutay ile konuşup  öyle hareket etmem daha iyi olurdu. Eve geldiğimde Kutay çoktan  gelmişti. Yemek masasında beni bekliyordu.

" Hemen otur çok açım. "

Ben kızacağını  zannederken  kızmamıştı. Yemekten sonra Kutay'ın  yanına çalışma odasına çıktım.

" Aşkım, bir şey konuşmam  lazım seninle. " Elindeki kitabı  bırakıp tüm  dikkatini  bana verdi. " Söyle hayatım."

" Biliyorsun kızımızın  adını  daha belirlemedik. Ben düşündüm de haftaya bir yemek organize etsek, tüm sevdiklerimizi  çağırsak. Kura çekip isimleri  belirlesek, nasıl olur? "

Kaşlarını çatıp  bana baktı. " Onlar mı karar verecek kızımın  adına?" Sinirlenmişti. Hemen koltuğa oturup  sakinleşmesini  bekledim. " Hayır aşkım. Beğendiğimiz  isimleri ayıralım kararı  biz vereceğiz. Maksat bir araya gelip bir şeyler yapmak. "

" Hayır desem küseceksin. İyi tamam madem düşündün  yap bakalım. Ama kendini  yorarsan  çağırdığın  herkesi kovarım."

**

" Ediz'i  neden çağırıyoruz? " Kutay'a  tip  tip baktım. " O bizim arkadaşımız Kutay. Önceden olanlar geçmişte  kaldı. Lütfen sen de artık öyle davran. Hem karısı  Ezra ile gelecek."

Cevap vermeden listeyi  incelemeye  başladı. Annemle 2 ay önce barışmıştım. Selin'in  evinde kalıyordu. Selin artık pek bizle takılmıyordu  çünkü sevgilisi Poyraz efendiden  sıra bize gelmiyordu. " Kalabalık  değiliz diyordun  bir de. Tüm sülaleyi  çağırmışsın bu ne? Poyraz, Selin, Yağmur, Batu, Ediz,Ezra, Savaş, Cemre  ve tabiki annen. "

Herkesi arayıp doğmamış  kızımın isim  partisine  davet etmiştim. Yemekleri evdeki yardımcılar  yapacaktı. Ben sadece ortada dolanıp  ufak tefek şeylere yardım edebilecektim.

" Ilgın , kızımız  doğunca tekrar  çocuk yapalım. Hamilelik  sana çok yakışıyor."

Ağzım açık bakakalmıştım. Ben tek çocuk  istiyordum. Başka yapmazdım. Ama bunu Kutay'ın  bilmesine gerek yoktu.




Zoraki SevdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin