Buraya ilk geldiğim günü hatırladım. Yağmur tarafından zorla getirilmiştim. Daha ilk günden Ediz'e rezil olmuş bu da yetmezmiş gibi Ediz bana garip garip davranmıştı. Üç yıldır beni seviyormuş fakat daha sevgili olalı bir sene bile olmamışken beni terketmişti. Bu muydu sevgi? Bu kadar mıydı aşkı? Ah, her neyse.. Onu hatırlayıp kendime acı çektiriyorum. Buna hiç gerek yok.
Çantamdan istifamı yazdığım kağıdı çıkarıp Kutay'ın odasına girdim. Beni gördüğünde önce şaşırmış daha sonra da sandalyesinden kalkıp yanıma gelmişti. Ediz yüzünden onunla konuşmuyordum, aramız iyice bozulmuştu. Kutay'ın bana hisleri olduğundan bahsedip duruyordu.
" Kutay, ben istifamı vermeye gelmiştim. Artık burada çalışmak istemiyorum."
" Olanları duydum, Savaş anlattı. Senin adına çok üzüldüm demek isterdim ama Ediz sana göre biri değildi. Belki de böylesi daha iyidir. İstifa etmeni istemiyorum. Yine asistanım ol , benimle çalış. Merak etme seni ondan uzak tutacağım söz veriyorum."
Aslında bende buradan gitmek istemiyordum. Ablam buradaydı, arkadaşlarım buradaydı. Tek bir kişinin hatasını onlara yüklemem aptallıktı. Korkak gibi kaçacak değildim. Ben sadece Ediz'i unutacaktım arkadaşlarımı değil. Kutay'a döndüm.
" Tamam, kalıyorum. "
***
Aradan bir kaç ay geçmişti. Evden şirkete, şirketten okula ve okuldan sete bir hayatım vardı. Bazen o kadar yoruluyordum ki eve dönerken otobüste uyuyakalıp son durakta şoförlerin dürtüklemesiyle uyanıyordum.
" Ilgın, geldik uyan artık." Gözlerimi açtığımda Cihan abi başımda dikiliyordu. Yine son durağa gelmiştim sanırım. Cihan abi her akşam denk gelip de bindiğim halk otobüsünün şoförüydü.
" Ilgın, çok çalışıyorsun be kızım. Şu haline bak, gözaltı torbaların bağımsızlığını ilan etmiş resmen. Evinin önüne kadar bırakayım, uykulu uykulu yürüme şimdi."
Otobüsten inince on dakikalık bir yolu yürüyüp evime ulaşıyordum. Biriktirdiğim paralarla bir daire kiralamıştım geçinip gidiyordum işte.
" Teşekkür ederim Cihan abi. İyi akşamlar. "
Apartmana girdiğimden emin olana kadar gitmemişti. Dördüncü kattaki daireme çıktığımda kapı aralıktı. Hemen telefonumu çıkarıp Kutay'ı aradım.
***
Salon,yatak odası, mutfak... Kısacası her yer darmadağındı. Neyse ki Kutay yanımdaydı korkmuyordum.
" Deliricem! Etraf darmadağın ama evden bir şey çalınmamış. "
" Çünkü eve giren hırsız değilmiş. " Kutay'ın elindeki notu aldım.
*Kendine yeni bir hayat kurmuşsun. Ne çabuk unuttun beni Ilgın? Evin güzelmiş, beğendim. Biraz dağıttım kusura bakma.
-Ediz-
Derdi ne şimdi bunun? Unutmayıp aşk acısı çekeceğimi sanıyordu ya da gelinlikle sokaklarda ağlaya ağlaya koşmamı bekliyordu. Ama ben onu unutacaktım. Hayatımı düzene sokmam gerekiyordu , bunu kendim için yapmalıydım.
" Bize gidelim, ben yarın birilerini yollarım evi temizlerler sonra da kilitleri değiştiririz. Bana taşın diyeceğim ama kabul etmezsin biliyorum. Sadece evimin yakınında bir ev ayarlayabilirim buna itiraz edemezsin. Hadi , küçük bir çanta hazırla gidelim."
Nefes almadan konuşmuştu. Ağzım açık kalmış ona bakıyordum. Çok iyi biriydi. Savaş embesiliyle de aramı düzeltmiştim. Sarhoşken aptal aptal şeyler yapıyordu. Bir keresinde sarhoş hâlde bizim evin kapısına dayanıp beni tüm binaya rezil etmişti.