20-

482 15 2
                                    

Gözlerimi açtığımda yine bir hastane odasındaydım. Aklıma gelen anılar kabus olacak kadar kötüydü. Selin'in intihar ettiği haberini almıştım. Yattığım yerde doğruldum. Kutay yatağımın kenarındaki koltukta oturuyordu. Gözleri uykusuzluktan kızarmış, göz altı torbaları ortaya çıkmıştı. Uyandığımı görünce hemen yanıma gelip alnıma bir öpücük kondurdu.

" Sizi kaybettiğimi sandım. Üç gündür kendimde değilim. Üç gündür sesini duymuyorum, gözlerini görmüyorum. "

Bebeğim... Şuan öylesine korkuyordum ki.. " Bebeğim nasıl? O iyi değil mi? "

Gözlerimden ne zaman aktığını bilmediğim yaşları eliyle sildi. " Bebeğimiz iyi merak etme. Sadece annesinin üzülmesine o da üzülmüş. Öğleden sonra doktorla randevumuz var. Bu arada Selin iyi, dün taburcu oldu. "

Gülümseyip Kutay'a sarıldım. Ablamı daha yeni bulmuşken  kaybettiğimi  sanmıştım.

**

Doktor korkulacak bir şey olmadığını, sadece stresten uzak durmam gerektiğini söylemişti. Hastaneden sonra Selin'i görmeye gitmiştik. Poyraz da oradaydı. Kendini affettirmeye çalışıyordu güya.

" Sen ne hakla buraya geliyorsun? Ablam senin yüzünden bu hâlde. Bir de utanmadan gelmiş burada oturuyorsun."

Kutay beni yanına oturtup sakin olmam için kolumu hafifçe sıktı. Bunun bir uyarı olduğunu anlamak zor değildi.

" Ilgın, sakin ol. Sadece özür dilemek için gelmişti. Bebeğine iyi bakmalısın zaten benim yüzümden kötü oldun." dedi Selin.

Poyraz bir şey demeden çıkıp gitti. Onun da üzüldüğünü görebiliyordum ama onun yüzünden olmuştu bunlar. Ablam iyiydi. Biz oradayken annem gelmişti. Artık Selin ile yaşayacağını söylemişti.

Biraz daha oturup eve dönmüştük. Aklım ablamda değildi, sonuçta annem onun yanındaydı. Araları iyiydi şuan ne de olsa Selin onunla büyümüştü 18 yaşına kadar. Öğrendiğime göre annem geçmişini silip yeni bir sayfa açmış kendine.

**

2 Ay Sonra

Bugün Kutay dizi için Japonya'ya gidiyordu. Dizimiz orada ödül alacaktı ama beni yanında götürmeyeceğini söylemişti. Ona içimden kızsam da haklıydı sonuçta hamileydim ve orada hep koşturma hâlinde olacaktı canım kocam.

" Güzelim. Bebeğimize iyi bak tamam mı? Ödül gecesinden sonra döneceğim hemen. " Kafa sallayıp ona sarıldım.

Kutay gittikten sonra ev çok sessizleşmişti. Kutay özel jetle gidecekti Japonya'ya. Yanında dizinin başrol oyuncuları da vardı. Yani Cem ile aynı uçakta yolculuk yapacaklardı. Neyseki biz evlendikten sonra Cem ile arasındaki sorunu çözmüştü Kutay. Bebeğimiz günden güne büyüyordu. Artık 3 aylık olmuştu. Daha cinsiyetini öğrenememiştik ama.

Yağmur'un karnı kocaman bir disko topu gibi olmuştu. 6 aylık hamileydi şimdi. Bir sıkıntı çıkmazsa üç ay sonra prensesi doğacaktı. Artık canım sürekli bir şeyler istiyordu. Şuan canım hamburger istiyordu ama isteyebileceğim birisi yoktu.

Acaba Savaş'ı arayıp mı istesem? O da şimdi nişanlısını  bırakıp  gelemez. Kalkıp kapıdaki  korumaya söyledim.

**
Hamburgerimi  yerken bir yandan da İnstagramda dolaşıyordum. O sırada ana sayfama  bir fotoğraf düştü. Fotoğraftaki  kız, dizinin  ilk başrol oyuncusuydu. Hani benim üstüne atladığım, saçını  yolduğum. Kocamla selfie  çekip bir de instagrama  atmış. Kesin bilerek yaptı  pislik. Bir de altına " Ödül gecesinde partnerim, canım  Kutay 💕" yazmış. Telefonu  bırakıp sinirle yemeğimi  bitirdim. Ama bu  böyle olmayacaktı.

Önce canım arkadaşım  Savaş'ı arayıp hemen bize gelmesini  söyledim. Bir saate geleceğini  söyleyince koşturarak odaya çıkıp kısa bir duş aldım. Duştan sonra hemen üzerime  yazlık, dizlerimin  hemen altında  biten elbisemi  giyip ayağıma  da spor ayakkabılarımı  geçirdim. Bir yandan da saçlarımı kurutuyordum. Ödül gecesi için  de valizime bir tane sandalet, bir tane de topuklu ayakkabı  koydum. Elbise  olarak uzun , omuz dekoltesi olan elbisemi  dikkatlice  valize yerleştirdim. Son olarak iç çamaşırı, makyaj malzemeleri derken çantam hazırdı.

Savaş  geldiğinde  neye uğradığını  şaşırmıştı. Ama konuyu anlattığım  için şirketteki  diğer jeti ayarlamak  için birilerine  telefon etti. Bende doktorumla  görüşüyordum. Yolculuk için bir sorun olmadığı  için rahatlamıştım.

**

Jete bindiğimizde Kutay'ın  vereceği  tepkiden korkuyordum  aslında. Ama o benim kocamdı. Zaten hamilelik  yüzünden hormonlarım  tavan yapmıştı.

"Ilgın, biraz uyu. Ben inişte  haber veririm." dedi Savaş üzerimi örterken.

11 saat süren yolculuk sonunda bitmişti. Uçaktan iner inmez bir taksiye binip otele gitmiştik. İkimize de ayrı oda ayarladıktan sonra odalarımıza  girip dinlendik.Savaş şirkette çalışanları  uyarmıştı  Kutay'a  haber vermesinler diye. Çünkü ödül  gecesi yarın geceydi  ve ben kocama sürpriz yapacaktım. Evdeki korumalarda beni Yağmur'un evinde sanıyordu. Bol bol yemek yiyip dinlendim. Yakında zaten 100 kilo olacaktım sonra da Kutay beni boşayacaktı.

Tam yatağa yatacakken  Kutay'ın  aradığını  gördüm. İstemsizce  bir korku sardı bedenimi.

" Alo, aşkım ne yapıyorsun? " Sesi gayet sakin geliyordu.

" Yemek yedim de tam uyuyacaktım hayatım. Sen ne yapıyorsun? "

" Karımı özledim. Yarın ödül gecesinden  sonra yanınızdayım. Sevgilim kapatmam lazım, seni seviyorum "

Ve  kapattı. Ama telefonu kapatmadan önce Derin'in  sesini duymuştum. Avuç içim kaşınıyor.

**

Ertesi Gün- Gece

" Yengelerin  en güzeli çok güzelsin. Geç kalmadan  gidelim , hadi " dedi Savaş. Ayakkabı  olarak son dakika sandaletlerimi giymistim. Aynada kendime kısaca bakıp odadan çıktım.

Ödül törenin yapılacağı  yere geldiğimizde  Kutay'ı  görmüştüm ama o beni görmemişti. Cem ile sohbet ediyordu. Tam kocama yaklaşacakken  Derin salağı kocamın koluna girip çekiştirdi. Hızlı adımlarla   yanlarına gidip kocamı kurtardım.

" Kocama eşlik  etmeye geldim. " dedim dişlerimin arasından. Kutay'ın çimenleri  iyice koyulaşmıştı. Bu sinirlendiği anlamına  geliyordu.

" Sonra görüşeceğiz  karıcığım." dedi sessizce. Yutkunup elini tuttum. Gece boyunca hiç yanından ayrılmamıştım.   Ödülü aldıktan  sonra ekip olarak  iki gün daha  kalıp  etrafı gezeceklerdi  ama biz bu gece dönüyorduk.

" Kutay, şey ben hiç buraya gelmedim de... Yani, şey.. Biz de kalıp gezebilir miyiz? "

" Başka zaman geliriz ama şimdi eve gidiyoruz."

**

Otele dönüp eşyalarımızı  alıp jete binmiştik. Uçuş sonrası  Savaş  taksiyle  dönerken biz de Kutay'ın  arabasıyla eve gittik. Eve gelir gelmez  bağırmaya  başlamıştı.

" Seni götürmek isteseydim zaten götürürdüm dimi ? "

" Ben Derin'in  attığı fotoğrafı görünce sinirlendim. Senin yanında olmak istedim sadece. Bir daha yapmam merak etme." Bende bağırıyordum.

Odaya çıkıp  üzerimi  değiştirip  kendimi yatağa attım. Gözyaşlarım yanaklarımdan   boynuma doğru akıyordu. Kapı çarpma sesiyle daha çok ağlamaya başladım. O çok sinirliyse ben de aynı oranda  üzgündüm. Resmen benim orada olmamdan rahatsız  olmuştu. Bundan  sonra başka  bir Ilgın  görecekti  karşısında.




Zoraki SevdaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin