-NİYANA-
Göz kapaklarım titreyerek açıldığında karşımda Charlotte ile karşılaştım. Yanımda bana endişeyle bakarken yakalandıktan sonra yüz kasları harekete geçip genişçe gülümsedi.
''Uyandı! Hey selam!''
''Selam.Neredeyiz?'' etrafıma bakınmaya başladım. Heryer gri ve solmuş görünüyordu.
''Buranın merkez bankasında saklanmayı uygun bulduk.Sonra Daemon ile Leo gidip senin için bu yatağı buldular.'' hafifçe kıkırdadı. ''Bence çok romantik.''
koluna yavaşça vurdum. ''Hey kes şunu'' gülümsedim. Daha tanımasamda kızdan çok etkilenmiştim. ''Kaç saattir uyuyorum? ''
''2. '' diye hızla yanıtladı. Elim daha sonra sızlayan başıma doğru uzandı ve iç çektim. Bandajlıydı.
''Bu kadar sert vurduğumu hatırlamıyorum.'' diye dürüstçe söylendim. Charlotte elimi hızla bandajdan çekip yokladı. ''O deliyi keşke canlı elime geçirebilseydim.O anki panikle ne yaptığımı düşünememiştim bile.'' nefes aldı. ''tabi...pişman değilim.'' dedi ve geriye çekildi.
''Pansumanı..sen mi yaptın?İlk yardım bildiğini bilmiyordum.''
Gülümsemesi yüzüne yayıldı. ''İlk yardım ve dahası. Ben bir hemşireydim Niyana.''
''Aman tanrım. Nasıl?''
''şöyle ; Xio , doktorlar ve hemşileri kullanabileceği çok sistemli sınıf hastanelerine nakletti. Ben bir deliler hastanesinde baş hemşirelik yapıyordum. Hastane geçen hafta büyük bir patlamayla küle dönüştü. İçinde bir çok doktor ve ...hasta vardı.'' yutkundu. ''N-neden bilmiyorum hiçbir uyarı yapılmadan boşaltılmamışbir hastaneyi havaya uçurmak..bana biraz insanlık dışı geliyor.''
''Çünkü o , orospu çocuğunun teki.''
konuşmamızın ortasında içeri giren Daemon'a bakışlarım kaydı. Üzerindeki koyu yeşil ceketi hafif yıpranmış ve alnında bir şişlik vardı.
''Sanada Selam Daemon!'' diye ciyakladı Charlotte.
''Sanada şanslı bücür. '' dedi ve eliyle selamladı.
''Şanslı?'' diye sordum. Charlotte kıvır kıvır saçlarını etrafa saçarak bana döndü. ''O patlamada şans beni bulmuş ya sana saldıran 1. tehlikeli hastanın yanında zindanlarda duruyordum. Sadece ikimiz kurtulmuştuk ve etrafta başka kimse olmadığı için beraberimde gelmek zorunda kalmıştı. İşte hikayemin sonu.''
Başımla onaylayıp tekrar Daemon'a döndüm. ''Yüzüne ne oldu senin?''
Daemon elini hemen alnına bastırıp yüzünü ekşitti. ''H-hiçbir şey.''
Ona inanmayarak bakmaya devam ediyordum. Bakışlarını benden kaçırıp dışarı çıkana kadarda bakmaya devam ettim.
Sinir bozucu..ve tuhaftı.
-4 SAAT ÖNCE-
Daemon-
Niyana ve Leo'nun hızla benden uzaklaşmalarını sessizlik içinde izledim ve derin bir nefes aldım.
İşte başlıyorduk.
Elinde bir pompalı tüfek olan ve kurşun geçirmez robot sürüsüne karşı ne yapacağını bilemeyen yalnız bir adamın elinden ne gelirdi?
Yollarımı hızla düşünürken bir yandanda yavaşça geldiğimiz yöne doğru gidiyordum.
Jeep'imi arkada bıraktığım için kendime kızmakta çok haklıydım.
Yani hangi dengesiz bir insan en unutkan arkadaşına güvenip arabasına atlarki?
Cevap : Daemon.
beyaz bir binanın girişine yaklaştığımda çitlerin etrafından dolanıp yanlamasına gitmeye başladım.
Zııııııııtttttt
Tüyler ürpertici bozuk sesleri duydukça elimdeki -işe yaramaz- silaha daha sıkı sarıldım.
Yeşil bir ışık görmemle duvara iyice yapıştım.Başımı hafifçe uzattığımda bir M7'nin yavaş yavaş arkası dönük bir şekilde bahçeye girmeye çalışıyordu.
Ona bakarken neler yapabileceğimi gözden geçirdim.
Jeep'e koş.
Robotun üzerine atla?
Silahını kap?
Doğaçlama yap.
En son şıkkın bana daha uygun olduğunu düşünerek yerdeki tuğlalardan birisini elime aldım yürümeye başladım. Derin bir nefes verip Tuğlayı hızla m7'nin kafasına geçirdim.
Tuğla tuz buz olurken robot hiç kıpırdamamıştı. Başını dahada dikleştirdi ve yana doğru döndü.
''0...2....8....'' tek tek rakamları söylerken cızırtılarını hiç eksiltmemişti.
Bu makinelerle nasıl başaçıkılacaktı?
Alex ne demişti?
....
Etraftaki envanteri çıkartmaya devam ederken yakınlardaki, kasaba elektrik direklerini gördüm.
Yüksek Voltaj...
Yüksek Elektrik yükü...
Kısa devre..
KAÇIŞ!
işte bu be! kendime büyük bir alkış tutmadan önce egomu sakinleştirerek hızla bahçe hortumuna uzandım. Hortumun ucundaki çeşmeyi sonuna kadar çevirdikten sonra- tanrıya şükür sular hala kesilmemişti- Direğe doğru yürümeye başladım.
İşte ne olduysada bundan sonrasında oldu.
Ben sessizliğimi korurken hesaba katmadığım diğer makine bozuntusu ayağıma yapıştığı gibi beni yere çiviledi. Başımı çarptığımda hissettiğim o buz gibi acı tüm adrenalini damarlarıma işliyordu.
Elimdeki hortumun ucunu tutup suyu direrkt bana yaklaşmakta olan robota doğru fışkırtmaya başladım. Bundan etkilenmemiş olacakki yürümeye devam ediyordu. İçimden tonla küfür savururken elimdeki hortumu var gücümle direktlere doğru fırlattı.
12 den vurduğum direkrtten büyük bir kıvılcım çıkarak hortumu takip etti ve robotlaın o parlak ışığa odaklandığı küçük elektronik beyincikleri beni unuturken yana kaymamla elektrik su yolunu bulup , robotların üzerinde parlamaya başladı.
İkisi birden adımı ve anlamadığım sayıları söylemeye devam ederlerken savunma mekanizmalarının çöktüğünden emin olduğum vakit ikisininde kafalarına birer sıkı saydırdım ve benim pek değerli Kızıma doğru ilerleyip yanına bıraktığım erzakla beraber oradan hızla uzaklaştım.
bir sonraki bölüm : Cinayet ve Aile. ile devam edecek.!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE FORGOTTEN WORLD -İLK KİTAP TAMAMLANDI-
Science FictionGökyüzünü unutmaya başlayabilirsin. Xio'nun tek bir hedefi vardı ; Dünya. Onuda aldığında her şeyi elde etmiş oldu.İnsanlar artık dışarıya çıkamıyordu bile.İlkelleşme döneminin sonuna geliyorduk.Ona baş kaldıramazdık.Onu engelleyememiştik. Ama... Um...