Yeraltında.
Hope
Merdivenlerden hızla inip çarşının meydanına ulaştığımızda Mike telaşla etraftakileri odalarına yollamaya çalışıyordu.
''M-mike? Neler oluyor?'' dedim telaşla. Gözleri hızla etrafı tarayıp beni bulunca yanıma koştu.
''Şu fırıncının oğlunun ölümü için. alt kısımdan insanlar Belediyenin önüne toplanmışlar.Alex Amca bana burayı dağıtmam için emir verdi.''
İç çektim. ''Doğru şu zavallı çocuk.Kim öldürdüğü hakkında bir bilgi var mı?''
Belediye binasına göz gezdirip önce Serena'ya sonrada bana döndü. ''Bunu sır olarak saklıyorlar.''
''Ne?'' diye ciyakladı Ser. ''Zavallı bir çocuk öldü! Kimin öldürdüğünü bilmeye hakkımız var! Bilelim ki onun boğazına yapışıp...''
''Şimdi sırası değil Ser.'' dedim ve susturdum. Mike başını salladı ve arkasını döndü. ''Sanırım bu iş cidden biraz fazla derin. Gençleri binaya sokmuyorlar. Şanslıyım ki ben zengin bir piçim.'' sonra sırıttı. ''Haberleri öğrenmeye çalışacağım. Sonra konuşuruz olur mu?'' dedi ve benim cevabımı beklemeden Binaya doğru yürümeye başladı.
Serenaya baktım. Öfkeyle ve homurdanarak yerdeki taşları inceliyordu. ''Şu Fare(mickey) bozuntusunu parçalamama az kaldı ama!'' dedi.
Çıplak boynumu elimle kavrayıp düşünmeye başladım.
Minik bir çocuğu...büyük bir partiden faydalanarak öldürmek...böyle bir canilik üstüne çocuğun üzerinde bir iz bırakmak!
Bu izin anlamını merak ediyordum. Daemon bunun hakkında daha önceki başka bir cinayette konuşmuştu sanki. Acaba onu arayıp bu konu hakkında konuşmalı mıydım...Zaten başları yeterince doluyken başka bir meseleyle rahatsızlık vermek istemiyordum açıkcası.
Geldiğim yönde yavaş yavaş yürümeye başladım.
Serena yanımda bitip kulağıma eğildi. ''Meraklıyız değil mi?'' diye fısıldadı.
Durup ona baktığımda gözlerinde garip bir ışıltı farkettim. ''N-ne düşünüyorsun Ser?''
Derin bir nefes aldı ve elini dudaklarında gezdirdi. ''İki kaynağımız var. Birincisi Fırıncıdan ekmek almaya gidip küçük bir muhabbet...ikincisi Hastanede bu işi gizli tutmaya çalışan ama hormonlarıyla başa çıkamayan bir çocuktan bilgi almak.''
Son maddeyi okurken ağzım açık ona bakıyordum. ''Y-yapamazsın! Bu kanunlara aykırı!''
''Halktan bilgi kaçırmakta kanunlara aykırı unuttun mu?'' dedi ve dudak büzdü.
''P-peki...iş bölümü mü yapıyoruz şimdi?'' diye kekeledim ve sırıttı. ''Ah lütfen ama... ben hastaneye gidebilirim. Dert etme. Leo'dan başka kimseyi ayartmana izin vermem.''
''Serena!''
''Şakaydı be!'' dedi ve sekerek Belediyenin yanındaki yoldan Hastaneye doğru çıkmaya başladı.
Gözlerimi kapayıp 5 e kadar saydım. Sakinleşmem lazımdı. Kötü bir şey yapmıyordum. Sadece Daemon gelmeden önce merakım yüzünden gizli işler çevirecektim.
Ah hadi ama! Korkaklığın sırası değil!
--------
Niyana saatlerdir alnımdaki morluğa bakıp somurtarak gözlerini kaçırmaya çalışıyordu.Charlotte son bir kez yaralarına pansumanı yapıp Jeep'in arka koltuğuna ikisininde oturmasına yardım ettim. Bu sefer Leo'ya ters bir bakış atarak sürücü koltuğuna ben geçmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE FORGOTTEN WORLD -İLK KİTAP TAMAMLANDI-
Science FictionGökyüzünü unutmaya başlayabilirsin. Xio'nun tek bir hedefi vardı ; Dünya. Onuda aldığında her şeyi elde etmiş oldu.İnsanlar artık dışarıya çıkamıyordu bile.İlkelleşme döneminin sonuna geliyorduk.Ona baş kaldıramazdık.Onu engelleyememiştik. Ama... Um...